on bir

520 59 17
                                    

"kacchan.."

ses gelmediğinde utancını üstünden atmaya çalıştı yeşilli. kafası çok karışmıştı.

birlikte ödev üstünde çalışıyorlardı, notlarının eksik olduğunu görünce bir arkadaşına sormaya gitmişti.

her şey normaldi, geri geldiğinde katsuki'nin tepkisine kadar..

göz göze geldiklerinde sarışın ona hayalet görmüş gibi bakıyordu. donakalmış vücudunda haraket eden tek şey hızla akan gözyaşlarıydı.

onu öyle görünce izuku da donakalmıştı. en sonunda seslendiğinde ise, çocukluk arkadaşı hızlıca kalkıp ona kemiklerini kıracak kadar sıkıca sarılmıştı.

ve yaklaşık bir saattir de bırakmıyordu.

katsuki ağlamazdı, onun en son ne zaman ağladığını zar zor hatırlıyordu izuku. ve onlar, nadiren sarılırlardı.

utanmadan edemiyordu.

güçlü kolları izuku'yu güvende hissettirse de endişeleliydi. sanki onu kaybetmiş gibi, başını kalbinin üstüne koymuştu katsuki. dakikalardır atışını dinliyor ve arada bir ismini sayıklıyordu.

"kacchan, konuşur musun lütfen? endişeleniyorum."

"seni kaybettiğimi sandım."

birbirlerinden başka kimseleri kalmadığı için, bu korkuyu anlayabiliyordu izuku. böyle aniden ve güçlü vurması onu endişelendirmişti sadece.

"yine kabus mu görmeye başladın? bana bakar mısın kacchan?"

sarışın başını kaldırdı. izuku'yu kucağına çekip oturmasını sağladığı için daha kısa kalmıştı.

"bazen." boğazını temizledi sarışın. yeşil gözlere öyle bir özlemle baktı ki izuku kızaran yanaklarını engelleyemedi.

gözleri daha farklı gibiydi.. izuku bunu kafasında kurup kurmadığını anlayamadı ama bir şeyler farklı hissettiriyordu.

daha önce sarılsalar da hiçbiri böyle olmamıştı. dokunuşları, sözleri, bakışları çok istek doluydu.

"bana hep söyleyebilirsin, biliyorsun." sessizce fısıldadı.

"biliyorum. sana hep güvenebilirim." itirafla kalbi sıcacık oldu çillinin.

"sana güvendiğim gibi." diye karşılık verdi.

yine bir sessizlik oldu. rahatsız edici değildi ama içinde garip duygular uyandırıyordu ve izuku belirsiz duyguları üstünde düşünmek istemedi.

"uyumalı mıyız? ödevi sonra bitirebiliriz?"

sarışın başıyla onayladı. izuku kalkmaya çalıştığında daha sıkı sarıldı.

"gitme." sesi çok talepkardı. ve izuku ona istekle bakan o kızıl gözlere nasıl karşı çıkabilirdi?

"gitmiyorum kacchan." güven verici bir gülümseme takındı. kalktıktan sonra sarışının elini tuttu.

"bak buradayım."

katsuki'nin karşılık olarak gülümsemesiyle nabzının arttığını hisseti. başını hızlıca çevirdi.

yıllar sonra ilk kez birlikte yattılar, en azından izuku için öyleydi. katsuki izuku'dan bir an bile ayrılmak istemiyordu ve izuku o gözlerin hayal kırıklığı ile dolmasına seyirci kalabileceğini hiç sanmıyordu.

yani hiçbir şey demedi. soru da sormadı. anlatmak istediği bir şey olursa sarışın istediğinde anlatabilirdi.

katsuki'nin onu sıkıca tutmasına izin verdi ve yeniden kalbinin üzerine başını koymasıyla utandı. kalp atışları onunlayken hep hızlanıyordu ve şimdi basbaya onları duyabiliyordu.

kollarındaki sarışının, ona ulaşmak için kaç evreni yerle bir bıraktığını ve kaç kişinin ölümüne sebep olduğumu bilmeden ne kadar masum ve sevgi dolu olduğunu düşündü.

umarım kendine geldiğinde aramız bozulmaz, diye düşündü. umarım hiç ayrılmayız.

ve birbirine değmeden, düzenli şekilde ilerleyen onlarca ipin olduğu sahne yerini başka bir taneye bıraktı:

onlarca kesik ip ortalıkta duruyordu. zorla kopartılmış ve yön verilmiş kaderlerin en ortasında birbirine sarılı iki ip vardı.

biri en başından beri olduğu yerde dururken diğeri oraya gelmek için yoluna çıkan tüm yerleri geçmişti ve sımsıkı sarmalanmıştı diğerine.

seni buldum izuku, kalp atışları ile mest olurken düşündü sarışın.

bir daha gitmesine asla izin vermeyecekti.

hahwgsje

yandere kat okumaya o kdr alistim ki yaptiklarinin bi bedeli olmasi gerektigi aklima gelmiyo artik

olmali mi?

charm | bakudekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin