aeroplane~9

202 15 33
                                    

Beğenirsen oy verebilirsin iyi okumalarr<3

*
*
*

Eve gittiğimizde üstümü değiştirip yatağıma uzandım. Joon'un odama baskın yapası tutmuş. Birden odama girdi.

"Saat kaçta gidicez havalimanına?"

"23.00 de"

"Ohoo daha çok var"

"Evet.."

"Nuna sen ondan-"

"Sus Joon!"

Yastığa sarılıp arkamı döndüm.

"Benim nunam aşık mı olmuşş"

"Bi sus Joon!"

"Ağ bu günleri de mi görecektikğ"

"Joon ciddi ol lütfen"

"Peki- olamıyorumğ SGJSVSVSGWJSYJ"

"Joon odamdan çıkar mısın?"

Gülerek odamdan çıktı. Gercekten sinir bozucu. Acaba seo jun da beni seviyor mu? Kardeşi olarak görüyor gibi..

                                  ***

Uyandığımda heryerim tutulmuştu. Telefonumu alıp saate baktım. 22.35 di.
Yağmur yağıyordu.

Yataktan kalkıp giyindim. Babam seo jun'u tanımasaydı izin vermeyebilirdi.
Buna da şükür.

Joon'un odasına gittim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Joon'un odasına gittim. Kapıyı çaldım.

"Gir"

Kapıyı açtım.

"Hazır mısın?"

"Evet, hadi gidelim"

Oturduğu yerden kalktı ve dışarı çıktı.
Aşağı indik. Babam bizi bekliyordu. Saat
22.48 di.

                                  ***

Havalimanına geldiğimizde hemen bekleyen insanların arasında göz gezdirmeye başladım. Biraz bakındıktan sonra Min-Ji teyzeyi gördüm. Yanına gittim.

"Min-Ji teyze!"

Bana doğru döndü, ilk önce şaşırmış gibiydi. Sonra o da el salladı. Joon'a gelmesini işaret edip onun yanına gittik.

"Sizi son kez görmeye geldik" diyip burukça gülümsedim. Uzunca sarıldık.

"Çok tatlısınız, Seo-Jun da orda yanına gidebilirsiniz." Dedi ve pek kalabalık olmayan bir yeri gösterdi. Hemen görmüştüm zaten.

"Görüşürüz Min-Ji teyze. Teşekkürler"

"Görüşürüz tatlım"

Seo-Jun'un yanına gittim.

"Han Seo-jun!"

Arkasını döndü. Gülümsedi.

"Sun Hee?  Gelmene sevindim"

Birşey demeden sarıldım. Bazen az önceki gibi kalbimle düşünmeden hareket ediyordum. Geri çekildim.

"Gitmeden sana birsey söylemek istedim"

"Ne hakkında?"

"Sey- lafı dolandırmak istemiyorum."

Anlamamış gibi baktı.

"Seni seviyorum Han Seo-jun.."

Korktuğum için yere bakmaya başladım.
Joon'un nerde olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden kimse konuşmuyordu.

"Ben de Sun Hee.."

Kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Şizofren miyim yoksa doğru mu duydum?

"Ciddi misin?"

"Evet Sun. Ama keşke daha önce söyleyebilseydik."

"Üzgünüm, keşke.. Orda kendine iyi bak-"

Birden dudaklarını dudağımda hissettim. Biraz sonra çekildi. Bavulunu sürüp bana el salladı.

"Sen de kendine iyi bak Sun"

Gülümsemeye çalıştım ama istemeden ağlıyordum. Onun da benden farkı yoktu. O da gülümsedi -en azından çalıştı- ve el salladı. Annesi de geldi ve beraber gittiler..

Ağlamamı tutup babamı buldum. Joon  beni bulmayınca onun yanına gelmişti.

"Hadi gidelim baba."

"Araba şurda"

Yağmur hâlâ yağıyordu. Koşarak arabaya bindik.

Arabadayken duygusuz gibi camdan dışarı bakıyordum. Eve geldiğimizde üzerimi zar zor degistirip yatağıma girdim.

Yorganın iyice altına girip telefonumu elime aldım. Telefon sessizde olduğu için bir sürü cevapsız arama ve mesaj vardı. Soo Ah sohbet grubu kurmuştu.
Seo-jun da gruptaydı..

Gruba girdim ve yazılanlara baktım.

Sohbett🩷

21.03

Soo-Ah= selam nasılsınızz

Seo-jun= ne kadar iyi
olabiliyorsam

Soo-Ho= iyi olmaya çalış, arada gelebilir misin?

Seo-jun= gelemem, belki yaz tatilinde

Ju-kyung= selam, kendine iyi bak.

Tae-Hoon= selamm.

00.04

                           Yeni gördüm mesajları,
                              üzgünüm.Yarın okula                                     
                                         gelemeyebilirim

Soo-Ah= tamam hocaya söylerim

                                    Teşekkürler Soo-Ah

Telefonu kapatıp ağlamaya başladım. Onlar nasıl bu kadar sakin olabiliyordu?
Yoksa sadece ben onu sevdiğim için mi zor geliyordu? 1 sene dayanmam gerekiyordu. Dayansam bile 1 sene sonra gelip gelmiyeceği belli değildi. Hayatımda hiç bu kadar umutsuz hissetmemiştim.

Joon odama girdi ve galiba masama birşey bırakıp gitti. Yemek kokusunu duyunca bugün hiç birsey yemediğimi hatırladım ve birden acıktım. tteokbokki getirmişti kendi kendime biraz da olsun gülümsedim. Her ne kadar çoğunlukla benimle uğraşsa da beni çok seven bir kardeşe sahiptim.

Yemeğimi yedim ve kapımı kilitleyip tekrar yattım. Telefonu sessize aldım ve uyumaya başladım.

Bölüm sonu
*
*
*
*
*
*
550 kelime🪐

Deprwsyona sokucam kızı hazır olun SHSJSHSJSJHSSHS

The Rain☆ | Han Seojun | Park Sun HeeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin