14

97 8 22
                                    

(Uyarı!!!:Bu bölüm smut ve cinsellik içermektedir rahatsız olanlar geçebilir.)

Öpücüğümüz yavaş ve sakince ilerlerken beni belimden kavrayıp kendine çekmişti daha fazla. Dolgun dudakları benim dudaklarımla birken sanki tüm sorunlar kayıp gitmişti zihnimden. Tüm beynimi boşaltmak, düşüncelerimi susturmak için gerekli olan sadece bu muydu yani? Çözüm buyduysa gerçekten... Bayılmıştım...

Alt dudağını sertçe kendi dudaklarım arasına aldığım da anlamıştı biraz daha sert istediğimi ve o da üst dudağımı emmeye başlamıştı. Öpüşlerimiz sertleşirken belimde ki ellerini kalçalarıma indirdi ve avuçlarında sertçe sıkıştırmaya başladı. Kollarımı boynuna doladığımda bacaklarımdan kavrayıp kucağına almıştı. Ani hareketiyle boynundaki kollarımı sıkılaştırmıştım daha çok.

Ona göre küçük olan bedenimle deri koltuklardan birine oturmuştu. Kucağına iyice yerleşip kalçalarımı dışa vurmuştum. Elleri bacaklarımda ki yerini ince belime bıraktığında daha da gerginleştirmiştim belimi.

Vücudumdaki tüm kan yanaklarıma sıçramıştı resmen. Bir nevi yanıyordum. Hanüz birkaç gündür gördüğüm bu adam için yanıp tutuşuyordum. Ciğerlerimi ateşe vermişlercesine kesiliyordu sıcak nefeslerim.

Zorlukla çekilmiştim ıslak dudaklarından. "Burda devam edersek büyük ihtimal yakalanacağız." zar zor konuşabildiğim boğuk sesimi baygın bakışlarıyla onaylanmıştı.

Kucağından hızla inip şapkamı düzelttim ve gitarımı sırtlayıp önden çıktım. Utandığım için önden yürüme gereği duymuştum. O da bana göre daha yavaş adımlarla geliyordu arkamdan. Arabayı açtığında aynı hızla binmiş onu bekliyordum.

Kısa bir yoldu ama saatler gibi geliyordu sanki. Suratım iyice kızarmıştı ve orta da ki ölüm sessizliği daha da utandırıyordu beni. Ama sesimi çıkarmaya da cesaretim yoktu şuan.

O da bana ayak uydurup yol boyu suskun kalmıştı.

(Burdan sonrasını medyayla okuyabilirsiniz)

Sonunda biten yolla ikimiz de merdivenlerden garip bir sakinlikle çıkıyorduk. Fırtına öncesi sessizlik miydi bu, yoksa içeri girdikten sonra da devam edecek miydi suskunluğumuz? Emin olamıyordum ama emin olduğum tek bir şey vardı o da ikimizin de oldukça sertleşmiş olduğu gerçeğiydi.

Sonunda kilidini açtığım kapıyla girmesi için ona dönmem bir olmuştu. İçeri girmesini beklerken tekrardan kucağına almasıyla birkaç saniyeliğine yalpalamıştım. Kucağında benimle ilerledikten sonra kapıyı arkamızdan ayağıyla kapatmıştı.

Sonun da gözlerimiz buluştuğundan kalbime ani bir sıcaklık saplanmıştı sanki. İri göz bebekleri öylesine arzu doluydu ki. Öylesine istekli bakıyordu ki nefesimi kesiyordu. Derince bir nefes alıp tekrardan dudaklarına yapışmıştım. Bu defa daha da sertti. Gözlerinde gördüğüm şehvet beni daha da hırslandırmıştı.

Dilimi sertçe sıcak ağzının içine göndermiştim. Dilime yaptığı gelgitlerle iyice sertleştiğimi hissediyordum. Daha fazla durmadan odama ilerlemeye başlamıştı. Islakça dudaklarımı onunkilerden ayırıp gözlerimizi buluşturmuştum ve sinsice gülümseyip beni yatağa bırakması için işaret etmiştim.

Anlamış olacak ki sevişmenin sertliğinden öte yavaşça bırakmıştı beni yatağa ve kendi de dizlerinin üzerinde üstüme çıkmış bu defa dudaklarını boynumla buluşturmuştu. Öpücükleri nazikçe boynumu turlarken tişörtümü bir eliyle hafifçe açıp köprücüklerime de öpücüklerini bırakmıştı. Kendimi tutamayıp tişörtümü tamamen çıkartmıştım. Ardından altımdakilerden beni kurtarıp sonunda çırılçıplak bırakmıştı.

Beyaz tenimdeki tüm yara izleri ilk defa birinin karşısına böylesine serilmişti. Babamın dayak izleri, kendi yaptığım izler, rastgele olmuş izler... Hepsi gözlerinin önünde tüm çıplaklığıyla duruyordu. İlk gözleri bileklerimdeki kesiklere gitti. Bazısı kurumuştu, bazısı yalnızca kalıntı gibiydi diğerleriyse yeni yapmış olduklarımdı. Sonra belimin kıvrımı ve baldırlarımda ki kemer kesiği izlerine düşmüştü bakışları. Evet, onlar babamın eseriydi.

Sertçe yutkunduğunu hissedebiliyordum. Ama öylesine iyi rol yapıyordu ki bana yansıtmama konusunda fark edebilecek biri olmasam kesinlikle umursamadığını düşünürdüm.

Eğilip bileklerimden öpmüştü önce. Tek tek her yarayı, her yara izini. Sonra diğer izlere değdirmişti narin dudaklarını. Açık olmam gerekirse bu beni hiç olmadığım kadar duyguşandırmış ve etkilemişti.

Utandığımdan dikkatini benden ve izlerden çekmesini sağladım ve diklenip bu sefer ben onu yatağa iterek uzandırdım. Uzanmasıyla henüz kendi yerime yerleşmeden onun da kıyafetlerini kendi ellerimle çıkarmıştım. Ortaya çıkan buğday rengi teni kalbimi öylesine hızlandırmıştı ki oracıkta düşüp bayılmama hiçbir şey engel olamazdı. Ama bozuntuya vermeden toplamalıydım zihnimi. Yüzü ve kalbi kadar vücudu da beni ölesiye etkilemişti. Bu adam tam bir harikaydı. O hayatım da görüp görebileceğim en mükemmel insandı ve ben bundan adım kadar emindim.

Ortaya çıkan çıplak vücuduna karşı koyamayıp ani bir hareketle kucağına yerleşmiştim. Sertleşmiş erkekliği tam anlamıyla kalçalarıma değiyordu. Bir defalık ileri geri hareketimle kalçamı ona sürtmüştüm. Karşılığında kazandığım boğuk inlemeyle istediğimi almış gibi dudaklarına yapıştım ve sertçe öpmeye başladım.

Serbest ellerini iki kalçama yerleştirmiş, sertçe sıkıştırıyordu. Bi ara öyle sızladı ki kıpkırmızı olduğuna yemin bile edebilirim ama verdiği zevkten acısı fazlasıyla hoş geliyordu.

Altımdaki kalın sertlikten daha da erekte olmaya başlamıştım. Dudaklarımı sertçe onunkilerden ayırdım ve belimi iyice dikleştirip hafifçe dizlerimin üzerine kalktım. Erkekliğini arkadan elime alıp deliğime hizaladım ve sertçe üzerine oturdum.

Evet bir anda yapmam kanın beynime sıçramasına yol açmıştı. Acıdan çığlık atmıştım ve gözlerim dolmaya başlıyordu. Seonghwa panik olduğumu görünce nazikçe belimi kavrayıp okşamaya başladı. "Şimdi yavaşça kalk ve otur. Başta acıtacak ama sonradan zevke dönüşecek. Sakin ol acısına dayanamazsan yalnızca söyle. Kendini germe ve rahat ol. Gerersen canın daha çok acır." dolan gözlerimle yalnızca kafamı sallayabilmiştim.

Dediğini yaptım ve yavaşça kalkıp oturmaya başlamıştım kucağında. Dediği gibi bunu birkaç tur yaptığımda acım zevkin zirvelerine ulaşmıştı."Devam et bebeğim." çıkan daha da kalınlaşmış sesiyle bıraksa olduğum yerde bile boşalabilirdim.

"Daha fazlasını istiyorum Seonghwa." daha da bastırmıştım kendimi ona ve zıplamalarımı hızlandırmıştım.

İlk defa biriyle paylaştığım bu duygu, zevkin en üst seviyesine çıkarmıştı beni. Kokum kokusuna karışmıştı, tenim tenine...

Islak seslerimiz tüm odayı doldururken ikimiz de hazzın doruklarına varmıştık...

***

Evet evet evet işte burdayım lütfen beni dövmeyin 😭 Smut bölümüyle dönmek istedim aslında bu kitaba smut koyma fikrim yoktu ama iki okuyucum biraz ısrar edince kıramayıp derin ayrıntıya girmeden kitabın ilk smut bölümünü yazmış bulunmaktayım umarım severek okumuşsundur 😽😽

DEEP IN LOVE//SEONGJOONG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin