Sonunda yılbaşı gelmişti. Gerçi daha tam gelmemişti, bugün yılbaşı arifesiydi ama hâlâ kar yağmamıştı. Yağmasını çok istiyordum. Neden yağmıyor?
Mutsuz bir şekilde camdan dışarıyı izlerken Taehyung arkamdan gelip kollarını belime doladı ve yanağıma minik bir öpücük kondurup çenesini omzuma yasladı.
"Benim bebeğime ne oldu? Niye bu kadar üzgünsün Jungkook'um?" Boynumu da öpüp kollarını daha sıkı doladı.
"Taehyung-ah kar yağmıyor. Oysaki yılbaşında yağmasını istiyordum." Elimi cama koyup dudaklarımı büzdüm. "Üzülme ama. Sıcak çikolata yapayım mı sana ister misin?" Kafamı iki yana sallayıp teklifini reddettim. Benden ayrılıp bedenimi kendine çevirdi ve alnımı öpüp saçlarımı karıştırdı. "Ben eminim bugün veya yarın yağacak." Gülümseyip elimi öptü. "Ben Yeontan için mama almaya gidiyorum, yazık hayvancağızın maması bitmiş." Kafamı sallayıp gülümsedim.
Taehyung gidince geri pencerenin önünde durup dışarıyı seyretmeye başladım.
.
.
.
.Bir saat geçmişti bile. Ne kar yağmıştı, ne de Taehyung gelmişti. Aslında merak etmiştim Taehyung nerde kalmıştı? pencerenin önünden ayrılıp salondan telefonumu aldım ve geri geldim. Döndüğümde gördüğüm şeyle resmen kalbim boğazımda atmaya başlamıştı. Taehyung bahçede elinde gül demeti ile bekliyordu. Pencereden ayrılıp balkona çıktım ve korkuluklara yaslanıp Taehyung'a baktım. Balkona çıktığım an bir anda gül yaprakları yağmaya başlamıştı.
Gülümseyerek Taehyung'a bakıyordum. Eliyle gel işareti yaptığında kafamı sallayıp koşarak aşağı indim ve Taehyung'a sıkıca sarıldım.
"Şapşal mısın?" Gözlerim dolu dolu ona bakıp dudaklarını öptüm. "Beğendin mi?" Elindeki demeti bana verip ellerini cebine koydu. "Taehyung sana cidden inanamıyorum." Demeti kucaklayıp çiçeklere baktım. "Gerçek kar yağdıramam belki ama senin yüzündeki o gülücük için her şeyi yaparım." Çiçekleri bırakıp ona tekrar sarıldım. Bana karşılık verip saçlarımı okşamaya başladı. "Seni seviyorum Kim Taehyung."
"Bende seni seviyorum Jeon Jungkook." Saçlarımın arasına birkaç öpücük bıraktı ve benden ayrılıp omzuma düşen taç yapraklardan birini aldı. Avcumu açıp yaprağı elime bıraktı. "Bunu sakla olur mu?"
Başımı salladım ve yanağını öptüm..
.
.Taehyung'un başlattığı gül yaprağı yağmuru bitince tabii ki etrafı toplamak bize düşmüştü. Gerçek gül yaprağı değildi o yüzden bunları tekrar kullanabilirdik. Tırmıkla hepsini bir yerde topladık. İçimden o yığının üzerine atlamak geçiyordu. Taehyung o yığına bakarken gözlerimdeki bakışı görmüş ve anlamış olacak ki eliyle işaret edip atlamama izin verdi.
Tırmığı bırakıp yığından uzaklaştım ve koşup uzerine atladım. Azıcık canım acımıştı ama değdi sonuçta. Taehyung kıkırdayıp yanıma geldi ve kalkmam için elini uzattı. Elini tutup kalktım ve üzerimi silkeledim. "Hadi sıcak çikolata içelim."
"İçelim kızarmış domates." Elini belime atıp beni kendine çekti ve beraber içeri girdik.
Mutfağa gidip tezgaha oturdum ve sıcak çikolata yapan Taehyung'u izlemeye başladım.
Hazırlayıp yaptığı sıcak çikolatayı kupalara koydu ve yanıma gelip ellerini bacaklarımın iki yanına koydu. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp gülümsedi. "Sıcak çikolatalarımız soğurken bende birazcık çilek yemeye geldim." Dedi bir elini bacağımda gezdirirken. "Ama Taehyung-ah kış mevsiminde nereden bulacağız çileği?" Gözlerimi kırpıştırıp gözlerine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
still with you | taekook
Hayran KurguBazı erkekler geç olgunlaşır ta ki hayatlarının anlamını oluşturan şeyi kaybettikleri ya da kaybetmek üzere oldukları ana kadar.