27.Bölüm

209 31 12
                                    

Çağrı ve Hazalın yanında geçirdiğim bir haftanın sonunda eve gelmiştim. Abim odasındaydı annemse salonda tek başına oturmuş öylece duruyordu.

Yavaşça yanına oturup kafamı omzuna yasladım.

"İyi misin anne?"dedim.

"İyiyim kızım. Ne kadar iyi olabilirsem."dedi sessizce.

"Anne sen hiç ağlamadın. Önder amca senin çok yakın arkadaşındı. Eğer bizim için içinde yaşıyorsan yapma."dedim

"Sadece sizin için değil ki kızım. Nesrin için çocuklar için. Zor şeyler yaşıyorlar. Onlara destek olacak büyük birine ihtiyaçları var. Nesrin bir şey yapamaz şu an. Benim ayakta durmam lazım."ye kendini açıkladı.

"Haklısın. Ama kendini yorma anne. Onların olduğu gibi bizim de sana ihtiyacımız var."dedim kollarımı vücuduna sararken.

"Sen Ankaraya ne zaman döneceksin?"dedi.

"Bilmiyorum. Çağrı biraz daha toparlasın dönerim."dedim.

"Kızım sınavların falan yok mu?"

"Haftaya."dedim.

"Zeynep. Çağrı'nın ayakları yere sağlam basıyor. Gözün arkada kalmasın kızım. Ankaraya git derslerine çalış. Bir de seninle uğraşmayalım."

"Yok anne. Gidemem. Ben bir şekilde hallederim sen düşünme şimdi."diyip odama çıktım.

Çağrı artık evin tek erkeği olma görevini çok erkenden yüklenmiş annesine ve kardeşine destek olmak için kendi acısını unutmuştu. Sanki ölen babası değilde bir başkasıymış gibi davranıyordu.

Ben ne kadar destek olmak istesem de geri çevirip bana iyi olduğunu ispatlama gereği duyuyordu.

Beni bu düşüncelerden sıyıran telefonuma düşen bildirim oldu. Komodinde duran telefonuma uzandığımda mesaj Eceden gelmişti.

"Zeynep bir haftadır yoksun haber de vermiyorsun noldu?"yazmıştı.

"Ben iyiyim. Yani fiziksel olarak. Ama Çağrı babasını kaybetti. O yüzden bir süre daha buradayım. Sınavlardan önce gelirim. Beni merak etme." Yazıp telefonu kenara bıraktım. Ve uykuya daldım.

...

Önder amcayı kaybedeli bir ay olmuştu. Ben Ankaraya döndüm. Çağrı şirketin başına geçerken Hazal da zar zor okuluna devam etti. Nesrin teyze ise daha yeni yeni evden çıkabiliyor.

Yani herkes bir şekilde hayatına devam etmeye çalışıyor. Sınavlarımdan zorla da olsa geçer not aldım. Neyse ki bu bi dert olmamıştı.

Çağrı fazlasıyla yoğundu. Sürekli toplantı,dosya,evrak derken kafasını kaldıracak zamanı olmuyordu. Ve tabi bana da zaman ayıramıyordu.

Beni üzen kısım onun sesini duyamamak oluyor tabi. Ve Önder amcanın ölümüyle o zamanlar aramızdaki sorunu da halledemeden rafa kaldırmış olduk. Ama şu an aramız iyi. Günde bir kere de olsa görüşüyoruz. İlk defa en içten şekilde keşke uzak mesafede olmasaydık dedim.

Öncekilerde en azından okulum iyi diyip kendimi avutuyordum fakat şu an her şey değişmişti. Çağrının bana ihtiyacı vardı.

Düşüncelerim arasında dersi dinleyemediğimi fark edince eşyalarımı toplayıp çıktım. Dolan gözlerimle birlikte nefesim de daralmaya başlamıştı.

"Zeynep?" Arkama döndüğümde meraklı gözlerle bana bakan Barışı gördüm. Benim yüzümün yorgun halini gördüğü gibi hızlıca yanıma geldi.

"Noldu neyin var? İyi misin?"dedi.

"Değilim Barış. Çok zor artık dayanamıyorum."dedim gözyaşlarım akarken.

Son Durağın- ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin