Bölüm 8: Arkadaş

84 23 4
                                    

Arkadaşlar beğendiyseniz veya beğenmediyseniz eksiklerim olduğunu düşünüyorsanız lütfen yorumda belirtin. Votelerseniz sevinirim çok sık bölüm yazıyorum. Şimdiden iyi okumalar :)


**


Sarılmak, ne güzel bir his değil mi sarılmak? Kollarında olduğun insanın kokusunda boğulmak.. Ölümlerin en güzeli değil mi? Tabi sarıldığın kişiye göre değişmesi bir gerçek. Sevdiğin insanın kollarında olmak var, kokusunu doya doya içine çekmek var ki, sarılmaların en güzeli. Birde benim gibi yanında ki yastığa sarılmak var. Ne sandınız? Sabahın sekizinde kime sarılabilirim başka? Gerçi akşamın sekizide olsa sarılabileceğim tek şey yastığım olacak ama konumuz bu değil.


Evet, zorla uyandırılmadığım zamanlar yaptığım gibi, uyandım ve yastığıma sarılarak yatakta bir o yana bir bu yana dönerek telefonumla uğraştım. Önce whatsapptan gelen mesajlara cevap verdim, twittera bakmayı ihmal etmedim ve son olarakta instagramda kim ne yemiş kim nerdeymiş diye bakınıp telefonu komidine bıraktım. Tam yataktan kalkmak için doğrulmuştum ki yine kapım çalındı, karhane kapısına döndü buda ha. Önce içimden geçirdiğim bu düşünceye güldüm, sonrada ısrarla çalan kapımı açtım. Merve ve Gülce, sanırım dün geceki halimden dolayı nasıl olduğumu kontrol etmeye gelmişler.


"Günaydın sümüklü!" Merve resmen Aras iki olmaya başladı. Tanıştığımızdan beri bana sümüklü diyor, Aras diyincede ona kızıyordu. Kıskanç işte naparsın. Gülce ve Merveye günaydın diyerek gülümseyip geri çekildim. İçeri girip yatağıma oturdular ve bende kapıyı kapatarak yanlarına ilerledim.


"Hayırdır güzellerim sabah sabah karga bokunu yemeden?"


"Kızım otur şuraya anlatacaklarımız var, ayrıca ne sabah sabahı? Biz kahvaltımızı bile yaptık. Mert seni çağırmaya çıktı ama kapıyı açmamışsın."


"Gecenin üçünde uyandırıldığım için uykumu alamadım, uyanmamam normal değil mi?"


"Kim uyandırdıki?" Bir anlık ağzımı tutamamanın sonucuydu bunlar işte. Hadi anlat şimdi anlatabiliyorsan.


"Aman boşver onu şimdi, ne anlatacaksanız anlatın hadi."


"Gülcecim sen mi anlatırsın yoksa ben mi anlatıyım?"


"Benden daha güzel anlatacağına bahse girerim Merve, sen başla ben arada yorum atarım." diyerek güldü Gülce. Merve bana döndü ve konuşmaya başladı.


"O zaman gel bakalım buraya sıpaydi" dedi ve beni yanına oturttu. Merve benim yanımda Gülcede karşıda heyecanla ne anlatacaklarını beklemeye başladım.


"Sabah kahvaltıdayız, biz dedik Çağla nerde. Aras hemen atladı ben bakıp gelirim diye. Başak yok bu sıra işte tam ayaklandı gidip sana bakıcak, Mert oturttu onu. Ben bakarım kardeşim otur sen diye. Arasa baktım bir gerilmeler bir sinirler bir öfkeler ama görmen lazım. Bir hışımla geri oturdu yerine. Neyse işte Mert baktı geldi kapıyı açmadı diyince bizimki lafa atladı hemen. Ne demek açmadı oğlum zorlasaydın ya felan filan. Bu aradada Başak gelmişti tabi. Bu seferde Başak atladı lafa, sanane Aras diye. Aras bir hışımla döndü buna. Neyin beni ilgilendirdiğine ne zamandır sen karar veriyosun lan diye. Başağın suratı görmen lazım. Gözleri doldu hemen. Sonra Aras bağırmaya devam etti tabi. Kaç gündür kıçımda kuyruksun bir nefes aldır lan artık diye. Başak ağlaya ağlaya kalktı masadan. Aras hala sinirli valla dışarı felan çıkardı bizimkiler. Bizde gelip sana bakalım dedik" Mervenin anlattıklarıyla gözlerim iri iri açılırken Arasın dün söylediği söz geldi aklıma. 'Doğru olması için gerekeni yaparım' Gülsem mi ağlasam mı, sevinsem mi üzülsem mi bilemeden benden tepki bekleyen Merveyle Gülceye döndüm. Ne mi dedim? Tahmin etmek cok zor olmamalı bence.

DARBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin