Serin ve hafif yağmurlu bir sonbahar gününde jisung elleri ceplerinde, yoldaki kuru yaprakları ayağıyla savurarak yürüyordu. Yeni kaybettiği işinin yerini dolduracak bir iş bulmak için dua ediyordu.
Çalıştığı restoranda müşterinin beyaz kazağında bir kadeh dolu şarabı dökünce, kazağı kırmızıya boyanmış kadın bu duruma pek sessiz kalmamıştı. Çalıştığı restoran oldukça lüks olduğundan ötürü jisungu orada, o saniye kapı dışarı etmişlerdi.
Jisung tekrar iç çekerken yanından geçtiği sarı loş ışıklarla aydınlatılmış, her yerinde ahşap kullanılmış kütüphane dikkatini çekti. Pek kalabalık bir kütüphane olmasa da ziyaretçilerin şık giyimleri, buranın pek keşfedilmemiş ortalamanın üstünde bir yer olduğunu anlamaya yetiyordu. Jisung gri saçlarını düzeltti. Ardından yağmurdan ıslanmış gözlüğünü kazağıyla temizleyip tekrar takarken yavaş adımlarla kütüphaneye girdi.
İçerisi büyüleyiciydi! Eski kitap ve akşap kokusu kütüphanenin her yerini sarıyordu. Duvarların bazı bölümlerinde demir mumlukların içindeki mumlar içeriye biraz da tarçın kokusu ekliyordu.
Jisung etrafı incelerken 50 li yaşlarının sonunda olduğunu belli eden renkli bir kazak giymiş, büyük yuvarlak gözlüklü bir kadın jisungun yanına geldi.
Hoş geldiniz! Yardımcı olabileceğim bir konu var mı acaba?
Jisung kadının gözlük numarası yüzünden büyümüş gözlerine baktı ardından kadının gülüşüne aynı gülüşle yanıt verdi.
"Hayır sadece bakınıyorum."
"Harika! Bir şeye ihtiyacın olursa beni veya kocam Benard'ı bulabilirsin."
Kadının fransızca aksanı jisung'a biraz komik gelmişti. Ama bunu çaktırmadı. Sadece kafa sallayıp gezinmeye devam etti.
Bir süre gezindikten sonra tam çıkarken kadının kocasıyla konuşmasına kulak misafiri oldu.
"Artık yaşlanıyoruz benard. Burası ikimizin idare etmesi için büyük bir yer, bir yardımcı için ilan asacağım."
Jisungun gözleri parladı. Şu anda işsiz olduğundan yarı zamanlı olacak her işe kabuldü.
Jisung boğazını temizleyip yanlarına gitti.
Tekrardan selam verip konuya hızla giriş yaptı."Konuşmanıza kulak misafiri oldum da bir yardımcı istediğinizi duydum ?"
Jisung, Kadının gözlerinin parladığını fark etti.
"Evet! Birini tanıyor musunuz acaba?" Diye sordu kadın
"Ben çalışabilirim."
"İkisi de bir süreliğine duraksadı. Böyle genç bir adamın burada çalışmak istemesi onlara biraz garip gelmişe benziyordu."
Adam konuştu
"Sen mi? Neden böyle sessiz ve sıkıcı bir yerde çalışmak istiyesin ki? Bu iş için Çok gençsin.""Hayır efendim kitapları severim burada çalışmak, zor olmaz."
"Tamam ozaman!!" Dedi kadın heyecanla.
Yarın başlayabilirsin. Sabah 11de burada ol. Akşam 9 da kapatıyoruz. Kapatırken buradaki tüm mumları söndürmeni ve tozlu rafların tozunu almanı istiyorum.
Maaşa gelirsek... günlük 100 euro alacaksın.
Her şeyi kabul ediyorsan yarın 11 de yeni işine başlayabilirsin.Jisung yutkundu ardından konuştu.
"Tamam anlaştık."
Kadın tekrar harika! Diye bağırdığında gerçekten mutlu olduğu yüzünden belli oluyordu.
Adam hala jisunga kuşku dolu baksa da hiç bir şey söylemedi.Jisung kütüphaneden çıkınca havanın iyice soğuduğunu farketti ve eve geri dönmek için hızlı adımlarla yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
livre mystère/ minsung
FantasíaFransada eski bir kütüphanede çalışmaya başlayan Jisung, kütüphanenin derinliklerinde bulduğu gizemli bir kitabı merak edip evine getirir fakat hiç beklemediği bir şekilde farklı bir evrende ve farklı bir bedende uyanır.