help again~6

251 17 77
                                    

Beğenirsen oy verebilirsin iyi okumalarr<3

*
*
*

Sun Hee'den

Sabah alarmı erteleye erteleye zar zor uyandım.Dolabımdan okul üniformamı çıkardım.Ütülemeye vaktim yoktu. Mecbur ütülemeden giyicektim.

Hızlıca giyinip aşağı indim.Tost ve visne suyu vardı.Onları es gecmek zorunda kaldım, çantamı alıp evden çıktım.Seo-jun motorla beni bekliyordu.

"Çabuk binmezsen geç kalıcaz doğum günü kızı" diyip güldü

Gülüp Başımı salladım. Hızlıca kaskı takıp motora bindim.Hareket etmeye başladığı an düşmemek için sırtına sarıldım.

Okula geldiğimizde bahcede çok az kisi vardı.Kızlar kıskançlıktan çatlar gibi bakıyordu.

"Görüşürüz Han Seo-jun" dedim ve sınıfa kosmaya başladım. Neyse ki hoca daha gelmemişti. Yerime oturdum. Han Seo-jun da geldi ve sırasına oturdu.

"Ben olmasam gec kalıyordun"

"Nerden biliyodun gec kaldığımı"

"Okulda yoktun ben de seni almak için geri geldim"

"Gerek yoktu, bir kere geç kalsam birşey olmazdı-"

"İkimiz de ne olacağını biliyorduk"

Bu konuyu hatırladığım anda gözlerim doluyordu. Bu sefer olmaması için kendimi sıktım. Ama engel olamadım, birden gözyaşlarım akmaya başladı.
Belli etmemek için hemen uyuyormus gibi kafamı sıraya gömdüm.

"Belli oluyor, boşuna uğrasma"

Kafamı kaldırdım.ellerimle yüzumü kapattım.

"Konuşmak istemiyorum Seo-jun"

"Peki"

Hoca sınıfa girdi. Oturmamızı söyledi ve ders anlatmaya basladı. O sırada aklıma Regl olduğum geldi. Sabah bunu unutmuştum.

"Park Sun Hee, bir sorun mu var?"

"Hocam tuvalete gidebilir miyim?"

"Tabii"

Cantamı alıp koşarak tuvalete gittim. Kabinlerden birine girdim. Çantamda yedek ped aramaya başladım. Bi dakika-
ped yok! Şansıma tüküreyim

Zilin çalmasını bekleyip arkadaşlarımdan birini aramam lazımdı.

Bir süre sonra zil çaldı hemen telefonumu alıp Soo Ah'ı aradım.

"A-alo Soo Ah!"

"N'oldu Sun Hee?"

"Pedin var mı?"

"Yok ama birinden isteyebilirim-"

"Hayır gerek yok ben hallederim."

"Tamam, iyi sanslar"

Birini aramam lazımdı. Joon? hayır. Okulu asamaz. Han Seo-jun!

"Alo Han Seo-jun"

"Efendim Sun Hee sorun ne?"

"Sey- regl olmuşum"

"En fazla 10 dakikaya gelirim, Soo Ah ile gönderirim tamam mı?"

"Tamam çabuk"

Karnım da ağrımaya başlamıştı. İlaç almam gerekiyordu.

***

"Sun Hee geldim, ben Soo Ah"

"Soo Ah, kapıyı biraz aralıycam.Çabuk ver."

Kapıyı araladım ve paketi aldım.

"Sun, ilaç da var"

"Tamam, onu çıkınca verirsin"

İşimi halledip kabinden çıktım.Elimi yıkayıp tuvaletten çıktım.

"Soo Ah-"

Birden önümde Seo-Jun'u görünce şaşırdım.

"Teşekkür ederim Seo-jun, çok fazla yardım ediyorsun ama ben hic birsey yapamıyorum"

"Sorun degil zaten bu gibi durumlarda
herkes yardım eder."

"Yine de teşekkürler, Soo Ah ağrı kesici vericekti, o nerde?"

"Agrı kesici bende" diyip cebinden ilacı çıkardı. Aldım ve suyumu çıkartıp içtim.

"Karnınız çok ağrıyor mu?" dedi fısıldıyarak.

"Bazen çok fazla bazense hiç, degişiyo. Neden sordun?"

Elini ensesine götürerek "Kız kardeşim var" dedi.

"Ne güzell, benim de erkek kardeşim var. Sinir bozucu manyak"

Gülmeye başladı.

"Keşke bir ablam olsaydı" dedim

"Neden ki?"

"Hem ben hep ilk çocuk olduğum için benim üstüme fazla gidiyorlar hem de hayat arkadaşı gibi biri isterdim. Zaten okul bittikten sonra babamın istediği biriyle evlenicem"

"Ne- bu kadar katı mi? By kadarı fazla değil mi?"

"Evet öyle, ben derslere girmiycem-"

"Beraber okulu asalım mı?"

"Doğum günü hediyesi olarak okul değiştirmek isteseydim olabilirdi."

Suratı asıldı. Yürümeye başladık.

"Baban sabah evde miydi?

"Hayır, geç kaldığım için Joon'la gitmişler"

"Cani Joon"

Bu sefer de ben gülmeye başladım.

"Benim Joon'u bulmam lazım çocuğun yüzünü gören cennetlik"

Joon'un sınıfına doğru gittik. Sınıfın içine bakmaya başladım.

"Joon da mı bu şubede?"

"Evet neden ki"

"Kardeşim de aynı şubede"

"A Joon orda- JOON!"

Beni farkedince koşarak yanıma geldi.

"Sabah neden beni beklemediniz?"

"Aslında uyandırıcaktım ama babam engel oldu"

"Doğru, babam. Neyse görüşürüz Joon"

Zaten zil çalmıştı sınıfa doğru gittik.

***

Okul çıkışında telefona bakarak yürüyordum. Arkadan motor sesi gelmeye başladı. Seo-jun motor sürücekti tabi ki ben de hemen fotoğrafını çekip annesine göstericektim. Çok akıllıyımdır.

Tam fotoğrafını çekmiştim ki bağırmaya başladı

"Sun Hee o fotoğrafı anneme göstermiyceksin di mi?"

"Neden olmasın?" Diyip koşturmaya başladım. Arkamdan o da kosuyordu.
Bir taşa takılıp düştüğüm için o da bana yetişmişti.

"Sun iyi misin?"

"İyiyim sorun yok"

Dizlerim kanıyordu.

"Bugün ne çektim be"

Yerden telefonumu alıp ayağa kalktım

Bölüm sonu
*
*
*
*
*
*
635 kelime✨️

The Rain☆ | Han Seojun | Park Sun HeeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin