~12

176 17 10
                                    

Beğenirsen oy verebilirsin iyij
okumalarr<3

*
*
*

Sabah pencereden gelen güneşin ilk ışıklarıyla uyandım. Yastığımın bir kısnı sırılsıklamdı. Hatta biraz gözlerimden kan gelmeye başlamıstı Hemen lavaboya gittim. Yüzümü soğuk suyla yıkadım. Yetmeyince duşa girdim. Sıcak suyu açtım.

Duştan çıktım, kalın bir sweatshirt ve bol siyah pantalon giydim. Fondotenle
gözlerimi kapattım.

Soo Ah'ı aradım. Biraz dışarı çıkmak istiyordum.

"Alo Soo Ah"

"Alo?"

"Biraz dışarı çıkalım mı, sadece ikimiz?"

"Olur da sen hiç istemezdin ne oldu?"

"Çok sıkıldım" diye yalan söyledim. Han Seo-jun hayatına devam edebiliyorsa ben de edebilirdim. Di mi?

"Pekii, ben hazırlanıyorum sen X cafede
beni bekle"

"Tamam görüşürüz Soo-Ah"

Küçük siyah bir canta aldım ve içine su cüzdan ve telefonumu koydum.

Dışarısı tahmin ettiğimden soğuktu ama çok önemli değildi. Yürürken telefonum çalmaya başladı. Han Seo-jun?

"Alo Han Seo-jun?"

"Alo, Sun."

"N'oldu Han Seo-jun?"

"Dün seni üzdüysem gercekten çok özür dilerim. Çok aptalım.."

"..."

"Birsey söyle, lütfen, hadi"

"Bunu atlatmam zor Han Seo-jun. Biliyorsun. Bunu neden yaptın, güzel hayatını neden gözüme soktun?"

Sesim gittikçe ağlamaklı çıkmıştı. Seo-jun yüzünden ağlamaktan nefret ediyorum.

"Gerçekten çok özür dilerim Sunny, beni affedebilecek misin?.."

O da ağlamaya başlamıştı ve iyice döngüye girmiştik.

"Düşünürüm Han Seo-jun. Görüşürüz."

Gözlerimi sildim ve çantamdaki kulaklığı çıkarıp şarkı açtım. Kafeye gidene kadar toparlanmıştım. Soo Ah benden önce gelmisti. Telaşlıydı.

"Nerde kaldın Sun!"

"Yolda biri aradı da, sen neden bu kadar telaşlısın?"

"Abarttım kabul, ama sen de çok geç kaldın"

"Tamam tamam özür dilerim"

"hadi oturalım"

Çocuklarla oturduğumuz yere oturmuştuk. Çocuklarla ve Seo-jun'la..

Garson geldi.

"Ne alırsınız?"

"Latte."

"Ben de Latte alıyım"

"Tamamdır, iyi günler"

Soo Ah'ın konu açma cabası yüzünden okunuyordu.

"Ee- Han Seo-jun ile konuşuyor musun?"

"Evet arada.."

"Sende bir şeyler var anlat cabuk"

"Yok birşey Soo-Ah"

"Soylemezsen tüm gün darlıcam"

"Peki, ..." anlatmaya başladım. Anlattıkça rahatlamak yerine daralıyordum ve gittikçe sesim kısılıyordu. Bittiginde dayanamayıp kalktım ve koşarak eve gittim.

The Rain☆ | Han Seojun | Park Sun HeeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin