BİRİNCİ BÖLÜM

997 46 64
                                    

Asker olma aşkı ile yanıp tutuşan herkes için...



🌒



''Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize''

Hüseyin Nihal Atsız




''Kurt, ayak izleriyle değil, iz bıraktığı yıkım ile tanınır.''

-Aldo Leopold-




***



Çantama son dokunuşları yaparken, bir şey unutup unutmadığımı kontrol ederken bir yanda da annemin söylenişlerini diliyordum. Evet bir saat sonra olan uçuşum ile Hakkâri'ye gidecek, çocukluk hayalimi gerçekleştirecektim. Sonunda o kutsal gün gelmişti! İlk görev yerime gidiyordum. Tabii annemin söylenmelerini dinleye dinleye...

''Zorunda mıydın be kızım? Ha annem? Sende baban ve abilerin gibi olmak zorunda mıydın? Evde yeterince asker yokmuş gibi sende niye atılıyorsun?''

Evet, baban ve abilerin gibi... işte o kutsal söz buydu. Ailecek askeriyeye bağlı bizim göbek bağımız. Babam Orgeneral, iki abimde Hatay da yüksek rütbeli asker. Tayinlerinin aynı yere denk gelmesi şu hayatta karşılaştıkları en büyük tesadüf olabilirdi. Hem de birinin tercih listesinde 3. sıradayken, diğerinin 11. sırasında yer alırken. Bu bilgiler kimsenin hayatına bir şey katmayacağı gibi, bana da hiç yararı olmadı. Adamın babası orgeneral olur da, o mülakatları burnunu kanata kanata geçirirler.

Her neyse.

''Ya annecim, canım sen kendin diyorsun ya baban ve abilerin gibi, bak onlara bir şey olmadı ki aksine ben senden izin alana kadar onlar rütbe üstüne rütbe atladılar. Hem şehitlik nasıl yüce bir makam sen benden çok daha iyi biliyorsun. Lütfen artık zorlaştırma...'' Dedim bıkkın bir nefes verirken.

Annemin rızasını alana kadar yaşlanmıştım. Saçlarıma ak düşmüştü. Bana sana sütümü helal etmem, bile demişti. O kadardı. Ama abimler bu kararlarını söyleyince alınlarından öpmüştü. Cinsiyet ayrımı yapılıyordu yalnız. Bir aslan babam arkamda dağ gibi durmuştu, bir o korkma, bu vatanda senin gibi evlatlar oldukça düşmana yer yok, demişti. O da bende koğuş noktası olmuştu ve yazmıştım tüm tercihlerime kara harbi.

Sınavı kazanana dek fazlasıyla çalışmıştım, gerçekten çok çok fazla çalışmıştım. Benim hayalimdi bu ve geceleri uyumayıp da sınavlara çalıştığım geceleri hâlâ unutmamıştım. İnatçıydım. Bir hedefim, bir hayalim varsa kimse beni durduramazdı. Kimse engelleyemezdi, her ne engel olursa olsun hepsini aşıp yine de istediğimi elde ederdim.

Sınavdan beklenmedik şekilde fazla puan almıştım. Benim yerime başkası o puanı almış olsaydı, değil kara harp, askeri okulların yüzüne dahi bakmazdı. Yazarlardı en başa hukuk... Ama hayaldi işte. Hem de çocukluk hayali.

KANLI AYWhere stories live. Discover now