gümüş renkli hilal tekne

39 3 48
                                    

https://open.spotify.com/playlist/5rTBMeNsCDKCWDSxqw1VHU?si=3qoQEU_AS9Kr3n6--qA_SQ

Yukarıdaki playlist ile dinlerseniz daha rahat olur diye düşünüyorum. Mesaj panoma linki bıraktım. Her bölüm için sıralı olarak ekledim şarkıları. Bölümü keyifle okumanızı diliyorumm.🐝🐝

23 Mayıs 1923

° 𓄹 akşam vakitleri 𓄼 °

'Burada ne işin var senin Allah aşkına?!'

Birden bağırdığı için kapının önünden Yunanca sesler gelmişti ve ses hatırladığı kadarıyla bu koca evde çalışan yaşlı Yunan kadından geliyordu.Anlaşmaları zor olduğundan dolayı kapıyı açmasından endişelendi. Nereden hangi ara girdiğini anlamadığı Ulaşı kolundan çekiştirip odaya bağlı olan büyük hamama doğru götürüp orada  sakladı. Geniş bir girişi vardı ve kapısı yoktu. Yakalanmak an meselesiydi tam da bu sebepten. Bir anda bunları nasıl büyük bir hızla yaptığını kendisi bile anlayamamıştı. Ulaşı en azından hamama götürecek kadar mantığı hızlı çalışmıştı. Yunan kadın içeriye girdiğinde genişçe gülümsedi. Bir şey diyecek oldu ama kadın Türkçe bilmiyordu muhtemelen.

'Ne oldu Deniz Bey? Bir sorun mu var?' kırık bir Türkçe ile konuştu kadın, tam konuşamıyor gibi dursa bile Ophiondan daha iyi konuşuyor gibi gelmişti kulağa. Denizin kaşları çatıldı. Madem bu kadın başından beri Türkçe biliyordu neden konuşmamıştı ki?

'İyiyim, ayağımı yatağa çarptım yanlışlıkla. Kusuruma bakmayın endişelenmiş olmalısınız.' derince iç geçirdi. Bu konuşma bitsin ve kadın bir an önce gitsin istiyordu. Ensesinden ter akmıştı stresten. Ulaşın neden burada olduğunu,burada onu nasıl bulduğunu ve daha bir çok şeyi öğrenmek istiyordu. Kadın hâlâ orada dikilmiş yüzüne bakıyorken bunların olması epey bir uzak görünüyordu. Pijama üstünün kumaşını avuçları içerisinde sıktı stresten dolayı.

'Ben bir Türk için endişelenmem zaten. Yalnızca komutan Achilles ne oldu dediğinde cevap bulmak için geldim. Demem o ki intihar etsen durdurmaya kalkmam genç oğlan.' nefret dolu bir yerden geliyordu sözleri. Birden bire oldukça güvensiz hissetmişti Deniz. Kadının dili bildiğini saklaması bile iğrenç duruyordu doğrusu. Üstelik Deniz milliyetçi değildi fakat bu kadar ırkçı insan ile iç içe durduktan sonra tepesi atıyordu en sakin insanın bile.

Bir kere cinsiyetçiydi,direkt erkek olmasını vurgulaması can sıkıcıydı. Yalnızca Achillesden gelince sesi çıkmıyordu,onun asıl kimliğini gördüğünü bildiği için canını sıkmıyordu. İkincisi ise bu kadın tam bir faşistti! Saçları yüzüne dökülüyordu,mavi gözleri ise öfke içinde kavruluyordu. Sıcak gözyaşları gözlerinin içini doldurmuştu. Tam o sırada beklemediği bir şey oldu.Kadının başından beri arkasında duran tek elinde bıçak vardı. Arkası hamama dönüktü ve yüzü Denize bakıyordu. Gözlerini kapatıp geriye doğru kaydı.Birden yüzüne değen bıçak ile beraber afalladı Deniz. Aslında boynunu hedef almıştı,ölmeyi bekliyordu tam oracıkta. Beklediği gibi olmamıştı,gözlerini açtığında kadın boynundan,tam Denizi hedef aldığı yerden,bıçaklanmıştı. Denizin ise yüzünde ufak bir sıyrık vardı.

Birkaç saniye daha nefes aldı kadın ama kısa süre içerisinde gözleri tavana ifadesiz bir biçimde bakmaya başladı. Derince iç geçirdi Deniz,titrek bir hâldeydi. Elinde kanlı bıçakla beraber Ulaş duruyordu, gözlerinden yaşlar boşaldı o anda. Omuzları titreyerek ağlamaya başlamıştı. Eğer şans eseri Ulaş orada bulunmasa ölecekti,bunu düşünmek omurgasından bir ürperti geçmesine sebep oldu. Uzanıp uzun süredir görmediği arkadaşının boynuna sarıldı sıkıca. Savaşa gitmişti,çatışmıştı ve çok fazla kan görmüştü genç adam. Bu kadar acının ardından yorulmuş olmalıydı. Deniz ise daha yeni gerçek bir ölüm görüyordu sanki,daha önce hiç nefesi kesilene kadar can çekişen bir beden görmemişti. Ölü beden çok görmüştü ama bu dehşete düşüren türden bir görüntüydü.

sanat tarihi ✿ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin