rıhtım

26 2 13
                                    

Zannetmişti ki herkes onun davrandığı gibi olacak kaba saba itip duracaktı onu. Yanılmıştı,kimse o adam gibi korkak değildi. Yeni deneyimlere giderken hissettiği o endişe uçuvermişti. Hayır,bu adam hakkında düşündükleri o denli yanlıştı ki. Anasının yaptığı şeylerin birebir aynılarını yapacağını düşünmesi kadar mantıksız bir hata daha olamazdı. Sevgi dolu kolları arasında iyileştiğini hissetti,içerisinde oluşan kıpırtı ile geniş bir gülümseme yerleşti yüzüne.

'Ne oldu? Neden gülüyorsun öyle keyifli keyifli?' yukarıdan bakınca mutlu bir kedi gibi görünen yüzüne karşı sırıttı Achilles. Ne fena bir çocuktu bu böyle. Esip gürleyen o genç şimdi kedi gibi uzanıyordu koynunda.

'Mutlu olduğumdan gülüyorum. Tam da olmak istediğim yerdeyken nereye gitsem diye düşünmek oldukça saçmaydı diye geçiyordu içinden.'

Bu noktaya varana dek aralarında geçen oncz çrkişmeyi hsyal etti. Ne çok scı ve xorluk içeridinfe yol slmışlsrdı. Yalnız kendisi zorlanmış gibi zannettiği hâlde en çok zorlanan kişinin Achilles olduğunu görmüştü Deniz. Onun gibi idealist bir adamın kendisi için taviz verdiğini görmek tüm kırgınlıkları geridenbırakmıştı.

'Sen nasılsın?' mavi gözleri sıcak ve anlsyışlı bakıyordu. Onun da kendisini ifade etmesini ve iyi olmasını istiyordu. Gözleri parlıyordu adets.

'İyiyim güzelim,iyiyim.' olmadoğını bildiği hâlde bunu üstelemenin Achillese iyi gelemuecepini çözmüştü Deniz. Ufak bir karar gibi görünse de büyük olan bir karar almıştı. Orduyu gecikmeli yollamıştı ve bu öngörülmüş tamamen ysnlış bir hamleydi. Sırf Deniz yalnız hissedip üzülmesin diye, yanında dursbilmek için geç çıksrmıştı ordusunu.

'Sana kahvaltı hazırlamak istiyorum. Bu da brnim teşekkürüm olsun.' Achillesin kolları arasından yavaşçs sıyrılıp geri çekildi. Uzandığı rahat yataktan ve Achillesin kollarının arasından çıkmak hoşuna gitmemişti hiç,yine de daha sonrasında tekrar beraber uzanabilirldrfi. Bunu düşünerek kendizini rahatlattı tamamne. Yataktan kalkıp sahablığı üzerine geçirdi. Çıplak bedenini tamamen kaparmışrı uzun esbab. 

'Hey hey. Düzgün bir şey giy.' homurdanırcasına mırıldandı,kaşları çatıldı hemen. Beyaz yüzü öfkenin izleriyle kızarmıştı. 'Timaiosu yollayacağım küçük hanım,öyle inmeyin.' öfkesine rağmen o kadar sakin konuşmuştu ki bu tavırları karşısında Denizin gözleri parıldadı.

'Hmhmp! Beklerim benn.' sonunu o kadar çok uzatmıştı ki bu durum Achillesin yüzünde komik bir ifade oluşturmuştu.

Derin bir iç çekti Achilles. Kalkıp üzerine sabahlık ve pijamasını giydi ve sakinlikle terk etti odayı. Adımları ritimli ve birbirini takip eden türdendi. Aşağıya indi,Timaiosu göndermek için mutfağa ulaştı.

O sırada Deniz onu beklemek yerine giyinmeye karar vermişti. Üzerine Achillesin pijamaların takımlarından alıp giydi. Beklememek için yapmıştı bunu. Aşağıya hızlıca inip tahminleri üzerine geniş mutfağa girdi.Tamamen Akdeniz esintileri olan mavi,beyaz ve koyu yeşil dizayn edilmiş mutfağın ahşap masasına oturdu. Achilles ile Timaos aralarında Yunanca konuşurken Deniz anlamadığı hâlde kulak kabartıyordu. Achillesin öğrettiği birkaç kelime haricinde bildiği yoktu.

'Deniz elá.' uzaktaki masada oturduğu için yanlarına çağırdı. Önceki gün tanıştırmayı ve sohbeti kaçırmıştı zira Timaios işlerini hallettiği vakit çıkmıştı evden. Kendi kişisel işlerinden dolayı olduğunu belirtmişti ve Deniz ile Achilles bu sayede daha güzel baş başa vakit geçirmişlerdi.

'Geldim.' kalkıp yanına ulaştı. Timaios önceden hiç tanışmıyorlarmış gibi elini uzatıp Denizin elini yakaladı. 'Ben Timaios,sen de şu çok meşhur Deniz olmalısın!' gözü kısa bir an Denizin boynundaki mor-kırmızı izde dolandı. Hemen gözlerine dönmüştü bakışları.Utandırmak için özel olarak sarf etmemişti bu çabayı.

sanat tarihi ✿ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin