Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tehlikelisin Park jimin ve ben bile bile senin sınırlarına çoktan girdim."
...
Kral Yie'nin içeri girmesiyle ikisi de ayağa kalktı.
Kral Yie çehresindeki sinir bozucu gülüşle birlikte yanlarına gelirken arkasından bir genç onu takip ediyordu.
"Kral Park, sizinle yeniden görüşebilmek ne büyük şeref." dedi, sinir bozucu ses tonuyla. Kral Park da ona gülümsedi. "Teşekkürler Kral Yie. Sizi şereflendirebilmek bir onurdur."
Daha sonra Kral Min'e döndü Kral Yei. "Kral Min, sizi görmek bir şeref lakin mazur görün sizi burda gör.eyi beklemiyordum." Kral Min, mimik oynamayan çehresini dikleştirdi. "Bir maruzatınız yoktur Kral Yie. Dün ki davetten sonra tek geceliğine Park Krallığı'nda konuk oldum yalnızca." Kral Yie çevresinden eksiltmediği o gülüşle konuştu yeniden. "Ahh, anlıyorum. Üzgünüm Güney de bulunan Kim Krallığı ile bir savaş sonucu antlaşma imzalamamız gerektiği için davete katılamadım." Kral Park söze girdi bu sefer. "Özrün lüzumu yoktur buyrun oturun lütfen."
Kral Yie, Kral Park'ın karşısında kalan koltuğa otururken, Prens Yie'de Kral Min ve Kral Parka selam vererek babasının yanına geçti.
"Bir şey içmek ister misiniz Kral Yie? Dilerseniz şarap ikram edebiliriz ya da sofrayı hazırlatmalarını söyleyebilirim cariyelere. Yorgun olmalısınız." Kral Yie başını iki yana salladı. "Şarap yeterli." Buraya zaten davetsiz gelmişti, bir de sofraya oturması uygun olmazdı.
"Rahatsızlık için ayrıca üzgünüm Kral Park. Dün ki davete katılamadığım için ziyaret etmek istemedim."
"Rahatsızlık verdiğiniz yok Kral Yie. Düşünceli tavrınız için teşekkürler." Kral Yie başını sallayarak onu onaylandıktan sonra Kral Min'e döndü.
Gözlerindeki siniri bariz bir şekilde görebiliyordu lakin bir anlam veremedi.
"Siz nasılsınız Kral Min? Umarım iyisinizdir."
"İyiyim Kral Yie. Siz nasılsınız?"
"Bende iyiyim." Bu genç kralın kibirli tavrı sinirlerini bozmuştu lakin belli etmedi.
Sinirli bakışlarını Yie mansuplarının üzerinden ayırmazken sohbete dahil olduğu da söylenemezdi.
Kral Yie ve oğlu şaraplarını yudumlarken Kral Yie dudaklarını araladı. "Kral Park merakımı mazur görün ancak Prens Park sarayda değil midir?" Prens Yie yerinde dikleşirken Kral Min'in sinirle çenesi kasıldı.
