Bölüm 3: Yüzleşme

100 43 5
                                    

Utku, hala karşımda mosmor bir o kadarda öfkeli suratıyla bana bakıyor. Ben mi? Yüzümdeki alaycı gülümsemeyi bir an olsun silmeden karşısında dimdik duruyorum. Devir değişti yakışıklı.


"Çağla ne zaman geldin sen?" Ah evet ikinci darbe gelip boynuma sarıldığında bir an afalladım. Ne yapıcaktım? Buraları hiç düşünmemiştim. Sanki onlarda bildiğimden haberdarmış gibi tüm gün ters ters bakışırız sanmıştım sahi ben bu durumları nasıl aklıma getiremedim. Ama daha fazla bu gösteriye dayanamayacaktım. Niye beni çok özlemiş gibi yapıyorduki? Yokluğumda eminim Utkuyla daha iyi pişirmişlerdir işi. Belki parkta, belki sokak aralarında, belki.. Belki Başakların evde, belki utana sıkıla gittiğim Utkuların evinde. Gerçi onlar için ihtiyaç giderme olsun, onları benim varlığım engelleyememiş. Dışardaki iki üç teyzeyle amcamı engelleyecek.


Daha fazla midemin bulantısına dayanamayıp Başağı ittirdim. Yüzümde yine aynı alaycı gülümsemeyle bir Utkuya bir Başağa baktım. İkiside şaşkınlıkla bana bakıyodu. Valla gençler, buraya kadar.


"Çok mu özledin beni Başak? Yokluğumda rahatmıydın? Ah, eminim daha güzel ısıtmışsındır Utkunun yatağını. Köşeden çıkacak bir Çağla yok nasıl olsa. Gerçi, ben varken bile baya pişirmişsiniz işi." İsterik bir kahkaha attım. Başak karşımda resmen renkten renge giriyordu.


"Çağla sen ne saçmalıyosun, bu, bu yakıştırdığın şey hiç hoş değil bunları daha önce konuşmadıkmı sen, sen ne diyosun nasıl inanırsın böyle şeylere nasıl bizden şüphe duyarsın. Yine telefonuna o saçma mesajlardan geldi dimi sende yine yedin tabi inandın yazıklar ols-"


"Ooo utku yapma ama. Sizi gördüm. Senin o güzel bal dudaklarının benim senelerce yanımda gezdirdiğim arkadaşımın dudaklarıyla buluşmasını kendi gözlerimle izledim. Bi şey farkettim." Başağa döndüm ve "İtiraf etmeliyim, benden güzel öpüşüyosun. E tabi deneyimlisin bu konuda, a sahi, Ankarada adam kalmadıda o yüzdenmi en yakın arkadaşının sevgilisinin kollarına attın kendini.'' Sonra Utkuya döndüm ve "Bu kız hep böyleydi ya küçükkende bir giydiğini bir daha giymezdi Semra teyze ne kızardı.'' dedim. Resmen şov yapıyordum. Haketmişlerdi, napıyım.


"Çağla bak-"


"Sakın, Utku. Aslında teşekkür etmeliyim gözlerimi açtığın için. Günlerdir sanki yeniden doğmuş gibi dolanıyorum, arkadaş ediniyorum, içiyorum, geziyorum, tozuyorum, erkeklerle sohbet ediyorum, hatta kısa giyiyorum. Dünya varmış be, belki ilerde sevgilimde olur ne dersin?" Başağa döndüm ve "Merak etme öyle bişey olursa yine ilk sana anlatıcam onada git ver diye." Sonlara doğru yüzümdeki sırıtış silinmiş, sesim sertleşmişti. İkiside karşımda ağzını açamadan mosmor duruyorlardır. Başak son cümlemde gürültülü bir şekilde yutkundu. Ve ben, uzun zamandır bu anı bekliyormuşcasına mutluydum. Evet, mutluydum. Zafer kazanmış gibi ikisininde omuzlarına ellerimi koyup "Size mutluluklar dilerim, Allah bir yatakta bide kondomda kocatsın" diyip alayla gülerek arkamı döndüm. Rahatladım yemin ederim ya, dört gündür ne kasmışım kendimi. Şimdide onlar düşünsün bakalım. Birinin hayatından sıkıştığı her an yanında olan, götünü toplayan en yakın arkadaşı, diğerinin hayatından, aslına bakarsanız diğerinin hayatından çok bi şey eksildiğini düşünmüyorum. Zaten oyuncak gibiydim gözünde. Canı sıkıldıgında 'kısa giyme' 'erkeklerle konuşma' 'dışarı çıkma' diye emirler yağdıracağı bir oyuncak. Düşünüyorumda, ne kadar ezdirmişim kendimi bir yalan uğruna.

DARBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin