altı

64 6 5
                                    

cuma
13.54

Selin Hoca: Hocam, tünaydın. Müsaitseniz İzgi'yi de alıp odama gelebilir misiniz? Makale hakkında konuşalım.

vaha: Selin hocam, merhaba. Geliyoruz.

görüldü 13.56

--

vaha: İzgi, merhaba. Selin hoca makale hakkında konuşmak istediğini söyledi. Müsaitsen odasına gidelim.

izgi: Merhaba hocam. Dersteydim ama hemen geliyorum.

vaha: Ne dersi?

izgi: Odanızın olduğu kata geliyorum hocam.

görüldü 13.59

--

Vaha, odasından çıkıp kapıyı kilitledi. Koridora göz attığında İzgi'nin henüz gelmediğini gördü. Gerçi, onun mesajını görür görmez odasından çıkmıştı. Gelmesi için erkendi.

Merdivenlerin olduğu tarafa yürüdü. Muhtemelen üst kattan gelir diye düşündü. Kafasını yukarı kaldırmıştı ki merdivenlerden ses geldi.

Yukarıya doğru gelen kıza baktı. Kaşlarını çattı. "Alt kattaki dersliklerden birinde miydin?"

İzgi, nefes nefese kalmıştı ama son kez nefes verip, "Evet hocam," diyebilmişti. Vaha'yı görebilmek için kafasını yukarı kaldırmıştı.

"Direkt Selin hocanın odasına geçseydin keşke," dedi Vaha ve bir merdiven indi. Artık aynı merdivendelerdi.

"Sizinle beraber gitmek daha iyi olur diye düşündüm hocam."

Vaha, bu cevaba kafasını salladı ve inmeye başladı. İzgi'nin arkasından geldiğini duyabiliyordu. Kız, hâlâ daha nefesini düzene sokamamıştı. Bu yüzden Vaha yavaşça ilerlemeye gayret gösterdi. Selin hocanın kapısına geldiklerinde durdu ve ona döndü.

Kızın da ona baktığını fark edince kısaca tebessüm etti ve onun iyi olduğuna karar verip kapıyı tıklattı. İkisi de içeri geçti ve yazılacak olan makale hakkında konuştular. Konuşma tamamlanınca önde İzgi, arkada Vaha odadan çıktılar.

Vaha kapıyı kapattı. "Dersin neydi?"

"Önder hocanın dersindeydim. Sadece dersi dinliyordum."

"Sıkıntı yok o zaman, değil mi?"

"Yok hocam, teşekkürler."

Vaha kafasını eğerek cevap verdi buna. Kafasına takılan bir nokta vardı. Eliyle koridoru gösterdi. Yan yana koridorda yürürlerken, "Niye isminin makalede geçmesini istemiyorsun?" diye sordu.

"Sadece kendimi geliştirmek istediğim için hocam."

"Herhangi bir yayında yer alman daha iyi olur senin için."

"Aslında mesajınızda da belirtmiştiniz hocam. Çalıştığınız makalenin konu alanı, benim çalıştığım alan değil. Önder hocadan sizin bir makale üzerinde çalıştığınızı öğrenince sadece öğrenmek için bu sürece katılmak istedim."

Merdivenlere gelince ikisi de duraksadı ve karşı karşıya durdular. "Sadece kendini geliştirmek için yani?"

İzgi kafasını salladı. "Aslında, bir şey daha var ancak bunu söylesem bana inanmazsınız."

Vaha kaşlarını çattı. Kızın yüzünü inceledi. Gözlerinin çekikliği daha da mı artmıştı? Karnında bir şey hareket ediyor gibi olmuştu. "Denerim," dedi.

"Bu makale için araştırma sorusunu ve diğer bir sürü şeyi siz ve Selin hoca buldunuz. Ben sadece literatür tarama aşamasına katkıda bulunmuş olacağım. İsmimin orada bulunmasını hak etmediğimi düşünüyorum."

Vaha kaşlarını kaldırdı. Yüzüne alaylı bir ifade yerleştirmemek için kendini zor tuttu. Karşısındaki sarışının da dediği gibi, inanamadı.

"Anlıyorum," diyebildi Vaha.

"Anladığınıza eminim ama inandığınıza pek emin değilim. İçinizden ne düşündüğünüzü tahmin edebilirim," dedi İzgi ve yüzüne yapmacık gülümseme kondurdu. Bu gülümseme, günlük hayatta onu kibar göstermesi için yaptığı bir şey gibi duruyordu.

"Et bakalım," diyen Vaha ellerini siyah kot pantolonun ceplerine yerleştirdi.

"Yüksek lisansı bile hakkıyla kazanamamışken şu an bunun hakkını ve hukukunu mu düşünüyor?" İzgi bunu kollarını çaprazlayarak söylemişti. Ardından bir elini saçlarına çıkardı ve bi tutumı tutarak omzundan geriye attı. "Böyle düşündüğünüzü tahmin ediyorum hocam."

Vaha kendini tutamadı ve güldü. "Şu an bir şey söylemek istemiyorum."

"Peki hocam ama şunu bilmenizi isterim ki Önder hoca mülakatta zaten bana onay verecekti. Babamın yurtdışındaki hocayla tanıştırması sadece tesadüf oldu." Ellerini önünde bağladı. "Önder hocanın da onay vermesinin sebebi puanımın ve ortalamamın çok iyi olması diye düşünüyorum. Diğer öğrencilerden kat kat daha iyi olduğumu siz de biliyorsunuz. Hatırlatırım ki siz de bana onay vermiştiniz. Belki de sizin oyunuzla yüksek lisansa kabul edildim? Bu durum bu şekilde de yorumlanabilir, değil mi?" İzgi'nin neredeyse nefes bile almadan söylediği şeyler, Vaha'ya o kadar mantıklı gelmişti ki diyecek bir şeyi kalmamıştı.

"Ayrıca hocam, bu dönem doktora derslerimin başladığını biliyorsunuzdur belki ama yine de sizinle bir makale yazmak isterim. Hocalarımızın arasından en çok sizin konularınız ilgimi çekti. Tabii ki Önder hocamızdan sonra. Ancak o bu sene bir tane tez yürütüyor. Bu yüzden programı oldukça sıkışık," ve gülümsedi. Bu içten bir gülümsemeydi.

"Teşekkür ederim böyle düşündüğün için. Ben de böyle bir süreci yürütmek isterim seninle. Aklına araştırma sorusu gelirse haberim olsun," dedi Vaha. Önceki söylediklerine bir şey diyemezdi. İzgi haklıydı.

"Tamamdır hocam. Çok teşekkürler. Bunun üzerine çalışmaya başlayacağım," dedi İzgi ve kafasını bir kere aşağı indirip kaldırdı.

Vaha, İzgi'yi bir daha nerede göreceğini bilemediği için aklındakini hemen söylemek istedi. "Senin de vize soruları hazırlaman gerekiyormuş. Bunu bilseydim kendi makalelerimi vermezdim." Bunun üzerine İzgi kaşlarını çattı.

"Niye ki?"

"Senin de yapman gerekenler varmış. Benim makalelerim senin programını sıkıştırmış oldu. Senin üzerine fazla sorumluluk düştü yani," diye açıklamaya çalıştı.

İzgi anladığını belli edercesine kaşlarını kaldırdı. "Yok hocam, merak etmeyin. Programım sıkışmadı. Benim açımdan herhangi bir sorun yok." Mavi gözlerini hafifçe büyülterek söylediği sözlerle diyecek bir şeyi kalmamıştı Vaha'nın. İzgi'nin üzerindeki etkisi günden güne artıyor denilse yalan sayılmazdı.

"Peki o zaman. Tekrardan teşekkür ederim, İzgi. Sana iyi dersler, kolay gelsin." Kibar tebessümlerinden birini koymuştu yüzüne.

"Rica ederim ve teşekkürler," dedi İzgi ve Vaha'nın gitmesini bekledi.

Vaha son kez tebessüm etti ve oradan ayrıldı. Merdivenlerin başında yalnız kalan İzgi, bir süre kendi düşüncelerine daldı. Sıyrılmak için ise kafasını hızlıca iki yana salladı ve aşağı inmeye başladı.

--

818 kelime.

umarım tıkanmaz

bu arada ben hiç önceki kurguda vaha'nın ne doktoru olduğunu yazmamışım. özel hastanede dermatologtu. bu yüzden izgi'ye makyajını çıkarmayı unutma falan demişti bi ara. bunu da anlatayım içimde kalmasın.

mastermind [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin