Beğenirsen oy verebilirsin iyi okumalarr<3
*
*
*
2 Ay sonraSoo-Ah'dan
Seo-jun Ulsan'a taşınalı 2 ay olmuştu ama Sun, bırakın biraz toparlanmayı daha beter hâldeydi. Joon ve biz sürekli onun yanındaydık ve moral veriyorduk ama işe yaramıyordu. Hayatına devam etmesi ve yeni insanlarla tanışması gerekiyordu.
Okula gelmiyordu, dersleri hâlâ iyiydi ama babası okula gelmediği için dersleri düştüğü anda okulunu değiştirecekti.
Sun'dan
Bu sekilde gidersem 1 yıl geçmezdi. Telefondan görüşsek de sesi ve görüntüsü yetmiyordu. Yaklaşık 300 kilometrelik bir mesafe vardı aramızda
ama sanki başka bir evrendeymiş gibi ulaşılamaz geliyordu. Sürekli ağlamaktan hasta olup duruyordum. Çocuklar yeni insanlarla tanışmamı ve hayatıma devam etmemi söyleseler de ben kimseyi istemiyordum. Babam, 2 ay önce yurtdışına gitmemiş, annemi aldatmıştı. Sonraki ay boşanacaklardı.
Bu durum beni biraz da olsa etkilemişti.
Babam artık bizimle yasamıyordu.***
Sabah kendi kendime kalktım saat 06.36'ydı okul saat 07.30'da oldugu icin hazırlandım. Bugün okula gitmek istiyordum en azından hocalara hasta olduğumu söylerdim. Kış geldiği için olağan bir durumdu zaten.
Giyinip çıktım. Bu aralar çok birşey yemediğim için çok kilo vermistim ama elimde değildi. Hic birşey yapmak istemiyordum. Okula geldiğimde Joon çoktan gelmişti bahcede yalnız başına oturuyordu. Beni görünce şaşırdı çünkü bâyâdır okula gelmiyordum. Yanına gittim ve oturdum.
"Nuna, Okula neden geldin?"
"Hem hocalara hasta olduğumu söylıycem hem de çocukları görücem"
"Pekii"
"Görüşürüz, ben sınıfa gidiyorum"
Kalktım ve sınıfa gittim. Bizimkiler sınıftaydı. Geldiğime şaşırmışlardı. Sarıldık ve konuşmaya başladık.
İlk teneffüste rapor aldım ve eve gittim.
3 ay sonra
Seo-Jun'u her gün en az 1 kere arıyordum. Daha 5 ay geçtiğine inanamıyordum. Annem durumumu geç farketmişti çünkü çok yoğun çalışıyordu. Mahkemeyi kazanmıştı.
Velayetimiz annemdeydi. Ama bize kendi başına bakmak zorundaydı.Kendime su doldururken "Günaydın anne." Dedim
"Günaydın Sun. Sana birşey sormam gerek"
"Ne?"
"Psikoloğa gitmek ister misin?"
"Abartma anne""
"Tamam ama akşam cevabın değişirse konuşur, psikologları araştırırız"
"Tamam, okuldan 1 hafta rapor aldım. Kendimi toparlamam lazım"
"Güçlü olmalısın." Kafamı salladım.
"Dışarı çıkıcam. Sadece parkta oturucam, merak etme."
Odama gidip aylar sonra ilk kez kombin yaptım.
Bir şişeye su doldurup dışarı çıktım. Çocukları gördüğüm parka gittim. Erkek çocuk ordaydı. Beni farketti.
"Nuna merhaba"
"Merhaba, nasılsın?"
"Kötü."
"Neden?"
"Mi Cha başka bir yere taşındı."
"Kaderimiz aynı dimi?"
"Evet. Sen nasılsın nuna?"
"Bitik durumdayım."
"Zor olmalı. Mi Cha tekrar gelicek ama-
onun adı neydi?""Adı Seo-Jun'du"
"Benimkiyle aynı mı? Tanışmak isterdim.. Ha nuna eve geç kalıcam Görüşürüz"
"Görüşürüz." suyumdan içtiğimde gitmişti bile. Bende cebimdeki kulaklığımı çikarıp şarkı dinlemeye başladım.
(Still With You☆)
***
Şarkı bittiğinde daldığımı anladım. Kalktım ve eve gittim.
Joon ile annem kavga ederken yakalamıştım. Duyduğum kadarıyla Joon izin almadan dışarı çıkmış ve çok geç gelmişti. Ben onlara karışmadan yukarı çıktım. Üstümü değiştirmeden yattım ve yorganın altına girdim. Telefonum çalmaya başladı. Seo-jun arıyordu. Birden gülmeye başladım
"Alo, Seo-Jun?"
"Sunny, nasılsın?"
"Aynı, sen?"
"Sey- Beni seven biri var. Ne yapmalıyım?"
Onu seven başka biri de mi vardı? Ya kabul ederse?
"Bilmiyorum, Seo-Jun."
"Benim Yakın arkadaşım, kırmak istemiyorum"
Ben daha okula gidemezken o yeni biriyle yakın arkadaş mı olmuştu?
"Üzgünüm, yardım edemem. Hiç böyle bir durum yaşamadım."
"Pekii, sana sormadım. Sorunların varsa anlatabilirsin?"
"En büyük sorunum senin olmaman, ikincisi annemin baskıları, okula gitmediğim için ders notlarımın düşmesi, annem ile babamın boşanması
falan""Benim yüzümden mi okula gitmiyorsun?"
"Uh evet"
"Kendini benim için üzme, lütfen. Bu arada annenle baban neden boşandı?"
"Babam o gün yurtdışına çıkmamış, annemi aldatmış. Diğer günler de durumu düzeltmeye çalışmış ama işe yaramamış ve hemen yayılmış"
"Baban böyle bir pislikken sen nasıl Bu kadar iyi olabilirsin. "
Bir süre sessiz kaldık. Sessizliği ben bozdum.
"Yakın arkadaş olduğunuzu söylemiştin, başka arkadaşlar edindin mi?"
"Evett, birkaç tane, sen yeni birileriyle tanıştın mı?"
"Hayır, belki okula birileri gelmiştir ama kimseyle tanışmadım"
Neden ben bu kadar etkilenmişken o bu kadar rahat?
"Seo-Jun, hiç zor değil mi?"
"Ney zor değil mi?"
"Yeni bir yere taşınmak, yeni hayat-okul, arkadaşlarını bıraknak, yeni arkadaş bulmak?"
"Benim için zor değil"
"Benim için çok zor."
"Ama zor olan bunlar değil, seni bırakmak Sun Hee"
"Bu kadar zorsa nasıl kendini toparlıyorsun?"
"Zamanla Sun"
"Zaman bana durdu galiba. Görüşürüz Han Seo-jun"
O daha konuşamadan yüzüne kapatmıştım. Artık kendimi tutmak istemiyordum. Bunca zaman kendimi tuttuğumu yeni farketmiştim. Artık kendimi tutamadım ve gözyaşlarımı serbest bıraktım, izin verdim istedikleri kadar akmalarına. Zaten yarına kadar yok olmuş olucaklardı. İzin veriyim de istediklerini yapsınlar.
Onun bizi, eski hayatını bu kadar çabuk unutması çok zordu. Zamanla geçtiğini söylemişti gercekten öyleyse aylardır zaman bana işlemiyordu.
Bölüm sonu
*
*
*
*
*
*
722 kelimeİyice duygusala mı bağladım yoksa iyi mi emin değilim.
KIMSE YORUM YAPMIYO YORUM YAPIN LAN
Byss✨️✨️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Rain☆ | Han Seojun | Park Sun Hee
Fiksi PenggemarFic yaziyorem, isteyen olursa sohbet edebiliriz 🎸💸 gelin konusalim😻😻