Ateş ve Su | Taekook

Alerji İlacı

***

Toprak grubuna geldikten sonra hızlıca Seokjin'in şifahanesine ilerledim. Zaten dün geldiğim için askerler beni tanıyordu ve soru bile sormadan kapıları hemen açtılar. Gerçekten prens gibi hissettiğim nadir anlardan biriydi, beni gören her asker ve grubun insanları önümde saygıyla selam veriyordu. Kendi grubumda genelde insanlarla sıcak ilişkiler kurmaya çalıştığım için selamları normal bir tanıdığa verilen selam gibi bir kafa eğmesiydi. Zaten bu ilişkiyi kuran ben olduğum için rahatsız olmuyordum, ama başka grubun halkı ve insanları karşısında bu şekilde selam almak gerçekten prens olduğumu hissettiğim anlardandı.

Şifahanenin kapısını çalarak gel komutunu duyunca içeri girdim ve o harika kulübeye yeniden selam verdim.

"Seokjin özür dilerim, dün aniden hiçbir şey söylemeden gittim. Acil bir mesele vardı ve o sırada bir şey söylemek gelmedi aklıma. Kusura bakma lütfen." diye lafa girdim. Ateş grubuna birlikte girmiştik, onun yanında Toprak grubundan sadece bir asker vardı ve Jungkook hastanede yatarken benim onu orada bırakıp hiçbir şey söylemeden çıkmam yanlıştı. Orada ne olduğunu bilmiyordum, belki de alerji yüzünden ona kızmışlardı tedbir alınmadığı için. Üstelik yanında bir asker olması ve kendi grubundan başka bir grubun sınırları içinde onu yalnız bırakmam çok sorumsuz bir davranıştı.

"Önemli değil Prensim. Biz de sizin arkanızdan hemen çıktık zaten. Başşifacıdan çiçek tozlarını, kurularını, elinde olan bütün çeşitlerini aldım. Ne şekilde kullanacağımızı bilmiyorum çünkü, işimize yarar diye düşündüm. Gruba dönünce de bir iki kez denedim ama başarılı bir sonuç elde edemedim."

Gruptan çıkarken sorun çıkmamasına sevinmiştim. Ben olmadığım, yalnız kaldığı için onun üzerine gelmelerini istemezdim.

"Dün döndükten sonra gelişmeleri Lider Namjoon'a da anlattım. Lider Jeon zaten olayın içindeydi, gördü, orada anlattık. Siz de babanıza anlatmışsınızdır diye düşünüyorum. Ancak Hava grubuna nasıl bildireceğiz ilacın olduğunu bilmiyorum." dedi Seokjin. İlacı bulmuştuk ve grup liderlerine bildirmemiz gerekiyordu.

"Ben babama anlatamadım buraya geldiğim için ama abime anlattım. O babama anlatacak. Zaten abim askerlerin çalışmasına katılacak bugün. Hava prensi Yoongi de orada olacak. Orada abimin anlatacağını düşünüyorum." dedim. Yoongi'nin sabah Su grubuna geldiğini söylemedim, söylemek istemedim. Daha açıklanmış bir ilişki yoktu ama durumu gören askerler yüzünden yayılmaya hazır bir dedikodu vardı. Daha açıklanmadan dedikodu oranını büyütemezdim.

Çalışmalara başlayıp alerji testi için kür hazırlamaya başladık. Alerji testi kolaydı. İçinde eser miktarda aşk çiçeğinden koyacaktık. Zaten diğer bileşenler her zamanki şeylerdi. Testi yaparken koluna minik bir iğne batırıp üzerine bu karışımdan bir damla sürecek, kızarıklık veya kabarma olup olmadığına bakacaktık.

Esas sorun alerji ilacındaydı. İçilebilir bir tatta, alerjiye etken çözüm içeren bir ilaç olmalıydı. Akşama kadar farklı farklı karışımlar yapıp denedik. Yaralar için yapılan ilacı sürüyor, üzerine alerji ilacını döküyorduk. Bir sonuç alana kadar devam ettik. Beklediğimiz sonuç, yara kreminden hafif bir buhar, minik bir hareketlenme ya da yumuşamaydı.

***

Saatler geçmesine rağmen herhangi bir sonuç alamamış, çalışmalar boşa gidiyordu. Kapı açıldığında ikimiz de durup kapıya döndük. Kapıdan içeri Toprak lideri Kim Namjoon girdi. Beni görünce şaşırmış gibiydi, burada olduğumu bilmiyor muydu? Seokjin saygıyla selam verdi, ben de hafifçe eğilerek selam verdim. Selamıma hafif bir şaşkınlıkla karşılık verdi.

"Prens Taehyung, sizi burada görmeyi beklemiyordum. Geç olduğu için gitmiş olduğunuzu düşündüm."

"Henüz çalışmalar bitmedi Lider Kim, o yüzden devam ediyoruz. Bir sonuç alana kadar çalışmayı düşünüyorum."