Günler bana tuzak olsa,
Geri dönmek yasak olsa,
Yollar nice uzak olsa,
Bir gün geri gelemem mi?Hüseyin Nihal Atsız
''Kurtla yaşayan, ulumasını öğrenir.''
-Goldoni-
***
Karşımda ki silaha tekrar baktım. Evet, şuanda silah söküp takmayı öğreniyorduk. Mesela en hızlı ve pratik nasıl takılır?
Başımızda Harun komutan vardı. Tabii ki de bize meraklı olduğundan falan değildi. Kardelen sevdiceği de burada olduğu içindi.
Normalde Kardelen gibi üst rütbelere geçmiş kişiler bizimle eğitim alamazmış. Ne hikmetse, Harun komutanın bize eğitim vereceği, Kardelenin de burada olacağı tutmuştu...
''Kardelen Keskin.'' diyen Harun komutana döndü bakışlarım. Bir şeyi de Kardelen olmadan göster be komutan.
''Emredin komutanım.'' diyerek Harun komutana doğru ilerledi Kardelen. Herkes onlara bakıyordu. Çoğumuz farkındaydık da, saf ayağına yatmak zorunda kalmıştık. Zira Kardelen alelade biriyle değil, komutanımızla birlikteydi.
Kardelen tam Harun komutanın önünde durunca, Harun komutanın yüzünde oluşan ifadeyi bir ben mi fark ettim bilmem lakin, çok güzel bakmıştı.
Harun komutanın önünde ki masada parçalara ayrılmış bir silah vardı. ''1 dakikan var asker. Birleştir ve nişan al.'' kendisi elini masaya vurup, bir adım geri çekildi. Kardelen ise hızla silahı birleştirip, karşımızda ki hedef tahtalarına nişan aldı.
Baya hızlıydı.
''Ateş.'' diyen Harun komutana eş değer olarak, alandan silah sesi yükseldi. Kardelen tetiğe basmıştı. Bunlar nasıl bu kadar iyi anlaşabiliyorlardı?
Hepimiz, Harun komutan da dahil, Kardelen'in vurduğu hedef tahtasına baktık. Tam 12den vurmuştu. Yani insan şeklinde ki hedef tahtasının kalbinden. Siyah güneş gözlüğünü çıkarttı Harun komutan. Memnuniyetle gülümsedi. Yani bence de gülümsesindi. Bu kadar kısa sürede, hem silahı birleştirip hem ateş etmek her yiğidin harcı değildi. Ama benim harcımdı.
''Aferin asker.'' derken daha çok 'aferin bebeğim' der gibi bir hali vardı Harun komutanın. Kardelen gülümseyerek, silahı masanın üzerine bıraktı. Ardından tekrar benim yanıma geldi ve dik durup, Harun komutana baktı.
Harun komutan silahı tekrar parçalara ayırırken hafifçe Kardelen'e dönüp fısıldadım. ''Sırıtmaktan çenen kopacak.''
Bakışları hemen bana döndü. Gülüşü dondu kaldı. ''Ne? hayır. Yok bir şey.'' dedi sanki bilmiyormuşum gibi. 'yeme beni ya' der gibi bakıp gülecektim ki, ismimin söylenmesi ile o yöne döndüm.
''Hilal Şanlı.''
Harun komutanım...
Hemen hazır ola geçtim. ''Emredin komutanım.'' diyerek birkaç adım ileri çıktım. Eliyle gelmem için işaret verince, ona doğru ilerledim kararlı adımlarla.
Tam yanında durunca, silahı gösterdi kaşları ile. Parçalanmış silaha baktım. ''Az önce gördüğün gibi. 2 dakikan var. Birleştir ve nişan al.'' dediği gibi bir adım geri çekildi. Hemen silahın parçalarına baktım. Bütün havamla başladım parçaları birleştirmeye. Boşuna almamıştık o kadar eğitimi.
YOU ARE READING
KANLI AY
Teen Fiction❝Şafakta başlayan aşklar, ancak kanlı ayda son bulurlar.❞ . . . 🌘