Bölüm 9:

270 11 0
                                    

Berk'in gözünden:

Sevdiğim kız için savaşmıştım ve sonunda zararlı çıkan o olmuştu! Bu kadar kötü bir şey olabilir miydi ya?

Bir anda hastaneye Yeliz'i getirdiklerini gördüm. Yeliz? Tabi ya! Yeliz'i unutmuştuk. Gidip kulağına "Özür dilerim Yeliz, ama Selin'in yanına gitmem lazım." diye fısıldadım. O da "Sorun yok." dedi duyulamayacak bir sesle. Ayrıca bunu söylerken ağzı kapalıydı.

Şaşırmıştım açıkçası. Sanırım ben öyle duymuştum sadece. Her neyse, daha önemli bir işim vardı; Selin!

Onun odasının önüne gittiğimde içeride Selim'in olduğunu gördüm. Ikisini birlikte gördüğüm zaman içimden milyonlarca parça kopuyor, çok tuhaf ve çok kötü hissediyordum.

Mesela bir kek yapmak için uğraşırsın, sonra onu fırına koyarsın. Pişme süresi yarım saattir. Sen de salona gidip biraz dinlenirsin. O sırada birisi gidip kekini daha fırındayken mahveder. Sen de mutfakta o görüntüyü görürsün ya...
Işte öyle bir şeydi bu duygu; başlayamadan bitti aşkımız...

Selim'in gözünden

Selin sonunda gözlerini açmıştı. Ona uzunca bir süre baktım ve alnından öptüm. Ona yavaşça fısıldadım: "Seni seviyorum hayatım..."

O da bana "Ben de seni." dedi ve nefes bile almadan beni öptü. Ben de hiç bir şey demeden Karşılık verdim. O romantik anımız arkadan gelen bir kadın sesiyle bozuldu:

"Üzgünüm, rahatsız ettim ama gelme amacım size taburcu olduğunuzu söylemekti. Hastaneden kaydınızı sildirip çıkabilirsiniz. Tekrar çok geçmiş olsun."

Selin'e gülerek baktım ve sonra da camdan bizi kıskanç gözlerle izleyen Berk'i gördüm. Içimden "Sen bittin oğlum!" dedim. Aniden kalkarken beni öpmeye çalışan Selin'i fark etmedim.

Gidip tam ona vuracakken Selin, "Durun! Zaten kavganız yüzünden buradayım ben! Artık yeter ya! Berk sen de bırak peşimi! Sana dönmeyeceğim! Ama doğru ya... Bunu sana daha önce de söylemiştim! Hangi dilde söylememi istersin? Ingilizce, Fransızca, İspanyolca, Almanca...?" diye bağırdı.

Ben bir şey yapmadan Selin olayı halletmişti zaten. Ona sarılıp "Aşkım benim ya!" dedim. O da tatlı bir şekilde bana sırıtıp öptü beni. Berk ise sadece gözündeki gözyaşları düşmesin diye çabalıyordu.

Bir an Yeliz bir tane hastane odasından çıktı. Selin de ona koştu ve "Yeliz!" diyip ona sarıldı. Yeliz sadece baktı ve soğuk bir ifadeyle Selin'in elini çekti. Onun kulağına, "Biz arkadaş değiliz, olamayız da..." diye fısıldadı. Selin hiç bir şey anlamadan Yeliz'e bakakaldı.

Sonra Yeliz Berk'in kulağına "Sorun yok..." diye fısıldadı. Bana da "Görüşürüz" dedi başkalarının duyamayacağı bir sesle.

Yeliz'in bu konuşması üzerine Berk değişik düşüncelere dalmış, Selin de yere çökmüştü. Gidip onu teselli etmek amacıyla sarıldım ve "Ona ihtiyacın yok! Bak ben buradayım aşkım!" dedim. O da bana gülümseyip "Saol." dedi.

Son PişmanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin