altı

639 68 21
                                        

tılsımı 3. kullanışında, artık neredeyse boşluk - beyaz - bulanık kısmına alışmıştı. netleşme kısmında, ilk defa evlerinde olmadığını gördü.

bunun yerine dışarıda evlerine bakıyordu. sırtında bir ağırlık ve kıyafetlerinde hışırtı ile kendini kontrol etti.

okul çantası ve forma. ama bu forma..

tanıdıktı ama onların normalde gittikleri okul olmadığı kesindi. lacivert ve gümüş ceket ona yeni bir görüntüydü.

"iyi misin, kacchan?"

yalnız olmadığını fark etmesi onu irkiltti. endişe ile onu süzen yeşil gözlere karşı iyi olduğunu mırıldandı.

bir kere göz göze geldikleri an, onu geri alamadı. özlediği samimi bakış yine oradaydı; nefret yok, kin yok, kızgınlık yok.

mükemmeldi. ceket izuku'yu sarmalayarak güzelce oturuyor, hafif rüzgarla asla toplamadığı yeşil bukleler uçuşuyor, yüzü anlayışla kaplanmış ona bakıyordu.

önceki evrende dilediği özür, fazla düşünmeden kendini tekrar ettirdi.

"özür dilerim."

"bu ne için kacchan?"

"her şey, sanırım." omuz silkti. "bazen gerçekten bir pislik olabiliyorum."

"hayır." okul çıkışlarındaki yürüyüşlerinde hep yaptığı gibi, çilli gencin sağ eli çantasının bir koluna sıkıca tutunmuştu. gözleri birbirlerindeydi ve katsuki bundan başka bir şey istemiyordu.

"sen pislik değilsin, hatta bundan çok uzaksın. sözlerinde  açıkça olmasa da ben davranışlarındaki nezaketi hissedebiliyorum. sen sert görünüşünün aksine yumuşaksın, tıpkı saçların gibi."

kalbi, ilgisini istediği tek kişinin övgüsüyle dansa kalkarken sırıttı. "az önce bana yumuşak demeye mi cüret ettin, deku?"

"sanırım." yanaklarındaki pembelikle güldü yeşilli. katsuki ise onun ne kadar tatlı olduğunu eğlenerek izledi. ona övgü veriyor ve ufak bir alayla utanıyordu ama geri adım atmıyordu.

onu görmezden gel. şu an izuku'ya söylemek istediği o kadar şey vardı ki.. ama bunun doğru evren olduğundan emin olması lazımdı.

"peki davranışlarımdaki nezaket, biraz spesifik olmaya ne dersin?"

yeşillinin düşüncelere daldığında alt dudağını ısırmasını gözlemledi.

o da aynısını yapmak istiyordu.

"çocuklarla konuşmaya geldiğinde sesin hep daha yumuşaktır." izuku saymaya başladığında gülümsedi, katsuki'nin çaresiz aşık kalbi fazla ışık yüzünden acıdı. "beni teselli ederken de öyle. ben nasıl hepsini anlatacağımı bilmiyorum bile sadece.. sadece tamamen hissediyorum."

katsuki söylemesi için alay etmesine rağmen gerçeği biliyordu. sesi izuku'ya geldiğinde otomatik olarak birkaç oktav alçaldı, bakışları yumuşadı ve başkaları için öldürücü olabilecek haraketleri nazikleşti. bir ortama girdiklerinde gözleri ilk olarak yeşilleri aradı ve onu güldürmek için sık sık aptalca şakalar yaptı.

izuku'nun hissettiğini bilmek güzeldi.

"o iyi, inek. hissetmesen ne yapardım bilemezdin."

meydan okuyan alaycı sesle izuku aynı şekilde karşılık verdi.

"ne yapardın?"

"o çilleri ısırırdım." sarışının neşeli sırıtışı ile izuku ellerini yanaklarına koydu.

"hayır, kacchan! küçükken hep yapardın.. tanrım, gerçekten acıtıyordu."

"hadi çek ellerini de-ku."

birbirlerinin yanında rahatlayıp eğlenmeleri, yeşillinin çalan telefonu ile bozuldu. annesine seslenerek açması sarışını şaşırttı.

demek burada inko ölmemişti.

çaktırmadan nasıl izuku'nun ağzını arayacağını düşünürken aklına bir fikir geldi. birkaç kere 'deku olsa ne yapardı?' diye düşünmüştü ve belki ona açık olmadan sorabilirdi. izuku gerçekten zeki ve analizde muhteşemdi, durumla ilgili onun fikirlerini alabilse harika olurdu.

telefon konuşması bitti, sarışın düşüncelerini yarıda bıraktı.

"teyze ne diyor?"

"geç kaldınız eve gelin diyor. gidelim?"

onların evine gidiyoruz? "gidelim."

birkaç mahalle aşağıda, bahçeli küçük bir eve kadar arkadaşını takip etti. yeşil gözlerin onun üzerinde çaktırmadan gezdiğini fark edince bir şey demedi.

"biliyorsun, artık kendini hırpalamamana sevindim."

"ne konuda?"

"annen ve baban." katsuki çığlık atacaktı. şaka yapıyor olmalısın, ölmüşler miydi?

bir deneme yapmaya karar verdi, izuku ters tepki verirse şaka yapmış gibi davranabilirdi.

sesine alay katıp cevapladı: "evet, ölenle ölünmüyor sanırım."

çilli genç boğazını temizledi. yavaşça onayladı.

sessizce ilerlerken katsuki gerçeği alamadığını hissetti. anne babası ölmüş müydü? inko ile mi kalıyordu? ne hissetmesi gerekiyordu?

bir süre kendi terazisinde tarttıktan sonra o kadar sarsılmadığını fark etti. ister elinde tılsıma sahip olmanın rahatlığı ister başka bir şey diyin, sorun değildi.

izuku ile arası çok iyiydi, ayrıca inko teyze de nazikti. bu o kadar da kötü olmayabilirdi, belki burada kalabilirdi bile.

beyni ve kalbi terazi bölmelerinde değişikliklere neden olurken başta nereden buraya geldiğini unutmuştu sanki. art arda farklı evrenler değiştirmek dengelerini bozmuş olabilirdi.

gidecekse bile, bir süre dinlenmesi lazımdı. kafasını toplayacak, her şeyi düzeltecekti.

ve tabii yeşilli ile tatlı zamanını alacaktı.


cr : 5MILE3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

cr : 5MILE3

bende bi kerecik isirabilir miyim. bir. kerecik. koparmicam soz.

charm | bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin