Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Cehennem olan bu dünya da cennet gibi gülüyordu."
...
Gözlerine vuran güneş ışınlarıyla rahatsızca yerinde kıpırdamadı Jimin.
Yatağında bir süre oyalandıktan sonra ayağa kalkarak banyoya doğru ilerledi ve rutin işlerini hallettikten sonra yeniden odasına döndü.
Kıyafetlerinin bulunduğu odaya geçerken sıradan bir şeyler seçmeye çalıştı.
Bir yandan da acele ediyordu çünkü eğer Kral Min uyanmışsa ve onu bekliyorsa uygun olmazdı.
Büyük ihtimalle Kral Park her zaman ki gibi kalkmış taht odasında oturmuş ve şuana kadar hizmetlilere neler yapacaklarını anlatıp durmuştu.
Jimin aklındaki düşüncelerle birlikte eline sıradan bir gömlek, siyah bir deri pantolon ve siyah bir yelek alarak odasına döndü.
Normalde olsa güzel bir şeyler seçmek için çabalardı lakin dün akşam alışamadığı bir ortamın içerisinde öyle uzun süre kalmıştı ki ister istemez yorgun hissediyordu ve o ağır kıyafetleri taşımak istemiyordu.
Üzerindeki ipek geceliğin parçaları teker teker yeri bulduğunda kıyafetlerini üzerine geçirdi.
Kıyafetlerini giydikten sonra makyaj masasının önündeki sandalyeye oturdu ve tarağını eline aldı.
Aklına dün gece Kral Min'in ona sarılışı gelince ister istemez o kavrulmuş okyanus kokusu burnuna dolmuştu sanki. Derince bir iç çektikten sonra usulca saçlarını taradı. Alnını açık bırakarak iki yana ayırdı ve önden bir kaç tutamı arkaya doğru ittirdi. Daha sonra ayağa kalkarak odasının kapısına doğru ilerledi. Kapı aralanırken hemen arkasında Taehyung'u gördü.
"Günaydın Prens'im."
"Güzel sabahlar Taehyung. Kral Min uyandı mı?"
"Bir süre önce yardımcısıyla konuştum lakin henüz uyanmadığını söyledi." Jimin başını sallayarak devam etti. "Pekala sofrayı hazır ettiler mi?"
"Her şey hazır Prens'im servis için izninizi bekliyor olacaklar." Taht odasına girdiklerinde ikisi de sustu. "Güzel sabahlar Kral'ım." Kral Park gülümsedi. "Günaydın oğlum. Nasıl hissediyorsun?"
"Gayet iyiyim. Yalnızca biraz yorgun hissediyordum lakin endişelenecek bir şey yok." diyerek gülümsedi. Kral Park tam dudaklarını aralamıştı ki taht odasının kapısı gürültü ile aralandı.
Kral Min sakin adımlarla odaya girerken Jimin'in görüş açışına girmesiyle derince yutkundu.
Giydiği beyaz gömlek teninden bir parçaymış gibi bedeninden dökülmüş, üzerine geçirdiği siyah yelek incecik belini özenle sarmalamış ve siyah deri pantolonu inca bacaklarını sıkıca sarmış, üzerine tam oturmuştu.