Beyaz teni, karlar içinde kaybolan kadın, bata çıka ilerleyebildiği kadar hızlı ilerledi, karların içinde. Siyah botlarından sızmaya başlayan kar, eriyerek ıslaklığın narin ayaklarına nüfuz etmesine yol açsa da, yılmadan devam etti seri adımlarla. Donmak üzere olan buz tutmuş ellerini, dudaklarına yaklaştırarak buharlaşan sıcak nefesini üfledi usulca. Hava eksilerde bir seviyedeyken, üzeri çok da sıkı giyinilmiş sayılmazdı."Vera!"
Arkasından seslenen sesi duyduğunda, saniyesinde duraksadı ve arkasına dönerek, iri siyah gözleriyle etrafı süzdü. Yankı yapan sesin kaynağını bilmese de, iyi biliyordu sesin sahibini. Sisin yavaştan esareti altına düşen sokak, onun burada olduğunun habercisiydi. Kadının kalbi hızlanmaya başlamıştı. O, buradaydı.
"Vera!"diye yineledi sesin sahibi. Keskin sesine karşılık, yumuşak tutuyordu karlar sesini. Kadın sesi bulmak için, delicesine bir heyecanla etrafa bakarken, sadece sesi yankılanıyordu. Görüntüye dair tek bir işaret yoktu. Kanını esareti altına almış korku, heyecanla aşılanarak damarlarında geziniyordu. Hafif uzun tırnaklarını buzlanmış avuç içine bastırarak, sertçe yutkundu. Kalbinin atışı normal değildi.
Kadın biliyordu, o buradaydı ve bu da.. Kendisinin süresinin dolduğunun işaretiydi.
Bu bilinmişlikle, koşmaya başladı. Belki de kaçabilirdi uğursuz ellerinden.
Daha hızlı koştu. Daha fazla hızlandı yüreğine çöken korkunun etkisi. Birkaç defa yere düştü, birkaç defa yuvarlandı karların baskısında. Yine de koştu, nefessiz kalana kadar koştu. Terk edilmiş sokaktan çıkabilirse, birinden yardım isteyebilirdi. Karın dibindeki buzlanmayı fark etmeyerek kaydığında, dizlerinin üstüne sert bir düşüş gerçekleştirmişti. Derin solukları arasında ellerini yere dayayarak ayağa kalktı zorlukla. Ama karşısındaki gülümseyen dudakları gördüğünde korkuyla baktı adamın yüzüne. Siyah saçlarının alnına dökülmüş olduğu beyaz yüzü, kıpkırmızı dudakları, biçimli dudaklarıyla.. O kadar güzeldi ki.
Ona fazlasıyla kusursuz bir beden bahşedilmişti. Öylesine güzeldi ki kömür gibi gözleri, merceğinden kendi yansımasını sunuyordu kadına. Bedeni fazla kusursuzdu, yaptıklarını örtüyordu adamın.
Kadın korkuya bir adım geriledi.
"Vera,"dedi adam mükemmel gülümsemesiyle. Ellerini simsiyah pantolonun ceplerine yerleştirdi ve kafasını hafif eğerek baktı kadına. Kadın öyle bir baktı ki adama, tanrı biliyordu bunun kefaleti yoktu. Merhamet yoktu. Acıma yoktu.
Kadın uysalca kafasını iki yana salladı. Bağırmak istiyordu, çığlık çığlığa kaçışmak istiyordu. Ama sesini yutan bir kar tabakası vardı sanki ses tellerinin üzerinde, tek kelime çıkmıyordu dudaklarından. Hızla arkasını döndü kadın. Döndüğü saniye, sol göğsünde bir basınç hissetti. İrileşmiş gözlerle karşısındaki adama bakarken, adam yine gülümsedi. Kadın titreyen dudaklarını birbirine bastırarak, bakışlarını göğsüne indirdi.
Bir anahtar.
Uzun bir anahtar saplamıştı adam, kadının tam da kalbinin üzerine. Süzülen kan damlalarının beyaz karlara bulandığını biliyordu elbet ama algılayamıyordu. Kafasını kaldırıp, hâlâ anahtarı tutan adama baktı.
Yine gülümsedi.
"Vera,"dedi adam yüzündeki kocaman gülümsemeyle. Gözleri acımasızca bakıyordu kadının dolmuş irislerine. "Gitme vakti geldi."
Ve anahtarı çevirdi. Kadının yere yığılan bedenine gülümsemeye devam ederek baktı. Kadının kanına bulanmış bedenine saplanmış anahtarı çekip çıkardı ve cebinden çıkardığı zincire bağlayarak kadının boynuna astı. Eserine olan bakışlarının ardından, ellerini ceplerine koyarak uzaklaştı sislerin arasında.
Kayıp, yeniden doğmaktır.
Yabancılık, ulaşılmazlıktır.
Siyah, sonsuzdur.
Beyaz, uçurum.
GİRDAP.. KAÇINILMAZDIR.
~|•|~
"Umutlarının kanatları kopartılmış ruhlar, kalplerinin akışına zehir karışmış bedenler, hayalleri kararmış gözler, kelimelerinden ölüm yankılanan dudaklar..."
"Duyuyor musun? Ölümün karanlık senfonisi yeni bir ruhu çağrıya hazırlanıyor. Gölgeler, ruhu yutmak için sabırsız, aç. Söyle, karanlığın mı gölgeleri yutuyor yoksa gölgelerden mi var oldu karanlık?"
~|•|~
Ölümü avuçları içerisine alınmış, ruhların fısıltısıyla mühürlenmiş bir avuç fantastik hikayedir.
וו
23|06|2016
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
FantasyHer şey tanrının planıyla başladı. Melek tanrıya ihanet etti, tanrı onu cehenneme hapsederek cezalandırdı. Sonra insan tanrıya ihanet etti, tanrı onları cennetinden kovup, dünyaya gönderdi. Sonra insan oğlunun ilk çocuklarından biri, yer yüzündeki...