Episode 45
"Yan yanaysak"***
Gözlerim gün ışığının gözüme ulaşmasıyla yavaş yavaş açılırken üzerimde bulunan kolların ağırlığını hissettim. Kıpırdanmamla daha çok sıkılaşan kollarla gülümserken biraz daha sokuldum Kereme. O da bundan rahatsız olmamış, daha sıkı sarmıştı kolları bedenimi.
Gözümü kapatıp dün akşamı düşünürken yüzümde bir gülümseme vardı. Aramızda olan yanlış anlaşılmaları düzeltmiş, sonrasında benim acıkmamla bir şeyler hazırlamıştık. Birlikte yediğimiz ikinci yemek mantı olurken sürekli gülmüş, bir sürü şeyden konuşmuştuk. Gecenin ilerleyen saatlerinde Kerem ile film açmış, onun kolları arasındayken ikimiz de uyuyakalmıştık.
Birkaç saniye sonra kıpırdanmaya başlayan Keremle gözlerimi kapalı tutmaya devam ederken Keremin düzenli nefes alışverişleri bozulmuştu. Ne yapacağını merakla beklerken gözlerimi kapalı tutmak için büyük çaba veriyor, kendimi kasıyordum.
Keremin ellerini saçımda hissederken kendime engel olamayarak gülümsedim ve biraz daha Kereme sokuldum. Kerem ise minik bir kıkırtı çıkarmış, saçımı okşamaya devam etmişti.
"Tam bir temas bağımlısısın."
Öyleydim ve bunu inkar etmeye gerek görmüyordum. Keremle ilişkimiz başladığındam beri keşfettiğim bir özelliğimdi. Onun kolları arasında olmaktan ya da bana dokunmasından rahatsız olmuyordum, aksine birbirimize bir şekilde temas etmek zorundaymışız gibi hissediyordum.
"Ve bundan hiç rahatsız değilim." Söylediği ile nabzım hızlanırken kendimi daha fazla tutamayarak gözlerimi açtım. Kerem ise istifini bozmamış, elini saçlarımdan çekmemişti. Başımı yukarı kaldırıp göz göze geldiğimiz de gülümsedim.
"Günaydın."
Kerem saçıma bir öpücük kondururken dudaklarını araladı. "Günaydın." İkimizin de yüzünde olan gülümseme ortakken gözlerimizi birbirinden ayırmıyorduk. Sonsuza kadar böyle durabilecekken çalan telefonla bakışımız birbirinden ayrılmıştı. İkimiz de sesin hangi telefondan geldiğini anlamaya çalışırken Kerem doğrulmuş, sehpadan telefonunu almıştı. Ekranda yazan Barış ismi gözüme çarparken neden aradığını anlamaya çalışıyordum.
"Efendim kardeşim?" Keremin sakin bir şekilde açtığı telefonun aksine telefonun öbür ucundan gelen Barış'ın sesi öyle değildi.
"Oğlum yine haberlere düşmüşsünüz lan." Yattığım yerden bu sefer ben doğrulurken Keremle göz göze geldik. Sertçe yutkunurken Kerem konuşmaya devam etti. "Ne haberi?"
"Şampiyonluk kutlamasının olduğu gece cemiyette birisi resminizi çekmiş Aselle, basına düşmüş Twitter da gündemsiniz oğlum."
Barışın söyledikleri ile telefonumu ararken sehpanın üzerinde duran telefonumu aldım. Bildirimlere bakmadan direkt Twittera girerken nabzım hızlanmıştı. "Bakıyoruz." diyen Keremle aramaya girmeden fotoğrafımız önüme düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu
FanfictionGalatasaraya ömrünü adamış Asel, sevdiği futbolcu Kerem Aktürkoğlunu savunmak için Twitter da bir thread serisi hazırlar. Bir sabah uyandığında tahmin etmediği bir şey olur. Thread yayılmıştır ve dm kutusunda onu bekleyen bir mesaj vardır.