Episode 46
"Sana ben gerek"***
Açık bir şekilde yaşanan ve herkesin bildiği şeyler genellikle büyük bir tedirginlik yaratırdı üstümde. Fakat şu an sıkı sıkıya elini tuttuğum bu adamla sokağın ortasında dilediğimizce gezmek kesinlikle rahatsızlık vermiyordu. Aksine tüm bu zaman boyunca bunu ertelediğim için kendime kızıyordum.
Birkaç gün sonra milli takım kampına katılacağı için maalesef ki Keremi çok göremeyecektim ve onun da isteğiyle kalan günlerimizi beraber geçiriyorduk. İlerlediğimiz yollar bitmiyor, her adımımızda hikayemize bir şeyler katıyorduk. Önünde sırasını beklediğimiz Galata Kulesi ise bu hikayenin belki de en özel parçalarından birisi olacaktı.
"Başına güneş geçecek."
Kerem elinde tuttuğu şapkayı kafama takarken haklı olduğunu biliyordum. Ne zamandır beklediğimizi bilmiyordum ama bekliyorduk ve tepemizde İstanbulun delici güneşi vardı. "Fark ettim." diye mırıldandım.
Yeni gelen kafile inerken artık sıranın bize gelmiş olmasına sevinirken Kerem uzanıp elimi tuttu. İkimiz arasında en çok temas bağımlısının kim olduğu tartışılırdı ama ikimizin de temas bağımlısı olduğu yadsınamaz bir gerçekti.
El ele Galatanın merdivenlerinden çıkarken Kerem beni önüne almış, o ise arkamda kalmıştı. Yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıyor, çıktığımız her basamakta ise birbirimize kenetlenen ellerimizden güç alıyorduk. Zirveye yakın bir yere geldiğimizde hafif arkamı döndüm.
"Buranın efsanesini biliyor musun?" Sorduğum klişe soru Kerem'e ulaşırken Kerem onaylar anlamda başını salladı. "İlk çıktığın kişiyle evlenirsin olayı mı? Evet biliyorum."
Galatanın en tepesine çıktığımızda boş trabzan bulma amacıyla etrafıma bakınıyordum. "Doğruyu söyle," dedim ve boş bir trabzan görmemle adımlarımı oraya yönelttim. "Benimle evlenmek için buraya geldik dimi?"
Kerem söylediğime minik bir kıkırtı ile cevap verirken dudaklarını araladı. "Tüh, ifşa olmuşum."
İkimiz de bu konuda ciddi değildik, gülmek için yaptığımız bir espiriydi ve üzerine şimdilik fazla düşünmeye gerek yoktu. Arkamdan belime sarılan Kerem ile kendimi ona yaslarken Galatanın tepesinden İstanbulu izliyorduk.
"Mucize gibi bir şey." Keremin kurduğu cümleyle bakışlarım ona dönerken anlamamışçasına kaşlarımı çattım. "Ne?" diye sordum.
"Tüm bu binaların ve insanların arasında," Belime sarılı elinden birini alıp elimi tutarken cümlesine devam etti. "Sayısız olasılık varken ve bu şehir bu kadar büyükken bizim birbirimizi bulmamız."
Söylediği şey ile yüzümdeki gülümseme büyürken elini daha sıkı tuttum. "Birbirinin eşi olan kalpler aralarında kilometreler de olsa birbirini bulurlar."
Kerem söylediğim şeyle belimdeki elini çekmiş, ellerimizi de ayırarak beni kollarının arasına almıştı. Boğazın ve Galatanın güzel manzarası bizi karşılarken yanımızdan gelip geçen insanlara aldırmıyor, birbirimizde soluklanıyorduk.
Sarıldığımız için kalplerimiz denk geliyor, hızlı atmalarıyla bize burada eşlik ediyorlardı. Galatanın içinden yankılanan kısık müzik bize eşlik ederken kulağımı müziğe verdim.
"İnsanlar aşka küsmüş, sen onlar gibi olma
Kimseler sevmiyor, sakın onlara uyma
Eller anlamaz seni o bebeksi yanınla
Sana ben gerek zaten""Gerçekten o mu?" Yanımızdan gelen sesle kendime gelirken Keremden ayrılmadan kulağımı onlara kabarttım. "Gerçekten o!"
İki kız sesi ayırt ederken konunun ne olduğunu deli gibi merak ediyor ama Keremin kolları arasından çıkmak istemediğim için sese dönemiyordum. Birkaç saniye sonra sesler gelmezken içten içe iyice meraklanmıştım.
"Afedersiniz," arkamızdan duyduğum sesle arkamıza dönerken bunların az önceki kızlar olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Tahminen benim yaşımda olan iki kız beklenti dolu gözlerle Kereme bakarken kızlar konuşmaya devam etti.
"Şey biz Galatasaraylıyız ve sizi görünce fotoğraf çekilip çekilemeyeceğimizi sormak istedik."
Keremle göz göze geldiğimizde gülümsedim. Kerem de kızlara dönmüş, onaylar anlamda kafasını sallamıştı. İnsanlara engel olmadan kenara geçtiklerinde ilk önce bizle konuşan kız Keremin yanına geçmişti. Arkadaşı ikisinin fotoğrafını çekerken Kerem kameraya gülümsemiş, yüzü en sevdiğim halini almıştı.
Çekilen kız diğer kızı çekmek için buraya gelirken yer değiştirmişler, o kızın da çekilmesiyle işleri bitmişti. İkisi son kez teşekkür edip giderken bizle konuşan kız sürekli arkasını dönüyor, Kereme bakıp gülümsüyordu. Bakışlarım o kıza takılı kalmışken belimde hissettiğim elle kendime gelmiştim.
"Gidelim mi?" Keremi onaylar anlamda başımı sallarken ilerlemeye başlamıştık. Yavaş adımlarla indiğimiz merdivenlerin sonunda arkamı dönüp son kez Galataya baktım. Efsane gerçek olur muydu, biz evlenir miydik bilmiyordum. Ama bugün yaşattığı güzel anıları uzun süre hatırlayacağımı biliyordum.
"Ee şimdiki rotamız neresi?" Sorumla elimi tutan Kerem birkaç saniye düşünmüş, sonrasında ise dudaklarını aralamıştı. "Efsaneyi tamamlayalım o zaman diyorum, Kız Kulesine gidelim."
Keremin söylediklerini heyecanlı bir şekilde onaylarken Kerem bu halime gülmüş, beni kendisine çekmişti. Sessiz attığımız birkaç adımın sonunda sessizliği Kerem bozmuştu.
"Asel," İsmimi söylemesiyle ona dönerken elimi bırakmamıştı. "Seni çok seviyorum." Aniden söylediği şey afallamamı sağlarken cümlesine devam etti. "Bunu sadece laf olsun diye söylemiyorum, gerçekten seni çok seviyorum. Elini tuttuğumda ya da sana yaklaştığımda hızlanan nefesini, göz göze gelince parlayan gözlerini, bir şey olduğunda anlık verdiğin reflekslerine kadar her şeyini çok seviyorum."
Elimi daha sıkı tutarken yüzümde gülümseme ve kalbimde bıraktığı heyecanla ilerlemeye devam etmişti. Benden bir cevap beklemeye gerek duymamıştı çünkü aynılarını benimde hissettiğimi biliyordu. Kız Kulesi ve Galata işine bakabilirdi. Ben ikimizin arasındaki aşkın büyüğünü görebileceğimi düşünmüyordum.
****
BEENNN HEEMM KALPPP BEDENİİMM NEFESTİRRR RUHUM BENİİİMMM
Hellöö!!!!
Çok şeker bir bölüm oldu bi ara kaos yazsam mı diye düşündüm ama kıyamadım bizimkilerin aşık halini yazmak kaostan daha büyük geldi özür dilerim öşabzğwnxidş
Sizi çoook seviyorum, yıldızı parlatmayı ve boool boool yorum yapmayı unutmayın ❤️💛🦁
FİNALE SON 4 🪄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐚𝐝 | Kerem Aktürkoğlu
FanficGalatasaraya ömrünü adamış Asel, sevdiği futbolcu Kerem Aktürkoğlunu savunmak için Twitter da bir thread serisi hazırlar. Bir sabah uyandığında tahmin etmediği bir şey olur. Thread yayılmıştır ve dm kutusunda onu bekleyen bir mesaj vardır.