3

110 15 6
                                    

Hongjoong'dan

Kilidi açtım ve sessizce içeri girdim. Her zaman ki yoğun alkol ve sigara kokusu resmen ciğerlerimi yakıyordu. Aylardır eve gelmeyen babam yüzünden annem sanki mümkün gibi daha da bırakmıştı kendini. Karanlık koridorda ilerleyip salonun kapısından annemi kontrol ettim. Hafif sesi açık televizyona dalmışken bakışlarını bana çevirdi ve süzdü. Yine hiçbir şey söylemeden televizyona dönmüştü. Arkamı dönüp koridor boyu yürümeye devam ettim.

Odama girdiğim gibi kapıyı kilitledim ve gitarımı her zaman koyduğum köşeye yerleştirdim. Çantamdan yara bantlarını çıkardıktan sonra yatağa oturdum ve parmak uçlarıma doğru teker teker yapıştırmaya başladım.

Canımı acıtan bu yaralar değildi. Her defasında görmesine rağmen umursamayan annemdi. Yıllarca sadece küçük bir ilgi beklemiştim. Küçükken sırf bir umut endişelenir, merak eder, benimle ilgilenir diye bilerek incitirim kendimi. Bisiklet sürerken yere düşerdim... Yara alan dizlerimi gördüğünde yaptığı tek şey elime birkaç parça yara bandı tutuşturmaktı. Kendimi bildim bileli ne kadar incindiysem hepsini kendim sardım. Bu yaralar elbet kapanıyordu ama kalbimdeki yaralar asla...

Üzerime daha rahat bir şeyler geçirdim. Bu gece de burda kalmayı kaldıramazdım. Çantamı kapatırken gözüme çarpan ajandayla duraksadım. Tamamen unutmuştum. Elime aldım ve çantamı da sırtladım...

***

Hafif rüzgar salıncakları sallarken birine oturdum. Saat gece iki civarı olduğundan doğal olarak kimse yoktu. Sadece cırcır böceklerinin sesleri duyuluyordu boş parkta.

Sokak lambasının aydınlattığı kadar elimdeki ajandayı incelemeye başladım. Üzerinde ne bir isim yazıyordu ne de başka bir bilgi. Bir umut içinde yazar diye kapağını açtım, her ne kadar doğru gelmese de... İlk sayfa bomboştu. Sayfaları yavaşça çevirmeye başladım. Gördüklerim beni şaşırmıştı. Büyük ihtimalle bestelenmiş sözlerdi bunlar. Alt alta özenli bir el yazısıyla yazılmıştı. Açtığım ilk sayfada gezdirdim gözlerimi ve fısıldayarak okumaya başladım;

"Gitmeme izin vermeni istiyorum

Sessizliğin içinde tekrarladığım sözler

Senden uzaklaştım

O zamanın kibirliliğini özlüyorum

Ne yapmalıyım şimdi?

Neden takılıp kaldım?

Artık nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum

Gitmeme izin verirsen biraz daha kolay olur mu?

Gözlerim kapalıyken ayaklarım bir işe yaramıyor

Herkesten daha çok yaşamak istedim

Umudum nerde benim?

Kimse beni aramıyor, sevmedi beni hiçkimse

Sadece başka birine ihtiyacım vardı..."

(Şarkı sözleri Seori'nin I Wanna Cry şarkısına ait medyaya ekliyorum..)

Yazar'dan

Kendini gördüğü sözlerde dolmasına engel olamadığı gözlerinden serbest bıraktı göz yaşlarını."Lanet olsun Kim Hongjoong. Haftalardır tuttuğun göz yaşlarını bunun için mi harcıyorsun?" Kendi kendine atarlandığında göz yaşlarını elinin tersiyle sildi ve ajandayı tekrardan çantasına attı. Her kimse, okuduğu birkaç kelimeden bile anlamıştı ne kadar yetenekli olduğunu.

"Aman ne güzel. Hakkında bildiğim tek şey yüz hatları olan bir adamın defteri bende ve sadece okuduğum üç beş kelimeyle ağlıyorum." derin bir iç çekti ve salıncaktan kalkarak sokak lambalarının aydınlattığı kaldırımda ilerlemeye başladı.

Cebinden çıkarttığı sigara kutusundan bir dal alıp kutuyu tekrardan cebine attı. Çakmağıyla ucunu tutuşturduktan sonra dumanın ciğerlerine kadar inmesine izin verdi. Bi sigaralardı onu iyi yapan, bir süre olsun her şeyi unutmasını sağlayan. Dumanı bıkkınlıkla dışarı üfledi ve ikinci nefesini çekti...

***

"Nerde bu? Yanımdan ayırmadığıma eminim. Kafayı yiyeceğim gerçekten." Seonghwa sinirle atarlanırken bir yandan da çantasını boşaltıyordu. Bitkin arkadaşı odaya girerken merakla ona döndü. "Sen görmedin mi ajanadamı bugün?" Yeosang grip olduğu için akan burnunu çekerek yatağa oturdu. "Hayır Hyung." Seonghwa ofladı ve yere dağıttığı eşyalarını toparlamaya başladı. "Sanırım gittiğim kafede unuttum. Ah tanrım... Gerçekten aptalım." sinirle eşyaları tekrardan çantasına yerleştirdi. "Bulabilirsin belki. Yarın gidip bak. Şimdiden bu kadar strese sokma kendini." Yeosang'a onaylar şekilde kafa salladığında sıcak bir gülümseme kazanmıştı...

***

Umarım güzel gidiyorduuurr biraz kısa bir bölüm oldu ama ficin aktifliği için atmam gerekiyorduuuu:))

DEEP IN LOVE//SEONGJOONG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin