Gece olmuştu ve ormanlık alanda bu salakların parayı getirmesini bekliyorduk. Muhtemelen parayı polisten aldılar ki bizi yakalasınlar. Borcu olan adam yürüyerek etrafına bakınıyordu. Tarığı alması için gönderdim. Adam çantayı uzattı. Tarık parayı kontrol ederken etraftan polisler çıkıp tarığa silah doğrultular. Şaşırdık mı? Hayır.Tarık sırıttı ve konuşmaya başladı.
"Ah keşke daha az kişi gelseydiniz! Ama hiç gelmeye de bilirdiniz. Ne ayıp olurdu o! Hadi size misafirperverliğimizi gösterelim!"Ekipte ki kişiler polislerin kafasını nişan alarak ateş ettiler. Bir dakika geçmeden ortalık kan çanağına döndü. Kan her zaman insan yere düşmeden çıkar. Sanki kendini dışarı atmak bir nevi kurtulmak ister gibi.Borcu olan adam bağırdı.
"Sufi kaç çabuk!"
Bir anda ikiye ayrılıp koşmaya başladılar. Sufi denen herif benim tarafıma koştuğu için üzerine atladım. Beni itekleyip ayağa kalkmaya çalışıyordu ve ben az da olsa zorlanıyordum çünkü herif benden hem daha uzun hem de yapılıydı. Ellerini tutup kilitledim ve haraketlerini kısıtlamak için üzerine oturdum. Vücudu benim vücudumdan büyükte olsa beni itemedi.
"Bırak pislik herif!"
Yüzüne attığım yumruk onu sersemletse de hala direniyordu. Sürekli hareket ediyordu ve artık bende yorulmaya başlamıştım. Mecburen en sevmediğim şeyi yaptım.
"Ailenin ölümünü sana izletmemi mi istersin!"
Bir anda durdu. Benim ailemin aksine ailesinin ona değer verdiği belliydi. Sakince nefes aldım. Aileden vurmaktan nefret ediyordum.
"İlla aileden vuralım değil mi?"
Susuyordu. Artık ne hareket ediyor ne de konuşuyordu.
Arkadan adım sesleri geldi."Parayı aldık fakat adam kaçtı."
"Siktirsin gitsin parası var sonuçta. Parayı da hemen şimdi babamın hesabına yatırın."
Adam onaylayıp gitti. Adının sufi olduğunu öğrendiğim herife baktım.
"Yürü!"
"Ne o? Parayı aldınız? Benimle işin yok?"
"Benim keyfimin kahyası ne isterse o olur!"
Adam sakince kalktı. Kendini toparlayıp yürümeye başladı. Telefonla babamı aradım."Evet?" diye açıldı telefon.
"Baba adamlar az sonra parayı hesabına yatıracaklar."
"Tamam, sen gelmiyor musun?"
"Yanımda bir eleman var süründüreceğim biraz."
Evet çünkü gıcığıma gitmişti. Ayrıca polisle hareket etmesinin de bir bedeli olacaktı.
"İşkence et."
"Yok bu fazla süt bebesi. Hemen ölür."
"Su çıkana kadar kuyu kazdır?"
Ormanda göl de yoktu. Ne suyundan bahsettiğini düşünürken asıl meselenin asla su çıkmayacak olmasını anladım. Biraz kazdırdıktan sonra da polisleri gömmesini söylerdim zaten.
"O olur."
"Çok geciktirmeden sende gel. Uğraşma elemanın tekiyle."
"Gelirim birazdan. Merak etme."
"Tamam." hiç umursamazca cevap verdi.
"Görüşürüz."
Telefonun kapanma sesi geldi. Babam hep böyleydi zaten alışmıştım. Dönüp Sufi denilen herife baktım.
"Al şu küreği." Gidip küreği aldı ve bana baktı.
"Su çıkana kadar kaz."
Afalladı başta. O da farkınaydı bence buradan su çıkmayacağını. Buna rağmen kazmaya başladı. Bende bir ağaca yaslanıp bekledim.
"Hızlı ol işim gücüm var benim!"
"Tamam."
Kazmaya devam ediyordu. Anlaşılan uzun süre daha buradaydık.
~~~
Uyku sersemi kendi adımımı da yanlis yazmisim gwbxbusjsn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMAM - GAY
Acak"Bir şey lazım olursa seslen, getireyim." Gözlerimi artık rüyalarımın her dakikasını kaplamış olan gözlerine diktim. "Yolun var imam, yürü."