on altı

679 56 7
                                    

"Günaydın annecim, günaydın babacım." Kahvaltı masasında oturan ailemi öptükten sonra boş sandalyeye oturup kahvaltımı yapmaya başladım.

"Bugün denemen mi vardı kızım?" Ağzımda ki zeytini yuttuktan sonra babamı onaylayarak sandalyeden kalktım ve odama giderek çantamla birlikte telefonumu aldım. Bugün artık son aya girdiğimiz için denemelerim başlamıştı ve özgür olmama çok az bir zaman kalmıştı, bu yüzden mutluydum.

Ayakkabılarımı giyinip evden çıktığımda koşar adımlarla durağa geldim ve son anda yetiştiğim otobüse binerek boş bir yere oturdum. "Pardon, bakar mısınız?"

Gelen sesle bakışlarımı arkaya çevirdim fakat bana seslenilmediğini yanımda ki kızın buyurun diyerek dönmesiyle anlarken rezilliğimle baş başa kalarak yeniden önüme döndüm.

Bugün de çok şükür rezil olmuştum, artık ölsem de gam yemezdim.

İneceğim durağa yaklaşan otobüsle ayağa kalkarak kapıya yaklaştım ve tuşa basarak beklemeye başladım. Birkaç saniye sonra duran otobüsle de beklemeden inerek dershaneye doğru yürümeye başladım.

Umarım emeklerim boşa gitmezdi ve o sene, bu sene olurdu, amin yarabbim amin.

~

Denemeden çıkınca Ozan'ın arabasını görmemle sevinmiş ve ardından yolun ortasında dans etmemin saçmalık olacağını düşünüp koşar adımlarla Ozan'ın yanına gitmiştim.

"Hoşgeldin güzelim." Kollarını bana dolayan Ozan'ı fırsat bilip ben de kollarımı boynuna doladım ve yanağını öptüm. "Asıl sen hoşgeldin yakışıklı."

Ayrıldığımızda kolumdan tutarak beni arabaya bindirdi ve kendisi de binerek arabayı sürmeye başladı. "Baktım sınava bir ay kalmış, sınava kadar bir daha dışarıda dolaşamayız diye bugünü bize ayırdım."

Sevinçle gülen yüzüm aklıma annemin gelmesiyle düşmüştü. Bunu anlayan arkadaşım bana gülümseyip yeniden öne döndü. "Annenden korkma, ben hallettim. Biraz kızdı felan ama ben ikna ettim bir şekilde." Kemerimi çözüp Ozan'a yaklaşıp yanağını öptüm ve tekrar yerime geçerek kemerimi bağladım.

Bir süre saçma şeylerden konuşarak geçirdiğimiz yolculuktan sonra arabanın küçükken inşa ettiğimiz ağaç evin önünde durmasıyla gözlerimden kalpler çıkmaya başlamıştı. Uzun zaman olmuştu buraya gelip vakit geçirmeyeli.

"Ya Ozan, arkadaşın olmasam çoktan yavşardım sana." Yanıma gelip saçlarımı dağıtarak benimle beraber yürümeye başladı. "Üzgünüm Sırma bacım, sevgilim var." Dudaklarımı büzüp yüzüne baktım.

"Ay onu unutmak ne mümkün zaten, sağ olsun kendisini hep hatırlatıyor kıskançlıklarıyla." Kapıyı açıp içeri geçtikten sonra oturma odasına giderken bir yandan da Ozan bana cevap veriyordu.

"Başak kıskanç kabul ediyorum ama acaba senin sevgilin nasıl olacak, ben asıl onu merak ediyorum." Sevgilin demesiyle aklıma Mir'in gelmesiyle en son konuşmamızın üzerinden geçen üç gündür hiç konuşmadığımızı fark ettim. Hâlâ bana yazdığından kimseye bahsetmemiştim fakat bugün Ozan'a anlatmayı düşünüyordum.

Tekli koltuğa yönelen Ozan'ın elini tutup üçlü koltuğa oturttum ve ben de koltuğun ucuna oturarak dizlerine başımı yasladım. "Sevgili dedin ya, sana anlatmam gereken bir şeyler var."

Elleri direkt saçlarımı bulduğunda gülümsedim, çok seviyordum ben bu çocuğu.

Bu bizim antlaşma şeklimizdi, kimin anlatacağı bir durum varsa diğerinin dizine yatardı ve diğeri de o konuşmasını bitirene kadar hiç konuşmadan saçlarını severdi.

"Bundan birkaç ay önce, derslerden çok bunaldığım zaman tanımadığım kişilerle bir grup kurdum. Başta işin şakasındaydım, amacım onları baştan adlı grubun altında toplayıp geri çıkarmaktı. Bu sayede de baştan çıkarmış olacaktım ve yaptım da fakat içinden birisi tekrar bir grup kurdu bu kişilerle ve bu şekilde sürekli konuşmaya başladık." Yüzümü hafif kaldırıp konuşmaya devam ettim.

"Hatta senden bira istemiştim, kızlarla eğleniyoruz demiştim ya, işte o kızlar da bu grubun içinde." Gözlerini kapatıp beni onaylamasıyla tebessüm ettim.

"Tüm hepsini tek tek zamanla öğrenirsin ama içlerinden birisini anlatmak istiyorum şu an sana, kafam o kadar karışık ki ancak sen çözebilirsin gibi." Gözlerimi gözlerinden çekip tavana bakmaya başladım.

"İsmi Mir ve 21 yaşında, hakkında tek bildiğim şey de bu zaten. Kendisi bizim grubumuzu asla kabul etmedi, sürekli tersledi, soğuk davrandı ve ben de rahatsız olduğu bir grupta bulunmasını saçma bulduğum için çıkartıp numarasını engelledim. Kızlarla buluştuğumuz gün beni aradı, açamadım. Ben aradım, açmadı derken annem telefonumu kaldırdı. Sonrasında mesaj attım, başta söylemedi neden aradığını ama daha sonrasın da kendisi bana yazdı ve gruba gelmek istediğini söyledi, almadım." Derin bir nefes alıp Ozan'ın yüzünü daha net görebilmek için oturur konuma geçtim.

"Üç gün geçti bu konuşmanın üzerinden. Başta biraz süründürüp öyle almak istedim, belki bana yazar konuşuruz diye ama Mir öyle birisi ki sen yazmadığın sürece yazmaz, bu yüzden de ne yapacağım konusunda çok tedirginim." Konuşmamın bitmesiyle Ozan koltukta yan dönerek yüzüme bakmaya başladı.

"Öncelikle sana derslerden bunaldığında bana yazmanı ve gerekirse seni kaçırıp kafanı dağıtacağımı söylemiştim neden böyle bir şeye kalkıştın anlamadım ama sonucunun hayatına yeni birilerini katması sevindirdi." Başta biraz sinirli duran surat ifadesi sonlara doğru gülmeye başlamıştı.

"Mir konusuna gelecek olursak, geçmişte yaşadığı bazı olaylar belki sizden uzak durmasını sağlamıştır, güven problemi oluşmuştur bu yüzden onu suçlayamayız Sırma. Evet, kullandığı üslup yanlış olmuş daha kibar bir tavırla söyleyebilirdi bu yüzden hatalı duruma düşmüş. Gruba gelmek istiyorsa bunu bence hemen yapmalısın, dediğin gibi karakterde biriyse sana yazmamakla kalmaz ve ileride hiç hayatınıza giremez. Bak en azından fikri değişmiş ve şans vermek istemiş, eminim ki bu tavırları da zamanla değişir."

"Ama Ozan, ya aldıktan sonra ve biz alıştıktan sonra tekrar çıkarsa o zaman olan bana ve hatta bize olur." Dizimde olan ellerimi tutup tebessüm etti ve konuşmaya başladı.

"Farz et ki böyle oldu, o zaman da nasibiniz bir değilmiş deriz." Hafif gülen yüzünü ciddileştirerek konuşmaya devam etti. "Hayat bu Sırma, kimi zaman ne olacağını bilemeyiz, tıpkı Mir'in hayatını bilmediğimiz gibi. Kendisini açtıktan sonra eğer giderse emin ol ki hayatı yüzündendir. O yüzden tüm düşüncelerini siliyorsun ve gidip Mir'i gruba alıyorsun. Sonrasında da dertlerimizi kapı dışarı edip eğleniyoruz, anlaşıldı mı?"

Gülümseyerek onayladım ve cebimde ki telefonumu çıkararak gruba girdim ve ikinci kez ne olacağını bilmeden Mir'i gruba aldım.

Önemsiz ama Önemli

Mir adlı kişiyi eklediniz.

~

Ayyy, hello biz geldikkk. Nasılsınızz?

O kadar özlemişim ki yazmayı uzun uzun, bıraksanız biraz daha uzatırdım ama bayrama atacağım sözümü tutmak için kısa tuttum.

Bu arada aramıza yeni katılanlar var, hoşgeldiniz hepinizzz :)

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUNNN!

İnstagram; satirlardaolur
TikTok; satirlardaaglar

28.06.2023

Serendipçe | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin