Demir yanıma gelip kendisini kumlara attı.
Ona döndüm ve göğüsünün üstünden elimi geçirerek ona sarıldım.
O da bana döndü.
Gülümsedi.
-Sen benim yaşamak için tek sebebimsin.-Sen de benim ölmek için tek sebebimsin.dedim.
Güldü.Bana bakarak o güzel yüz hatlarını belli etti.Hiç yüzü gülmeyen Demir Alabora benim yanımda gülüyordu.
Gülümsüyordu.
Ama sadece bana...Demir kolunu başımın altına koydu.
Ay'a bakıyorduk ikimizde.
Gözlerimi kapatmıştım ki hiç duymak istemediğim birinin sesini duydum.
-Demir ben gitmek istiyorum.
Gözlerimi açmamıştım.Derya gidene kadar da açmayı düşünmüyordum.-Derya biraz sessiz olur musun?
Ece uyuyakaldı da.-Ee napmamı bekliyorsun ninni mi söyleyeyim?
-Sussan yeterli.
-Amann naparsanız yapın hanımefendi uyandığında gidelim ama.
-Senin keyfin için gelmedik ki senin keyfin için gidelim.Gitmek istiyorsan taksi çağır.
-Pişman olacağın şeyler söyleme.
-Pişman oldum zaten seni buraya getirmek hataydı.
Ben seni Ece ile tanıştırmak için getirdim ama sen gittin Deniz ile tartıştın.
Kızım sen niye hiç rahat durmuyorsun?-Bana çocuğunmuşum gibi davranmayı bırak.
Ece de senin ne olduğunu öğrenicek.
Gerizekalı mı bu kız da seninle ilgili hiçbirşey bilmeyecek.Bazen o kadar salak olabiliyorsun ki.-Derya git şurdan benim sinirimi bozma.
-Emredersiniz paşam.
Derya uzaklaştıktan sonra Demir bana döndü.Yüzümü incelediğini anlayabiliyordum.Nefesi yüzüme vuruyordu.Hem de çok yakından.
Uzun süre öyle kaldıktan sonra başımı göğüsüne yasladım.
O da elleriyle çıplak omuzlarımdan sarıldı. Onun yanında mutluydum,huzurluydum,iyiydim.Ama o olmadığında huzurlu değildim.
Demir kısa bir süre içerisinde önce arkadaş sonra ailemizden biri gibi olmuştu.Şimdi de sevgilim.
Göğüsünde yatarken uykuya teslim olmuştum.Uyandığım da arabadaydım.Demir,Deniz,Derya kimse yoktu.
Arabadan indikten sonra sahile baktım.Orada da değillerdi.
Telefonumu elime aldım ve saate baktım saat 09.45'ti.
Uzunca bir süre arabada bekledikten sonra birisinin bana seslenmesi üzerine oraya döndüm.
Uzun süredir görmediğim ama hala en yakınım olan ilkokul arkadaşım Mehmet Efe yanıma geldi.Tokalaştıktan sonra kısa bir süre sohbet ettik.Ailesiyle tatile geldiğini ve yakında döneceklerini söyledi.Bizimkiler de etrafta yokken bir ailesini görmek istedim.Ailesinin yanına gidip sohbet ettim.Uzunca bir süre oturduk.Telefona baktığımda saat 13.56'idi.
Efe'nin ailesi ile vedalaştıktan sonra arabanın yanına geldim.Ortalıkta yine kimsecikler yoktu.Demir'i aradım ama telefonu kapalıydı.Deniz'i aradım ama o salakta arabada unutmuş telefonunu.
Arabadan bikinimi alıp kabine gittim ve üstümü değiştirdim.
Elimdeki eşyaları arabaya tekrar koyduktan sonra sahile doğru ilerledim.
Kendimi denizin soğuk sularına bıraktım. Suyun içinde zaman geçirdikten sonra uzaktan birisi adımı seslenerek geliyordu.Yakışıklı mı yakışıklı,tatlı mı tatlı biricik sevgilim geliyordu.
Bana doğru geliyordu ki suların içinde kayboldu.Onun olduğu yöne doğru ilerledim ama Demir yoktu. Az önce bana doğru gelen sevgilim suların içinde kayboldu gitti.Çığlık çığlığa feryatlar kopara kopara bağırdım.Cankurtaran gelene kadar ben kendimden geçmiştim.
Gözlerimi açtığımda Deniz yanıbaşımda bileklerimi kolonya ile ovuyordu.
Hemen kalktım.Demir nerde diye bağırıyor ,çağırıyor,ağlıyordum.
Deniz'in gözleri dolmuştu.
Derya bana bakıyor birşeyler diyordu.
Sesler boğuk boğuk geliyordu.
Bilincimi kaybetmeden önce duyduğum son sözler
"DEMİR ÖLDÜ. DEMİR ÖLDÜ HEM DE BU KALTAK YÜZÜNDEN.DEMİR ÖLDÜ HEM DE BU SALAK YÜZÜNDEN."
Olmuştu.