BÖLÜM 13: Öpücük

310 21 22
                                    

𝓶•

"Beklediğim kişi de geldiğine göre artık başlayabiliriz. Bugün çok güzel olacak."

Birkaç dakika boyunca karşımdaki bu manzaraya bakmıştım. Onun zaten komisyona geldiğini biliyordum ancak sebebinin sadece benim karıştırdığım işleri çözmek amaçlı olduğunu düşünüyordum. O halde şimdi burada ne işi vardı?

Bakışlarımı Five'ın üzerinden çektim ve odanın içine girip kapıyı kapattım. Konuşacağımız şeylerin başka birisi tarafından duyulmasını istemiyordum.

"Sana geleceğini söylemiştim değil mi Five? Mila ayakta neden duruyorsun tatlım, yanımıza gelsene."

Handler'ın sözlerine karşı gözlerimi devirdim ve adımlarımı Five'ın karşısındaki sandalyeye çevirdim. Açıkçası onunla herhangi bir diyalog kurmak istemiyordum. En son konuştuğumuz şey akademide benim kadar onun da suçlu olduğunu söylememdi ve bu lafımın arkasındaydım hala.

"Bizde tam ölen insanlar hakkında konuşuyorduk değil mi Five?"

Handler'ın bakışları Five'ı bulduktan sonra söylediklerinden memnun bir şekilde elinde sigarasıyla sandalyesinde sağa sola dönmeye başlamıştı. Bu kadının gerçekten hasta olduğunu düşünüyordum ve anlaşılan bu doğuştan gelen bir şeydi.

"Anlatsana hadi, adamımın parmağını kesip ardından nasıl öldürdün?"

"Aynı şeyleri mi tekrar etmemi istiyorsun? Ben! Kimseyi! Öldürmedim!"

Burada neler döndüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu. Evet Handler'ın adamı olduğunu öğrendiğim kişinin parmağını Five kesmişti ancak onu öldürdüğünü düşünmüyordum. O sırada benim evimdeydik ve onu öldürüp ardından o yazıyı yazması için herhangi bir zamanı dahi yoktu.

"Bu soruyu bana doğruları anlatana kadar sorabilirim. Ona ne yaptın Five? Böyle akıllıca bir planı senden başka yapabilecek hiç kimse yok."

Bakışlarımı Handler'dan Five'a çevirmiştim ve karşımda duran adamın sinirden yakında patlayacağını düşünüyordum. Çenesi kasılmıştı ve yumruk yaptığı elinin boğumları sıkmaktan beyazlamış görünüyordu. Herhangi bir kaza yaşanmaması için sanırım lafa atlamalıydım.

"Adamının öldüğü gün Five'la beraberdim. O öldürmedi." dedim tekrar Handler'a bakarak. Biliyordum Five da benzer cümleler söylemiştir ancak üçüncü bir kişi tarafından söylenmesi belki onu bir nebzede olsa ikna edebilirdi.

"Huh? Şimdi ilgimi çektin işte büyücü. Dökül!"

Sesli bir nefesin ardından olanları anlatmaya başlamıştım. Eve bir eşyayı almak için gidişimizi ve biraz oyalanmanın ardından Five'ın bana seslenişine kadar her şeyi anlatmıştım. Evet ona herhangi bir açıklama yapmak zorunda değildim ancak Five'ın Handler'ı şuracıkta öldürmemesi için bunları söylemek zorundaydım.

"Hadi ama Mila! Hiç mi onu yalnız bırakmadın?"

Sorusuna karşılık birkaç saniye duraksamıştım. Ben müzik kutusuna bakarken o aşağıdaydı ve bana seslenene kadar onu görmemiştim hiç. Ancak adamı o öldürmemişti. Olamazdı yani değil mi? O kadar zamanı yoktu ki nasıl öldürebilirdi?

"Sessizliğin evet demek oluyor sanırım." dedi sırtını memnun bir şekilde sandalyesine yaslayıp. Ardından bakışlarını benden alıp tekrar Five'a çevirdi. Acaba aralarına girmeseydim de Five Handler'ı tekrar öldürse miydi? Zaten ölmüyordu kadın, en azından Five'ın siniri geçmiş olurdu.

"Şimdi, bana her şeyi anlatacaksın Five Hargreeves. Yoksa-"

"Yoksa ne? Beni de Mila'yı tehdit ettiğin gibi tehdit mi edersin?"

MİLA |The Umbrella AcademyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin