Siz: Günaydınnn
KOCACIĞIM: Günaydın
Siz: ......
KOCACIĞIM: Ha pardon
KOCACIĞIM: Günaydınnnnn
Siz: Nasılsın, napıyorsun?
KOCACIĞIM: Yatıyom
Siz: Daha kalkmadın mı?
KOCACIĞIM: Kalmadım valla
Siz: O zaman bana gelsene
Siz: Kahvaltı yaparız
Siz: Şey, tabi istersen
Siz: İstemezsen anlarım"KOCACIĞIM" Kişisi çevrimdışı...
Telefonu kapatıp mutfağa doğru ilerledim. Tam mutfağa girecekken kapı çaldı.
Kapıyı açtığımda karşımda Poyraz vardı. Kenara çekilip eve girebilmesi için yer açtım. "Bende tam mutfağa gidiyodum"
"Yâ, o zaman kahvaltıyı beraber hazırlayalım." Derken bir taraftan mutfağa doğru ilerliyordu.
"Yok ya, sen zahmet etme hazırlarım ben " derken bir taraftan mutfağa girmiş dolaptan kahvaltılıkları çıkarıyordum.
"Ne zahmeti ya. Karıma yardım etmeyipte n'yapacağım" o an kalp atışım hızlandı. Olduğum yerde dona kaldım. Karıcığım mı demişti o? Mesajlaşırken de böyleydi ama onun ağzından duymak apayrı bir şey.
"Noldu? Neden öyle kaldın?" Dedi. Yanıma gelip elimdekileri alıp masaya koydu. Beni kendisine doğru çevirdi. Dolabın kapağını kapattı. Bir elini dolaba koymuş, üsten bana bakıyordu.
Yutkunup ona bakmaya devam ediyordum. "Bakma!" Dedi. "Bana o masum gözlerle bakma" güldü. "Bizde ki de kalp be kızım" utançla başımı aşağıya doğru eğdim.
Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. "Kaçırma o güzel gözlerini benden. O gözlerini benden kaçırırsan ben nasıl nefes alacağım?"
Kalp atışlarım tavan yapmış, hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladım. O hala bana üsten bakıyor, o güzel gözlerini benim gözlerimden ayırmıyordu. Gözleri ara sıra dudağıma kaysa da gözlerini tekrar gözlerime çeviriyordu.
Bana yaklaşıyordu ki kapı çaldı. "Kim o acaba?" Tam kapıya bakmak için gidecekken beni tuttu." Bırak, çalıp çalıp giderler"
Kapı tekrar çaldı . Gözlerim hala onun gözlerindeydi. Elimle kapıyı gösterip " Önemli galiba, önemli olmasa bu kadar çalmazlardı. Ben bir gidip bakıyım. Olur mu?"
Elini dolaptan çekip "kaç bakalım" dedi. Ben hızla kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım.
Gördüğüm yüz ile elim ayağım buz kesti. Poyraz, benim öyle dimdik durduğumu görünce yanıma doğru geldi.
"Kimmiş o karıcı-" yutkunup "Akif" dedi. Nefes alıp verişleri hızlanmıştı. "Akif, sana bir daha buraya gelme, yüzünü görmek istemiyorum dememiş miydim!?"
Akif gözlerini Poyraz'dan ayırmıyordu. Benim dediklerimi duymamış olacak ki cevap vermedi.
Hala Poyraz'a bakıyor gözlerini gözlerine sabitlemişti.
Aralarında ne var bilmiyorum, ama Akif'in sinirli gözlerine bakarsak çok da iyi bir şey olmadığı kesin.
"Yazıklar olsun" dedi. Zorlukla nefes alıp devam etti. Gözleri dolmuştu. "Ben sana güvendim be abi! Sana inandım!" Bağırıyordu. Yüksek sesi irkilmeme neden olurken o aynı ses tonuyla konuşmaya devam etti.
" Ben sana güvendim. Yapar o. Dediyse yapar. Kandırmaz o beni. Dedim. Sen ise geldin benim sana hayranlıkla anlattığım kızın evinde, ona karıcığım diyorsun!" Gözünden bir damla yaş döküldü .
"Sen beni Güneş'ten de fazla yaraladın be abi. Geldin kalbimin ortasına bıçağı sapladın!"
Gözlerinden akan yaşların ardı arkası kesilmiyordu. Gözlerini elinin tersiyle sildi. Bakışlarımı Poyraz' a sabitlemişti. Kızgındı, kırgındı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEKTEKİ KARIN (texting)TAMAMLANDI
Historia CortaSiz: ÖMRÜĞÜÜMMMM Siz:KURT BAKIŞLIM Siz:BAKIŞLARINDA HAYAT BULDUĞUM 0544***:Kimsiniz? Siz:Gelecekteki karın ; ) (Watpadde "Gelecekteki Karın" adına sahip ilk kitaptır)