yirmi dört

240 11 10
                                    

Günler sonra evime dönmüş gibi hissediyordum. Aldığım nefesler bile değişmiş ve artık huzurlu nefes almaya başlamıştım. Beni sıkan ya da boğan havadan kaynaklanmıyordu nefes almamam, yalnızca yanımda sevdiğim adam Mir Asi olunca daha bir anlamlı oluvermişti her şeyim.

Göğsünden başımı kaldırıp yüzüne baktım. Ellerim hâlâ gövdesinde sarılı, onun elleri de belimde hareket ediyordu. Onun için ağladığım günlerin aksine şu an kollarındaydım ve iyiydi. Bakışları yine durgun dursa da artık o eski Mir yoktu. Sohbetlere katılır olmuş ve hatta sürekli bana mesaj atar olmuştu.

"Niye öyle bakıyorsun Sırma'm?" Bakışları gözlerime tutunduğunda sanki aklımdakileri okuyacakmışçasına gözlerine daha anlamlı bakmaya başladım.

Bakışları değişmediğinde ise düşüncelerimden çok farklı bir şey söylemek için aralandı dudaklarım. "Seni çok seviyorum. İlk ne zaman oldu bilmiyorum ama bir zamanlar döktüğüm yaşlarımın sebepsiz olmadığını fark edince çok sevindim." Beni çok hafif kaldırıp alınlarımızı birleştirdi.

"İnan bana ben de ne zaman içime işlediğini anlamadım ama bunun bir önemi yok. Öyle bir sen dolmuş ki içime, sanki hep hayatımdaymışsın gibi." Gözlerim yaşarmaya başladığında gülümsedim ve geri çekildim. Ellerimle gözüme yelpaze yapıp Mir'in yere bıraktığı çantayı aldım. "Hadi dayım ve amcam bekliyor, gidelim."

"Gidelim sarışın." Elini uzatıp elimde ki çantayı aldıktan sonra boşta olan eliyle de elimi tuttu ve yürümeye başladık. Adımlarımız hızlı değil aksine çok yavaştı. Birbirimizi dinlemek ve amcamların yanında aramıza girecek mesafeyi minimum düzeye indirmek istiyorduk.

"Çocuklarda gelecekti aslında ama tatil sezonunu olduğundan boş yer bulamadılar. Senin çabuk dönmeni de söylediler." Kaşlarım çatılırken başımı ona çevirdim.

"Nasıl yok, anneannem ile babaannem duymasın bu dediklerini. Kocaman ev sığardık işte hepimiz." O da başını bana çevirmiş ve tuttuğu elimi bırakmadan kolunu omzumdan dolayıp göğsümün hizasında el ele tutuşmamızı sağlamıştı.

"Baş başa vakit geçirelim biraz, sonra geçiririz hep beraber bol bol vakit." Başım ile onaylayınca bir şey dememişti. Ta ki bir anda durup elimi bırakarak bana bakmaya başlayana kadar.

"Uçakta olunca soramadım, şimdi de akıl namına bir şey bırakmadığın için gelmedi hatırıma, ne yaptın? Nasıl geldi, istediğin gibi mi?" Sesinde ki heyecan kırıntıları benim de heyecanlanmamı sağladı.

"Başarmışım, eczacılık geldi." Bir anda gülümsemiş ve kollarını yeniden bana dolamıştı. "Biliyordum başaracağını, tebrik ederim sarışın." Son kez boynundan yayılan kokusunu soluyup çözdüm kollarımı.

"Konuyu açman iyi oldu aslında, ben de seninle konuşmak istiyordum." Bir anda durgunlaşmam sebebiyle kaşları çatıldı ve ellerini belimden ayırmadı. Bu yüzden aramızda fazla bir mesafe yoktu.

"Böyle bir şeyin altından kötü bir olay çıkacağını düşünmüyorum ama ne oldu sarışın?" Başımı biraz daha kaldırıp gözlerinin içine bakmaya başladım. "Diyorum ki sen de mi sınava hazırlanmaya başlasan?"

Önce kaşları havalandı, ardından da kararsız bir şekilde gözlerimin içine bakmaya başladı. "Bu saatten sonra bir yerin geleceğini düşünmüyorum." diyordu demesine ama içten içe yapmak istediği o kadar belliydi ki. Yine de üstelemedim, tatil dönüşü kitaplarla kapısına gidip çalıştırmayı da aklımın bir köşesine not ettim.

"Hadi amcamları bekletmeyelim." Yeniden yan yana yürümeye başladığımızda bu sefer elimi tutmamıştı. Neden tutmadığını anlamak için yüzüne baktığımda da otoparka yaklaştığımızı ve amcam ile dayımın ilk seferde böyle görmemesini söylemişti.

Yani sonrasında istedikleri gibi görebilirler demek istedi bence.

"Hoş geldin damat." Amcam her zaman ki hitabını söyleyerek Mir ile tokalaşmıştı. Dayım da tokalaştığında arabaya geçtik.

Arabaya bindiğimizden beri garip bir sessizlik vardı. Yeni tanıştıkları için mi bilmiyorum ama dayımlar konuşma açmıyordu. Ben zaten Mir'i izleyeceğim diye konuşmayı unutacak raddeye gelmiştim.

Saçları çok güzeldi. Gördüğü kemoterapi sayesinde seyrekleşmiş olsa bile saçlarının siyahlığı gür gösteriyordu. Yeşil gözlerini çevreleyen kirpikleri her gözünü kapattığında sayma isteği uyandırsa da bunu da daha sonra yapılacaklar listeme ekledim.

Bir ömür yapacağımız konular birikti sevgili, bunun için bile sana çok iyi bakmalıyım.

"E Mir anlat bakalım, tanıyalım az seni?" Dayımın hafif arkaya dönerek konuşmasıyla Mir sanki dik oturmuyormuş gibi oturuşunu düzeltip dayıma döndü yüzünü.

"21 yaşındayım. Bir süre kanser ile mücadele ettiğim için okumadım yani ne diplomam ne de işim var."

"Bizim kız çalışır, bakar sana onda o hırs var." Amcamın da konuya dahil olmasıyla gülümsedim. Bakarım yani, boşa mı eczacı olacağım ben.

"Bilmem mi, dediğini yapıyor."

Yapıyordum valla. Onu sohbete dahil edip adam edeceğim demiştim ve ta da Mir Asi adamda oldu, sohbetlere de katıldı. Bu eser Sırma Sarmaşık'ındır efendim.

~

Bu eser hepimizindir efendim.

Uzun zaman olmuştu özlemişim ben yazmayı ama bu bölümü kısa tutup diğer bölümü de birkaç güne atmayı düşünüyorum inşallah. Siz de bol bol yorum ve oy atarsanız beyz çok mutlu oluyormuş🫶🏻

Yeni bölüme kadar hoş kalın hoşça kalın, görüşürüzzz.

İnstagram; satirlardaolur
TikTok; satirlardaaglar

10.12.2023

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Serendipçe | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin