17.Bölüm

315 31 15
                                    

Çardağa gittiğimde Çağrı hala gelmemişti. Oturup onu beklemeye başladım. Telefona bakarken yanağımda hissettiğim baskıyla gülümsedim. Çağrı beni öpüp yanıma oturmuştu.

"Hoşgeldinn"dedim güler yüzümle.

"Hoşbuldum güzelim."diyip kollarını belime sardı.

"Günün nasıl geçti? Çok yoruluyor musun?"dudaklarımızı birleştirip ger çekildi.

"Artık tüm yorgunluğum gitti desem."gülümsedim. Aklıma gelenle yüzüm düştü. Çağrının yüzüne düşen saçını geriye atıp konuştum.

"Özür dilerim Çağrı. Sana yalan söylememeliydim. Hazal ne derse desin sana, abime anlatmalıydım olanları." Gözünü kapatıp kafasını geriye attı.

"Şimdi bunları konuşmasak olmaz mı?" Ellerimi yanaklarına yerleştirip bana bakmasını sağladım.

"Olmaz, biz bu sorunlardan kaçtıkça bir şekilde önümüze çıkacak. Gerekirse kavga edelim ama konuşalım. İlişkimizin sağlam temellere dayanması gerekiyor. Havada kalan sorunlara değil."dedim. Kafa salladı.

"Hem ben biliyorum ne kadar üstelemesen de yalan söylememi çok kafana taktın. Bunu da takıyorsun. Hani bana diyorsun ya seni 18 yıldır tanıyorum diye. Bende seni 18 yıldır tanıyorum Çağrı. Neyse kırıldığını? Neye sinirlendiğini biliyorum."diye ekledim.

"Ben gece düşündüm Zeynep. Neden bize söylemediğinizi falan. Olay çıkmasın istediniz anlıyorum tabi ama. Yediremedim işte! Kardeşimin çaresiz o şerefsize gitmesini. Neredeyse yaralanacak olmasını. Ya kim bilir ne zamandır içine dert oluyor? Biz dayak yediğimizde ne biçim korktu da ben fark etmedim destek olamadım kardeşime. Yediremedim bunu kendime,abiliğime."

Oturduğumuz yerden kalkıp birkaç adım uzaklaştı. Ellerini saçlarına daldırdı. Birkaç volta attıktan sonra bende kalkıp yanına gittim. Karşısında durdum. Gözlerinin kenarları kızarmıştı.

"Ben sizi anlıyorum Zeynep. Zaten size değil kendime kızdım ben dün. Şimdi gidip de Hazalın yüzüne bakamıyorum. Ona kızdığımdan mı? Hayır. Kendime öfkemden!" Ellerini tuttum. Parmak ucuma çıkıp yanağını uzunca öptüm.

"Kendine kızma. Sen mükemmel bir abisin. Senin şu an dediklerin bile o kadar değerli ki. Ama bu abilik mevzusunu yine bi Hazalla konuşsan daha iyi olur gibi. Aranızdaki sorunları halledersiniz."dedim.

Kollarını vücuduma sarınca bende ona sarıldım.

"İyi ki varsın Zeynep. İyi ki hayatımdasın."dedi.

"İyi ki o gün burada bana itiraf etmişsin aşkını."dedim sessizce.

"Neden böyle tepkiler verdiğimi merak ediyorsun dimi?"dedi.

"Hayır merak etmiyorum çünkü biliyorum. Her zamanki gibi ben seni Hazaldan farklı görmüyorum o yüzden seni koruyorum diye sıralayacaksın işte."

Kafasını hayır anlamında salladı.

"Hayır sebebi o değil Zeynep."

"Zeynep? Zeynep kim ben Zeynep diye birini tanımıyorum."dedim.

"Bugünkü konuşmamızdan sonra sana Zeynepten başka bir şey diyemeyeceğim sanırım fıstık."dedi.

Anlamamıştım. Ne demek istiyordu ki?

"Nasıl ya? Ne alaka anlamadım?"

"Hani dedin ya beni Hazaldan farklı görmediğini söyleyeceksin diye."

"Evet."

"Ben seni Hazaldan farklı görüyorum Zeynep."

"O gün benim gerçeği söylediğimde bana dokunmayı bırakmıştın ya. O an kalbim söküldü sandım."dedi.

Son Durağın- ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin