Hyunjin ile jisung sonunda tezgaha ulaştıklarında gözler ikisinin üzerindeydi. Herkes jisungu merak ediyordu.
Hyunjin jisungun koluna girdi ve acıklı gözlerle ona baktı.
"Merak etme sana söz verdiğim çörekten alacağım biliyorum çok açsın 1 tane yetmez şimdi..."
Jisung, hyunjinin bi anda değişen yüz ifadesini ve hareketlerini anlayamamıştı. Resmen Jisung'a hasta muamelesi yapıyordu.
Hyunjin ortaya biraz daha drama katarak jisungun kolunu omzuna attı."Merak etme dostum emin ellerdesin artık!"
Hyunjin neredeyse ağlayacaktı.Halk jisunga çok üzülmüş olacak ki son 2 büyük çöreği jisunga bıraktılar. Hyunjin aynı üzgün ve çaresiz yüz ifadesiyle çörekleri aldı ve tekrar jisungun koluma girdi.
"Hadi gidelim kalabalık başını ağrıtmasın şimdi. Çok kötü yaralanmışsın dinlenmelisin..."
Jisung elini hyunjinin omzuna attı. Hala ciddi miydi yoksa numara mı yapıyordu anlayamamıştı.
Halktan yeterince uzaklaşınca jisung hyunjine sardığı elini çekti.
"Neden bi anda bana ölüyormuşum gibi bir muamele yaptın? Ben gayet iyiyim, tek başıma da yürüyebilirdim.""Seni şapşal.." jisungun kafasını işeret parmağıyla ittirdi "eğer tek başına yürüseydin bu güzel çörekleri rüyanda görürdün oyunculuğuma teşekkür etmelisin!"
Jisungun elinden kaptığı çörekten koca bir ısırık aldı ve gülümsedi."Çok kötüsün gerçekten..." jisungun ilk defa yüzünde korkudan başka bir ifade oluşmuştu.
"Vay gülebiliyormuşsun demek! Bunu daha sık yap, gülümsemeyince bi tık ürkütücü görünüyorsun."
Jisung normal zamanda olsa buna alınabilirdi ama alınmadı. Onun yerine cevap vermeden şu hyunjinin öve öve bitiremediği çörekten bir ısırık aldı.
"Bu gerçek olamaz... bu hayatımda yediğim en güzel şey diyebilirim."
Jisung çok büyük bir lokma daha ısırdı.
Hyunjin jisungun tepkisine tarmin olmuş görünüyordu.İkisi de ormanın içinde bir kütükte çörekleri yerken çalılıklardan gelen bir sesle jisung kafasını kaldırdı. Etrafa bakınırken çalılıklar bi sağ taraftan bir sol taraftan titreşiyordu. Her titreşimi ve her küçük çıtırtıyı hissetmesi inanılmazdı.
Jisung hyunjine baktı, çok sakin görünüyordu. Duymamış mıydı acaba?
Ses tekrar geldi
Jisung tam hyunjine söyleyecekken birisi jisungun üstüne zıpladı."AAA İMDAT! HYUNJİN YARDIM ET!"
"Jeongin bunu her gelen kişiye yapmak zorunda mısın ?"
"Aman be sanki hep yeni birisi geliyor da!"Jeongin, jisungun üstünden kalkıp onu da kalkmasına yardım etti.
"Kusura bakma yeni birinin geldiğini söylediler seni korkutarak şaka yapmak istemiştim ama bu kadar hazırlıksız yakalanacağını düşünmüyordum HAHA"
Jeongin gülmeye başlarken jisung kendine gelmeye çalışıyordu.
"Her neyse ben jeongin! Sen?"
"Ben..jisung."
"Memnun oldum jisung! Ayrıca çörekleri almak için orada yaptığınız numara çok şeytaniceydi"
Jisung heyecanla konuşan çocuğu inceliyordu bir elfe benzeyen kulakları vardı. Onu elflerden ayıran en büyük özelliği teki kırılmış iki çift boynuzuydu. Ayrıca burnundan anlına yükselen simetrik bir leke vardı ve saçına renkli ipler dolamıştı.
Jeongin kendisine bakarak donakalan çocuğa anlam veremeyerek baktı ardından hyunjine döndü
"İyi mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
livre mystère/ minsung
FantasiaFransada eski bir kütüphanede çalışmaya başlayan Jisung, kütüphanenin derinliklerinde bulduğu gizemli bir kitabı merak edip evine getirir fakat hiç beklemediği bir şekilde farklı bir evrende ve farklı bir bedende uyanır.