Seyran?! (+18)

1.4K 80 77
                                    

"Seyran?! Yok yok yok! şaka şaka. Rüya değil mi yine rüya biliyorum rüya. Rüyasın. Duymuyorum seniii," diyerek ellerim ile kulaklarımı kapattım.

Seyrandı, karşımdaydı.

Göz yaşlarım kendisini tutamıyordu.

"Ferit gerçeğim. Bak, dokunuyorum. Hissedebiliyorsun beni."

"Seyran, sen öldün." dedim, çatallı sesim ile.

"Ölmedim sevgilim ölmedim. Ayıramadılar bizi, geldim sana bak."

"1 sene oldu Seyran, sen öldün bak bu mezarın ben gördüm seni, kendi ellerim ile koydum buraya. Rüyasın sen." dedim.

"Ölmedim, buradayım." dedi,

"Hayır hayır gidiyorum ben, sen rüyasın."
diyerek arkamı döndüm.
Bacaklarımı hissedemeyip yere düştüm.

"Beni bir daha mı kaybedeceksin." dedi,
Hızlıca geri döndüm,

"Ben seni zaten kaybettim Seyran. Sen yoksun. Gittin sen. " dedim.

Benimle beraber o da yere eğildi, "Gitmedim Ferit, bak buradayım." dedi, yüzümü avucunun içine alarak.

"Seyran, sensin." dedim, fısıltı ile.

"Benim," dedi, gözünden bir damla yaş süzüldü.

"Ama sen," dedim, mezara dönerek.

"Onun içindeki ben değilim, Tarığın oyunu sevgilim. Ama bak ben kaçtım, senin için geldim. Bu ilk kaçmaya çalışışım değil, birinde vurdular beni biliyor musun?"

"Özür dilerim özür dilerim." dedim, alnımı alnına koyarak.

"Senin suçun yok, sevgilim." diyerek yanağımdan öptü.

"Sen yaşıyorsun Seyran." dedim,
"Ben yaşıyorum Ferit." dedi,

Sımsıkı sarıldım, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Rüyalarım gerçek olmuştu, gerçekten de karşımdaydı.

Ve Seyranın sesi bizi bölmüştü,

"Anni!"
İkimizde dönüp ona baktık,
"Kızım" diyerek, sarıldı.

1 sene önce doğumda ölen, mezarına kendi ellerim ile koyduğum karım şuan kanlı ve canlı bir şekilde karşımdaydı, kızımıza sarılıyordu.
Ve kızımız da anni diyerek ona sarılıyordu.

"Gidelim." dedi, elimi tutarak.

"Gidelim." dedim.

Ormanın içinde olan bir eve geldik, kızımız uyumuştu. Seyran onu hemen içeriye yatırdı ve yanıma geldi.

Uzun süre sessizliğin ardından konuştu ama ben kendimi deli gibi hissediyordum. Sanki şuan birisi gelecek ve Ferit uyan! diyecek gibi hissediyordum.

"Doğumdan sonra, size öldü denilmesini Tarık ayarlamış. Sizin mezara koyduğunuz cesetin dna sonuçlarını da Tarık değiştirmiş, 1 senedir evlerinde sakladılar beni. 5 kez kaçmaya çalıştım, birinde omzumdan birinde bileğimden vuruldum. Ve en sonunda başardım. Yalıya gittim, düğün hazırlıklarını görünce dünyam başıma yıkıldı ama senin araban yoktu orada, ve kendimce düşünüp kesin mezarımın başında olacağın geldi aklıma. Seni orada bulacağımı biliyordum." dedi,

"Ben ne diyeyim bilemiyorum, şuan bile gerçek misin emin değilim. Ben, ben ne yapmalıyım bilmiyorum. Terapilere gittim ben, şuan sen sensen yaşıyorsan. Off Seyran rüyasın ya da değilsin ama ben seni çok özledim." diyerek, sarıldım.

"Rüya değil Ferit, rüya gibi ama değil. Bende seni çok özledim, hep düşündüm biliyor musun? Kızımız kime benziyor diye, İsmini ne koydunuz diye. Tarık bana gelip resimlerinizi gösterdikçe içim gidiyordu."

"O orospu çocuğunu kendi ellerimle öldüreceğim yemin ederim. Dokundu mu sana o piç?!" dedim.

"Hayır, lütfen ben seni kaybetmek istemiyorum, gidelim buralardan lütfen." dedi,

"Gidelim sevgilim gidelim." diyerek öptüm,

!!! (+18 rahatsız olanlar geçsin.) !!!!

Öpüşmemiz gittikçe derinleşiyordu, nefes nefese kalmıştık.

Seyran kendini ayırdı, nefesini düzene sokana kadar bekledi,
"Seni o kadar çok özledim ki." dedi,
"Bende sevgilim bende." diyerek onay bekledim,

Seyran dudaklarımızı tekrar birleştirince onay geldiğini anladım.

Seyranı duvara yaslayıp kollarını tek elim ile tutup havaya kaldırdım. Boşta kalan elim ile sırtını kavradım.

Öpücüklerim dudaklarından boynuna doğru yol çizdi, Seyran kafasını geriye atarak bana alan ayırdı.

"Seni ne kadar özlediğimi," dedim, dudaklarını öperek,

"Bir bilsen." dedim tekrar öperek.

"O kadar çok ağladım ki, ben sensiz bir hiçmişim." dedim.
Ama Seyran beni duyuyor muydu bilmiyordum.

İki elimle Seyranı belimden tutarak kucağıma aldım,
bacaklarını belime doladı, yavaşça diğer duvara götürdüm onu.

Üzerindeki elbiseyi tek hamlede indirdim. Yere düşebilmesi için Seyran bacaklarını indirip tekrardan belime doladı,

Tek elim ile sütyenini çıkarıp fırlattım.

Bir elim sırtında iken bir elim göğüs uçlarındaydı, süt ile dolu olup emziremediği için dolgunlaşmışlardı.

"Büyümüşler," dedim, gülerek.

"Seninki de büyümüş." dedi, göz kırparak.

"Hıı?" dedim, pisçe sırıtarak.

Tekradan dudaklarımız buluştuğunda Seyran benim üzerimdekileri çıkarmaya çalışıyordu.

Hızlıca üzerimdeki tişörtü çıkarıp fırlattım.

Sadece iç çamaşırlarımız ile kalmıştık.

Seyranı kucağıma alıp, koltuğa yatırdım.

"Gerçeksin, canlı kanlı halinle şuan karşımdasın, ölmedin. Yaşıyorsun."

"Yaşıyorum, senin için." dediği an tekradan dudaklarımız arasındaki mesafeyi kapattım.

Üzerimizde kalan son gereksiz eşyaları da çıkarınca, ikimizde istediğimize ulaşmıştık.

Seyran bacaklarını belime sardı.
Tenim tenini o kadar çok özlemişti ki.

Kim derdi, kendi düğünümden kaçıp ölen karımın mezarının başında karımın ölmediğini öğrenip bir orman evinde sevişeceğimizi.

Şaka gibiydi.

Bir ben üstte bir Seyran üstte derken 3 tur bitmişti bile.
4. tur, 5.tur... Sabahın ilk ışıklarında Seyranın ağlama sesleri bölmüştü.

(Geçenler buradan devam edebilirler.)

"Hassiktir." diyerek, ayrıldım.
Seyran üzerine yerdeki tişörtümü geçirip kızımızı aldı,

İlk defa emzirecekti, 1 yıl sonra ilk defa.

1 yaşında anne sütü ile tanışacaktı.

Ve dün yaşananlara hâlâ inanamıyordum. Seyran yaşıyordu.
Nefes alıyordu.

Seyranı emzirip tekrardan yatırdıktan sonra yanıma kıvrıldı. Bana sımsıkı sarılıp gözlerini kapattı.

______________________________________
Acaba Seyran mı yaşıyor ?

Yoksa Ferit mi deliriyor?

Ya da bunları yaşadığı kişi Pelin ama Ferit Seyran olarak mı görüyor?🤐🤐

Yazarken çok utandım 🤭
İlk yazışım bu arada 😁
45 Oy 💖

Senden Bana Kalan(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin