Hayat, bizleri her zaman aldığımız kararlarla bir adım daha çıkmaza sürüklüyordu. Tamam, şimdi rahatlayacağım düzlüğe çıkacağım diye attığımız her adım bizi büyük bir dağın en engebeli kısmına fırlatıyordu. Levin neden böyle bir şey yapmıştı bilmiyordum. Hayatının tam en güzel kısmına geçtiğini düşündüğümüz bir zamanda hayatının hatasını yapmıştı.
En büyük hayal kırıklıklarını en sevdiğiniz insanlardan alırdınız. Hayatıma aldığım her insan için içimden geçirdiğim ilk cümle hayal kırıklığım olma olurdu. Ne zaman duvarlarımı yıkmaya başlasam yapılan bir hamleyle o duvarlarım eskisinden de kalın oluyordu. Kimse bana güvenmeyi öğretmemişti, kimse bana sevebilmeyi öğretmemişti. Benim ilk öğrendiğim şeydi sevmekten vazgeçmek. Takıntılı bir insandım fakat kendi değerimi biliyordum.
Bu gece hayal kırıklıklarımın göğsüme battığını hissediyordum. Belki de bizim hatamızdı ona yeteri kadar değer vermemiştik ve sonunda böyle olmuştu. Zihnimdeki düşüncelerden kapının çalmasıyla bir nebze de olsa uzaklaşmıştım. Kapıyı açan Berkay olmuştu, ben de odamdan çıkıp kimin geldiğine bakmaya gittim.
"Sen ne yaptığının farkında mısın? Gerçekten neden yaptın? Neden?" diye soruyordu. Gelen kişi Levin olmalıydı.
"Bir kereliğine de olsa kendimi düşündüm oldu mu? Bir kereliğine de olsa ardıma bakmak istemedim. Bir kere de ailem beni düşünsün istedim çok mu şey istedim?" diye karşılık veriyordu ama sanki konuşan kişi o değildi.
"B-bu sen değilsin. Bizim seni düşünmediğimizi de nereden çıkardın? Kerem ҆ e ne oldu peki?" Berkay ҆ ın sesi son derece sertleşmişti.
"O- o sadece bir yara bandıydı." Sesi titrememişti bile. Bunu nasıl yapabiliyordu?
"Sen kafayı yemişsin. O çocuğun sana bakarken içi gidiyordu ben gördüm lan. Ben gördüm. Sen nasıl bu kadar vicdansız olabiliyorsun?"
"Yeter! Hep karşı tarafın duyguları hep başkalarının duyguları ben ne olacağım? Beni düşünen yok. Hiç olmadı." Dediğinde artık olaya müdahale etmem gerektiğinin farkındaydım.
"Sen iyi değilsin. Kimse yanında değilken ben sana evimi açtım. Kardeşim dedim sana, ablamdan çok ablamdın. Ne oldu şimdi? Neden bu kararı verdiğini bilmiyorum ama beni ne kadar kırdığını biliyorum. Sana o kadar veriyorum ki bir gün gelirsin diye odan her zaman aynı kalacak." Dediğimde sarsılmıştı. O da biliyordu aslında her şeyi. Valizlerini taşımaya çalışırken Ediz gelmişti. Hazal da sanki bu anı bekliyormuş gibi salondan çıkmış ve ikisine alkışlamıştı.
"Yılın çiftine bakın ya! İşte aşk kazandı değil mi enişteciğim?" sesinde büyük bir kinaye vardı. Ediz, Hazal ҆ ın kolunu tutup bir şey söyleyecekken Berkay araya girmişti.
"Ona dokunma yavru aslan. Bir daha kardeşlerime dokunursan bu sefer dokunacak bir elin kalmayacak." Dediğinde Ediz sadece gülmüş ve Levin ҆ e tutması için elini uzatmıştı. Levin bir anlık duraklamıştı ama elini boşta bırakmamıştı. Ediz son olaylardan sonra taşınmıştı şimdiyse nerede oturduğunu bilmiyorduk.
Salona geçip oturduğumuzda Berkay çok sinirli olduğunu söyleyip dışarı çıkmıştı.
"Levin de aklı başında bir kızdı aslında neden böyle bir şey yaptı hiç aklım almıyor cidden." Dedi Ender sessizliği bozarak.
"Biz de anlamıyoruz çok şaşkınım gerçekten." Dedi Hazal, onun böyle söylemesine şaşırmıştım ve şaşkınlıkla ona döndüğümde gülmüştü. "Ben artık bıraktım bazı şeyleri. Gerçekten." Diyerek açıkladı kendini.
"Bulaşman hataydı." Diyerek karşılık verdim.
"Hayat şartları diyelim."
"Keşke sizi daha önceden tanısaymışım kızlar." Dedi Ender şefkatle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.17
Подростковая литератураBasit bir aşk hikayesiyle başlayan bu hikaye geçmişin sırlarıyla sizi bambaşka bir yere sürüklüyor. Her bölümünü merakla okuyacaksınız. Yapmanız gereken tek şey gidip ilk bölümü açmak...