Güneş'ten
Sabah onun mesajıyla uyandığım için mutluydum. Yüzümde aptal bir sırıtışla yüzümü yıkamaya gittim. Hemen üzerimi değiştirip saçımı yaptım. Daha sonra çantamı da alıp evden çıktım.
Okulda onun yanına oturmamı istemiş, daha sonra da benle tanışmak istemişti. Neden onu takip edip gözlediğimi öğrenmek istediğini biliyordum. Yoksa onun umrunda bile değildim. 5 yıldır olmadığı gibi.
Servis gelince vakit kaybetmeden bindim. O bugün bana hesap soracaktı. Biliyorum,o yüzden kendimi hazırlamam gerekiyordu. Onun yazıştığı kızla oturduğu kızı karıştırmamam gerekiyor. Her ne kadar zor olsa da karıştırmayacağım.
Sınıfa girdiğimde sırasında yoktu,ama çantası vardı. Kantine indiğini düşünerek sırama yerleştim. Yaklaşık 10 dakika sonra o geldi. Sınıfa girerken yüzü gülüyordu. Beni görünce hemen ciddileşti ve yanıma ağır adımlarla geldi. Yanıma vardığında" Ne işler çeviriyorsun?" Dedi.
Ne diyecektim?
"Seni 5 yıl önce gördüm ve o zamandan beri seni seviyorum. Senin hayatını öğrenmek için seni takip ettim" diyecek halim yoktu. En iyisi masum rolü oynamaktı.
"Ne işi?" Diye sordum ince masum bir sesle. " Hangi iş olduğunu sende bende çok iyi biliyoruz" dedi. Sesi koyuydu. Gözleri resmen ateş püskürtüyordu. Bana sinirliydi,bana kızgındı,bana öfkeliydi. Ve hiçbir duygusunu da saklamıyordu.
"Tekrardan soruyorum. Ne işler çeviriyorsun?" Sustum. Diyecek bir şeyim yoktu.
"Ne işler çeviriyosun dedim sana!" Bağırıyordu bu sefer. Benden nefret ediyordu. Beni sevmiyordu. Sadece onunla mesajlaşan beni seviyordu.
"Bana cevap ver,ne işler çeviriyosun!" Gözlerimin dolacağını anlayınca tuvalete gitmek istedim. Gidemedim. Kolumdan tuttu. "Bana hesap vermeden şurdan şuraya gitmeyeceksin.!" Gözümden bir yaş süzülünce kolumu bıraktı. Beklemeden hemen tuvalete koştum.
Normalde ağlamazdım. Ama bana bağırınca çocukluğum aklıma geldi. Hatırlıyorum. Birgün yetimhane de birisi gelip oyuncak dağıtıyordu. Onun kızı vardı. Kızı kenarda sessiz sakin şekilde oturuyordu. Sıkılmasın diye onunla tanışmaya gittim. Babası ona zarar vereceğimi sanıp bana bağırmıştı. Onlar gittikten sonra bir de müdür gelip bana bağırmıştı. Gece yatağımda sessiz şekilde ağlıyordum. Duyuyorlardı,görüyorlardı. Ama yanıma gelip nasıl olduğumu sormuyorlardı.
Beni hep dışlarlardı. Hep yalnız kalırdım ben. Asla arkadaşım olmadı. Bu hep böyle devam etti. Birgün onu gördüm. İlk defa. İlk defa kalbimin ısındığını hissettim. Yıllardır buz olan kalbim,onu görünce eriyiverdi.
Yanına gidip konuşmak istedim. Cesaret edemedim.
Onu takip ettim, gözlemledim. Onun hayatı hakkında neredeyse herşeyi öğrendim. Onu takip ettiğimi fark edeceğini elbette biliyordum. Ama bağırarak hesap soracağını hiç tahmin etmezdim. Buydu gözlerimi dolduran. Sadece bağırmak,evet normak abartılcak birşey olmadığını düşünebilirsiniz. Ama bağırmak benim için o kadar normak değil.
Bana hep bağırdılar, çağırdılar,dövdüler,dışladılar. Bir kere gelip nasılsın? Diye sormadılar. Hep kendi kendime sordum "neden beni kimse sevmiyor?" Diye. Beni annem babam da sevmedi. Yetimhane de kilerde. Ben ne yaptım? Ben onlara ne yaptım da beni sevmiyorlar? Benim onlara ne zararım var?
Elimi yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım. Daha dersin başlamasına vardı. Bahçeye indim, boş bir bank bulup oturdum. Bekledim. Biri gelip nasılsın? Diye sormasını bekledim.
Zil çaldıktan sonra sınıfa doğru gitmeye başladım. Girmek istemiyordum. O lanet sınıfa girmek istemiyordum. Evet,eve gidince onunla normal şekilde konuşacağım. Öyle gerekiyor. Ona konuştuğu kişinin ben olduğumu söyleyemem , inanmaz zaten. Kendimi bir şekilde belli etmemem gerekiyor.
En sonunda sınıfa vardığımda sırasında oturuyordu. Yanından çantamı alıp duvar kenarının en arkasında ki boş sıraya oturdum. Oturamazdım. Hiçbir şey olmamış gibi yanına oturamazdım. Bir süre sonra sınıfa hoca girdi. Selam verdikten sonra derse geçti.
Dersi dinleyemedim. Aklımda sürekli o vardı. En sonunda zil çalınca koşarak sınıftan çıktım. Ona verecek cevabım yoktu. Cevap bulana kadar kaçacaktım ondan,başka çarem yok.
Kantine inip tostumu aldıktan sonra bahçeye çıktım. Boş bir bank aradım ama yoktu. Biri seslendi "İsterseniz yanıma oturabilirsiniz" . Biraz düşündükten sonra yanına oturdum. Tostumu yerken yine konuştu"Çok güzelsiniz". Kaşlarım çatılmıştı. İlk defa birisi yüzüme böyle bir şey söylüyordu. Ona baktığımda endişeli görünüyordu"Yanlış anlamayın,size yürümüyorum. Sadece çok güzel olduğunuzu söylemek istedim". Gülümsedim. "Sorun yok ,teşekkür ederim iltifatınız için" dedim. Elini uzattı." Bu arada,ben Akif". Elini sıktım. "Güneş bende"...
•••
Akif ile baya iyi anlaşmıştık. İlk defa bir arkadaşım olmuştu ve bu beni baya bir sevindirmişti. Onunla sınıflarımız karşı karşıyaydı. Diğer tenefüs buluşacağımıza karar vererek sınıflarımıza girdik. Sınıfa girer girmez yüzüm düştü. Eskisi gibi kızgın şekilde bakmıyordu. Sakinleşmişti. Ama hala kızgındı. Bunu fark etmemek imkansızdı. Onu görmezden gelip sırama oturdum.
•••
En sonunda evime gelmiştim. Bugün onu evine kadar takip etmemiştim. Artık etmemde. Bugün Akif'le birlikte eve geldim. Aynı mahallede oturuyorduk. O yüzden evime kadar o bıraktı beni. Eve geldiğimde duş alıp televizyonun karşısına oturdum. Telefonumdan bildirim sesi geldi. O yazmıştı. Bakmadım. Ona hala kızgındım. O yüzden mesajına bakmadım. Daha sonra Akif'in yazabileceğini düşünerek mesaja tıkladım. O yazmıştı
KOCACIĞIM: Karıcığımmm
KOCACIĞIM: Napıyorsun?Mesajına görüldü atıp mutfağa gittim. Dolaptan atıştırmak için bir şeyler alıp salona gittim. Telefonumdan sürekli bildirim sesi geliyordu. En sonunda dayanamayıp telefonu sessize aldım ve dizime devam ettim.
***
757 kelime.
Sizleri seviyorum
Muah😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEKTEKİ KARIN (texting)TAMAMLANDI
Historia CortaSiz: ÖMRÜĞÜÜMMMM Siz:KURT BAKIŞLIM Siz:BAKIŞLARINDA HAYAT BULDUĞUM 0544***:Kimsiniz? Siz:Gelecekteki karın ; ) (Watpadde "Gelecekteki Karın" adına sahip ilk kitaptır)