"Sen yüzbaşının karısısın değil mi?" diye sordu yüzündeki pis sırıtışla. Baştan aşağıya vücudumu süzdü.
Tam o sırada, teröristin bakışları hala üzerimdeyken tanıdık, güçlü bir ses yankılandı deponun içerisinde. "Eğer gözlerini hemen karımdan çekmez...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Öyle uzaktan seviyorum seni; Sana söylemek istediğim her kelimeyi, Dilimde parçalayarak seviyorum. Damla damla dökülen kelimelerim, Masum beyaz bir kağıtta seviyorum.
-CEMAL SÜREYA
****
12 Ekim 2023 Ankara
Gözlerimi açtığımda karanlık bir ormanda, yüksek ağaçların arasında boylu boyunca yatıyordum. Telaşla ayağa kalkıp etrafıma bakındım. Üzerimde beyaz renkli saten, mini geceliğim vardı. Kahverengi uzun saçlarım omuzlarımdan dökülürken, ayaklarım çıplaktı.
Neredeydim?
"Araz!" Diye bağırdım korkuyla. Sesim ormanda yankı yaptı.
"Birini mi arıyorsun güzel yavrum?" Duyduğum yabancı sesle irkilip hızla arkama döndüğümde tanımadığım yaşlı bir teyzeyi gördüm. Masmavi gözleri ve upuzun siyah-beyaz karışımı saçları vardı. Eski püskü kıyafetler içindeydi.
Teyze bakışlarını benden çekip gökyüzüne çevirdi. Derin bir nefes verirken "Ah yavrum." Dedi. Tekrar bana baktı. "Yazık oldu size." Kafasını iki yana salladı. "Çok yazık oldu."
Tam ağzımı açıp konuşacakken teyze bana arkasını dönüp hızla yürümeye başladı. "Hey!" Diye bağırdım arkasından. "Nereye gidiyorsunuz?"
Beni duymazdan gelip adımlarını hızlandırdığında bende peşinden koşmaya başladım. "Dur!" Diye bağırmıştım ki ayağımı taşa çarpıp yüzüstü yere kapaklandım. Acıyla inlerken tam küfrediyordum ki çarpığım şeyin siyah bir mezar taşı olduğunu gördüğünü gördüm. Kaşlarımı çatıp ayağa kalktım.
Mezarın başına gittiğimde gördüğüm yazı ile neye uğradığımı şaşırırken başım döndü. Bir elimle taşa tutunurken ağzımdan acı bir feryat döküldü.
ŞEHİT Kılıç Araz Soydaner.
"Yazık oldu size!"
"Çok yazık oldu!"
Teyzenin cümleleri kafamın içinde tekrarlanırken daha fazla dayanamadım. Toprağın üzerine düştüm. "Araz! Hayır Araz! Olamaz hayır!" Derken toprağı avuçlarımın arasında sıkıyordum. "Allah'ım. Benim canımı da al. Beni onsuz bırakma lütfen."
