garipti, katsuki çok kısa sürdüğüne emin olmakla birlikte zamanı oraya tam koyamıyordu. birkaç saniye, bir hafta ya da bir ay olabilirdi.
beyaz boşlukta nefessiz kaldığı süreden, aniden kulağına dolan seslerle kurtuldu. beyazın yerini başka renkler alırken zorlukla gözlerini açtı ve nefes nefese kaldığını hissetti.
banyodaydı, kendi evlerindeki banyoda. aynada kendine bakıp gayet normal göründüğünü kaydetti.
bir dakika, işe yaramıştı. lanet olası işe yaramıştı. artık her şeyi düzeltebilirdi.
derin bir nefes aldı, banyodan çıkıp evlerinin de tamamen aynı gözüktüğünü kaydetti. sadece.. geldiği yerde göremeyeceği bir görüntü vardı.
babası.
"katsuki, banyodaki musluk yine bozulmuş mu?"
çenesini sıkıca kilitledi, gözleri istemsizce dolarken tek kelime etmeden koştu, sıkıca sarıldı masaru'ya.
"baba."
yaslandığı bedenin şaşkınlığını hissediyordu, ama bu masaru'ydu. garipsemedi, birkaç saniyede geri karşılık verip oğlunun başını okşadı.
katsuki ağlayacağını hissetti. kahretsin, babası bunu hak etmemişti. onlar bunu hak etmemişti. hayat onlara hak etmediği şeyler veriyorsa pekala ikinci bir şansı hak ediyorlardı.
babasının yaşadığından emin olunca rahat bir nefes aldı, geri çekildi. bunu hallettiğine göre diğerlerini kontrol etmesi lazımdı.
"izuku nerede?"
"odasında değil miydi?"
"az önce baktığımda yoktu." pembe bir yalan attı. "bakayım."
hızlı adımlarla odasına gitti. masasında mırıldanarak not alan izuku'nun tanıdık görüntüsü göğsünde kocaman bir rahatlamaya neden oldu.
"inek."
"kacchan, sınıflandırma kısmını tamamladım. gerisini sonra mı yaparız?"
"evet. iyi çalışıyorsun." övgüyle yeşillinin gözleri ışıldadı ve yanakları kızardı.
"s-sen de öyle kacchan! teşekkür ederim.."
bir kere daha düşünmeden eli yeşil buklelerin yumuşaklığını teyit etti. eşsiz tondaki bukleler, yüzünü sofistike şekilde çevreliyor ve muazzam bir manzara sunuyordu sarışına.
saçlarını karıştırmayı aklına gelen başka bir şeyle bıraktı.
"deku," dedi. "annem nerede?"
annem demesiyle pot kırdığını düşündü bir an, çünkü genelde yaşlı cadı, ihtiyar kadın falan derdi ama izuku bunu garipsemiş gibi durmuyordu. sadece aralarındaki samimi, huzurlu an bozuldu. katsuki yeşil gözlerden hüzünlü bir ifadenin geçtiğini gördü.
"odasında. son zamanlarda teyze için daha da endişeleniyorum kacchan, sen de olanları biliyorsun ama.."
mükemmel evrene geldiğini sanarken aniden öğrendiği aksilik bir endişe kırıntısı bıraktı içine.
"o çok güçlü biliyorum. kimseden yardım istemekten falan hoşlanmıyor, ama bu durumda istemek zorunda. yani bel altı felç olmuşken kendi başına bir şey yapamaz."
izuku konuşmaya devam etti ama katsuki 'bel altı felç' kısmından sonra hiçbir şey hatırlamıyordu. sadece uğultuydu.
göğsü sıkıştı ve yeşillinin sözlerini dinlemeyip ebeveynlerinin yatak odasına yöneldi. endişe, kapıyı çalmayı unutmasına neden oldu. hızlıca açtı.
yatakta oturur halde duran, komidindeki su bardağına yetişmek için kolunu uzatmış kadın durakladı. katsuki'nin göğsü sıkıştı.
gözleri yorgunluktan çökmüş, içeri tıklatmadan girdiği için ona bağırmayan bu kadın annesi olamazdı. ne kadar sık kavga etseler de, annesi onun ilk rol modeliydi. hep aklında çok güçlü kalmıştı. katsuki kendini ezdirmemeyi hep ondan öğrenmişti.
annesi ona bağırmadı, ses çıkarmadı. anne ve oğulun benzer genetiklerle inşa edilmiş bakışları bir oldu.
göz göze geldikleri anda katsuki burada kalamayacağına karar verdi. bu kadın annesi olamazdı; bu hayattan bıkmış, umutsuz bakışlar onun annesinin olamazdı.
"a-anne." ne diyeceğini bilemeyerek konuştu. sesinin titrediğine inanamıyordu.
annesinin çöktüğünü görmek aynı etkinin ona da olabileceğinin canlı kanıtı gibiydi. katsuki sesli asla söylemese de ne kadar benzediklerinin gayet farkındaydı.
ama bu sadece annesi için üzülmek değildi, öyle farklıydı ki.. hep inatçı bir umut ve yaşama sevinciyle dolan annesini şimdi buna tamamen zıt bir durumda görmek.
sen bu değilsin! annesinin yüzüne karşı bağırmak istedi. aptal bir felcin seni yenmesine izin mi vereceksin? bana asla pes etmemeyi ve o kırılmaz inadı veren sen değil miydin? silkin, kendine gel.
kelimeler dudaklarından asla çıkmadı. tek bildiği daha fazla bakmaya dayanamadığıydı. kapıyı kapatıp aynı hızla kolyeyi çıkardı, bir daha çevirdi.
bulanıklık ve nefessizlik neredeyse rahatlatacaktı onu bu karşılaştığından sonra.
birdahaki sefere. diye düşündü. bunu kimse acı çekmeden halledeceğim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
charm | bakudeku
Fanfictionkatsuki, değer verdiklerini korumak için her şeyi göze alabilirdi. ! violence, protective katsuki ! bakudeku