Serendipçe | Texting

yirmi üç

"Sırma, uyan güzelim sonuçlar açıklanmış." Rüyamda sonuçların açıklandığını gördüğüm için bana seslenen amcamı başımla onayladım.

"Biliyorum amca, rüyamda gördüm." Beni duymamış gibi amcam bir kez daha konuşmaya başladı. "Şaka yapmıyorum güzelim, kalk haydi. Gerçekten açıklanmış." Bu sefer algılarımın da açılması sebebiyle yataktan kalkmış ve içimde ki heyecan kıpırtılarıyla telefonu elime almıştım.

Saatin sabahın yedisi olması sebebiyle siteye hemen giriş yapabilmiştim. Sonuçlarım kısmına da besmeleyle bastıktan sonra girdiğim senenin yks butonuna bastım. Ekranı ters çevirdikten kısa bir süre sonra çarpan kalbim sebebiyle ekrana baktım ve gördüğüm sonuçla bağırmaya başladım.

"İstediğim sıralamayı yapmışım, babaanne kazanmışım." Kapıdan giren babaannemin üzerine atlayıp sıkı sıkı sarıldım.

"Karşında eczacı bir hanımefendi duruyor artık." Yaşlılıktan buruşan ellerimi yanaklarıma koyup gülümsedi. "Tebrik ederim çiçeğim, biliyordum başaracağını."

Yanaklarını da öptükten sonra gülümseyen amcamın yanına giderek boynuna atladım. "Başarmışım yakışıklı, gördün mü?" Elleri belimi bulduğunda başını sallamıştı.

"Biliyordum cimcime, senin elinden kim kurtulmuşta ösym kurtulacakmış." Yanaklarımı da öpünce kollarımı çözerek heyecandan yatağa fırlattığım telefonumun yanına gittim. Bana bakan babaannem ve amcama da elimde ki telefonu salladım. "Bu haberi bir de diğer yakışıklıyla, güzele vereyim de sevinsinler."

Onlar gülerek odadan çıktıklarında annem ve babamı da görüntülü arayıp mutlu haberi verdim. Sevindikleri yüz ifadelerinden okunurken biraz daha konuşup kapattık telefonu.

Çocuklarla buluşmamızın üzerine yaklaşan bayram sebebiyle Antalya'ya gelmiştik. Akrabalarımızın burada yaşaması bizim tatil yapmamıza olanak sağlarken ben bu keyfimi bozmak istememiş ve annem ile babam gittikten sonra da kalmaya devam etmiştim. Hem anne tarafımda hem de baba tarafımda tek kız torun olduğum için ise bebek gibi hissettiriyorlardı ve bu da sonsuza kadar burada kalma isteğimi körüklüyordu. Fakat bu düşüncem arkadaşlarım ve Mir'den uzak bir şehirde yaşayacağımı algılayınca hemen çöpe düşüyordu.

Mir, ben güzel sevdiğim ile ise her şey çok güzel gidiyordu. Her gün mesajlaşıyor bazı günler ise görüntülü konuşuyorduk. Hatta bir gün yine konuşurken amcam gelmiş ve Mir ile tanışmıştı. Ben küçükken turşunu kuracak bidon bulamayız ilk gelene veririm diyen amcam şimdilerde sana özel bidon yaptırıyorum turşunu kurup bana saklayacağım demeye başlamıştı. Ben ise sadece onu geçiştiriyordum.

"Sırma saçlım, hadi kahvaltı hazır." Babaannemin sesiyle yatağımdan kalkarak üzerimde ki sarı civcivli pijamalarımla banyoya geçtim. İhtiyaçlarımı giderdikten sonra yüzümü de yıkayarak mutfağa geçtim. Baş köşede oturan dedemi de öpüp amcamın yanına geçtim.

Kendisi 25 yaşında olduğu ve aramızda 6 yaş olduğu için beraber büyümüştük. Hatta öyle ki bazı zamanlarda Ozan ile bir olup beni çileden çıkarttıkları bile olmuştu.

Kahvaltımızı yaparken tabaktan kalan son böreği görmemle göz ucuyla yanıma baktım. Amcamın da bana baktığını görmemle gözümü kısarak hızlı bir hamle ile böreği aldım. "Vermem valla, hiç öyle bakma." Yanıma yaklaşmaya çalıştığında elimde ki börekle sandalyeden kalkıp dedemin arkasına saklandım.

"Boşa saklanıyorsun, alırım ben onu." Sadece yüzüm gözükecek şekilde dizlerimin üstünde kalktım ve inadına gözlerine bakarak böreği yemeye başladım.

"Alamazsın, dedem var." Ağzımın dolu olması sebebiyle yüzünü buruşturup yeniden yerine oturdu. "İşim olmasa alırdım da dua et işim var." Ben yine de riske atmadan böreği dedemin arkasına yemeye devam ettim.