Oy sayıları ve yorumlar çok az, sizden ricam bölüme başlamadan oy atmanız ve satır aralarına yorum yapmanız. İnanın bu beni çok motive ediyor (:
~
Elimi zil butonundan çekmeden aralıksız zili çalıyordum. Bir yandan da ağlamamak için üstün bir çaba sarf ediyordum.
Kapı Ozan tarafından sinirli bir şekilde açılırken kendimi kollarına attım hemen. "Ozan." Beklemeden karşılık verdiğinde bedenimi kendiyle beraber içeriye çekmiş ve kapıyı kapatmıştı.
"Sırma, ne oldu güzelim? Birisi mi bir şey yaptı?" Telaşına karşı başımı iki yana salladım ve kolumu daha da sıkılaştırdım. "Hastaymış, ölebilirmiş."
Hıçkırıklarım dinmek yerine daha da çoğalırken, Ozan bedenimi kucağına alıp bir süre yürüdü. Bir yere oturup beni de göğsüne yasladığında içeriye geçtiğimizi anlamıştım.
"Kardeşini kaybetmiş, o yüzden gelememiş." Kalbim Mir'in görüntüsünün gözümün önüne geldiği her an kat be kat daha da sıkışırken aldığım nefesler de yetersiz gelmeye başlamıştı. "Sakin ol güzelim, hadi derin derin nefes al."
Kulaklarımda bir tek Mir'in sesi yankılanırken ellerimi acıyan kalbime koydum. "Kalbim acıyor." Gözlerimi açmamla ağlamış olmam sebebiyle gözlerim yanmaya başlamıştı. Başımı kaldırıp Ozan'ın gözlerine bakmaya başladım. "Ozan, ben nefes alamıyorum." Ellerim bu sefer boynuma gittiğinde gözlerim de kapanmaya başlamıştı.
"Ozan, iyi olur değil mi? Kendisi için ayrılan yer hemen dolmasın lütfen." Son sözlerim bunlar olurken bundan sonrası tamamen hayalden ibaretti artık.
~
Gözlerimi açtığımda kendimi Ozan'ın yatağında bulmuştum. Hemen camdan dışarıya baktığımda aydınlanmış havayı görmemle yataktan kalkmış ve odadan çıkmıştım. Bugün Mir'in hastane kontrolü vardı ve yanında olacağıma dair kendime söz vermiştim. Bu yüzden ne kadar erken eve gidip hastaneye geçersem o kadar güzel olurdu.
"Sırma, ne bu telaş?" Ozan sesimi duymuş olacak ki mutfaktan bir telaş çıkmış ve yanıma gelerek kollarımı tutmuştu. "Ozan gitmem gerekiyor, Mir'e söz verdim."
Ellerini çekmeye çalışsam da canımı acıtmadan koluma güç uygulayarak gitme girişimime engel olmuştu. "Önce kahvaltı yap, sonra söz veriyorum seni ben götüreceğim."
"Üstümü değiştirmem gerekiyor." Başını biraz eğip yüzüme bakmaya başladı ve kolumu sıvazlamaya başladı. "Güzelim burada da kıyafetin var, üstünü değiştir. Bende sana sandviç yapayım, yiyince gideriz."
Sınav senemden önce birkaç kez Ozan'da kaldığım için kıyafetlerimin bazılarını buraya koymuştum. Şu an bu aklıma gelmediği için eve gitmek mantıklı gelmişti ama buradan giyinip gidersem daha hızlı giderdim. Bu yüzden onu onaylayıp Ozan'ın odasına geçerek dolabından benim kıyafetlerimin olduğu kısmı açtım.
Üzerimde ki aşırı sakinlik hissiyle gri bir eşofman altıyla beyaz crop giymiş ve saçımı hâlâ bileğimde olan tokayla toplamıştım.
"Gel hadi, ben de hazırlanayım o sırada." Başımla onaylayıp mutfağa geçtim. İçimden bir şey yemek gelmese de dün sabahtan beri bir şey yemediğimi göz önüne alarak zorda olsa yedim çeyrek ekmeği. Bu hareketim bedenine iyi gelmiş olacak ki kendimi daha dinç hissediyordum.
Masada ki tabağı alıp yıkadım ve beni içeride beklediğini söyleyen Ozan'ın yanına gittim. "Hadi gidelim." Sesimle elinde ki telefonu cebine koyarak kalkmış ve yanıma gelip kolunun altına almıştı beni. Ayakkabılarımızı giyeceğimizde ayrılmış ve arabaya yan yana giderek binmiştik. Bu sırada bende cebimde ki telefonu açmış ve Mir'e mesaj atmaya başlamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/311790329-288-k745401.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serendipçe | Texting
HumorTanımadığın kişileri 'baştan' çıkartmak adlı grup kurarsan ne olur, bakalım mı hep beraber? ~ "İlk gün mecazi anlamda baştan çıkartmıştın, şimdi ise bir bakışın yetiyor baştan çıkmama."