on üç

48 6 0
                                    

cumartesi
20.25

Yemekler ve tatlılar yenmişti. Büyük salonda herkes farklı yerlere dağılmıştı şimdi. Vaha, başka bir üniversitede akademisyenlik yapan iki tane hocanın olduğu masadan izin isteyerek kalktı. Susamıştı.

Küçük bir bar alanı gibi görünen yere doğru ilerledi. İlerledikçe barmenin olmadığını gördü. Nasıl içecek alması gerektiğinden pek emin olamadığı için barın önündeki yüksek taburelere oturdu ve etrafına bakındı.

Bu akşam yeterince sosyalleşmişti. Biraz burada otursa fena olmazdı. Fakat dakika olmadan topuklu ayakkabı sesi duydu.

"Bir şey mi oldu hocam?"

Sol tarafından gelen İzgi'ye baktı. "İçecek bir şeyler almak istedim sadece."

İzgi hemen sol taraftan barın arkasına geçti. "Ben vereyim?" dedi.

Vaha istemsizce güldü buna. "Olur. Ne önerirsin?"

"Arabayla geldiğiniz için alkolsüz tercih edersiniz diye tahmin ediyorum. O yüzden soda diyorum çünkü şu an aklıma başka bir şey gelmiyor."

Vaha sadece kafasıyla onayladı. İzgi alttaki dolaplardan iki tane soda çıkardı ve ikisini de açtı. "Bardak da verebilirim."

"Gerek yok," dedi Vaha ve kendisine uzatılan yeşil şişeyi aldı. "Teşekkür ederim."

İzgi de kendine aldığı sodayla az önce girdiği yerden çıktı. "Afiyet olsun," dedi ve Vaha ile aralarına bir tabure bırakarak sol tarafına oturdu.

"Sıkıldınız mı?" İzgi'nin sorusuyla elindeki soda şişesini masaya bıraktı. Ona bakmaya çekiniyordu.

Bugün, istemeden de olsa fazlasıyla bilgi edinmişti onun hakkında. Ailesi oldukça varlıklıydı. Babası ve annesi, kızlarıyla gurur duyuyorlardı. İzgi'yi istedikleri gibi bir evlat olduğu için değil de, gerçekten onu o olduğu için sevdikleri çok belliydi. Tek çocuk olarak yetişmiş İzgi, anne ve babasına karşı biraz şımarıktı ama bu göze batan tarzda değildi, tatlıydı. Üniversitedeki arkadaşlarının hepsinin işe başladığını, sadece kendisinin akademik kariyer istediğini de öğrenmişti.

Bu gibi bilgiler Vaha'nın belleğine yerleşmişti bu gece. Kendisini sevdiğini de öğrenmişti ancak İzgi hiç bu yönde bir tavır sergilemiyordu. Yemek boyunca göz göze bile gelmemişlerdi. Şu an yanına gelmesi şaşırtıcıydı aslında.

Vaha'nın şu ana kadar tabii ki sevgili ve flörtleri olmuştu. Ancak ilişkinin devamında çıkan fikir anlaşmazlıkları bu ilişkileri sonlandırmıştı. Kendine göre birini bulamayacağını düşünen Vaha, iki sene önce elini kolunu bu işlerden çekmişti. Hâlâ daha bu şekilde ilerliyordu.

Uzun zamandır kendisine romantik anlamda bir ilgi gösterilmediği için de İzgi dikkatini çekmişti haliyle. Katı prensipleri yoktu ama neticesinde vardı. Bir öğrencisiyle birlikte olmak garip geliyordu. En samimi olduğu hocası İlyas hoca bile öğrencisiyle evlenmişti. Doktorası için bu üniversiteye başvuran Semra Hanım, bu sürecin sonunu hem iyi bir derece ile bitirerek hem de İlyas hoca ile nişanlanarak tamamlamıştı.

İlyas hoca bunu ona ilk anlattığında duraksamıştı. Kafasındaki soru işaretler artmıştı ancak herkesin kendi hayatı diyerek fazla üzerinde durmamıştı. Ama şimdi üzerinde durması gereken bir konuymuş gibi görünüyordu. İzgi, ilgisini çekmeye başlamıştı, bu bir gerçekti. Vaha, onun kendisini gerçekten sevip sevmediğini o günden beri düşünüp duruyordu.

Kafasını iki yana salladı hafifçe. "Sıkılmadım," dedi en sonunda Vaha.

"Bu cevaba mı bu kadar çok düşündünüz?" Duyduğu cevapla kafasını ona çevirdi Vaha.

mastermind [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin