2 hafta geçmişti, Rungena olduğumu kabullendiğimden bu yana. Durmadan bir şeyleri düşünüyordum. Mesela babam. Babam biliyor muydu annemin bir Rungena olduğunu? Farklı bir ırkın üyesi olduğunun farkında mıydı?
Ya annem..? Annem Rungena gururunu bırakıp, nasıl babamla birlikte olabilmişti? Nasıl babamı sevebilmişti? Annem burada gördüğüm kişilerden farklı mıydı? Merhametli ve sevgi dolu muydu gerçekten, babamın anlattığı gibi..
"Baba!" Yüksek çıkan sesimden korkmuştu, oturduğu yerden bana baktı gülerek. Elindeki kağıt parçalarını masanın üstünde bırakıp, sandalyesiyle birlikte kapıdan içeri yeni girmiş bana doğru kaydı.
"Beni korkuttunuz, leydim." Kollarını iki yanına açtığında, pileli elbisemi ucuşturarak koşup oradaki yerimi almış ve beni kucağına oturtmasını büyük bir neşeyle izlemiştim. 4-5 yaşlarındaydım.
"Ama şövalyeler korkar mı?" Ellerimi ağzıma kapatıp kıkırdamıştım.
Dudağını büzmüştü, buğday teninin bir kısmını, pencereden yansıyan batmak üzere olan güneş ışınları aydınlatıyordu. Mavi mercekleri, iki boncuk gibi parlıyordu. "Elbette korkarlar." Kocaman eli, saçlarımı okşadı. Gözlerimi irice açmış, onu dinliyordum. Ellerim pileli mavi elbisemin eteklerindeydi. "Şövalyeler küçük kızlarını koruyamamaktan çok korkarlar."
Gözlerindeki şevkati işittim.
Minik dudaklarım büzüşmüştü, eteğimdeki küçük yumruklarımı sıkmıştım, babamın yüzüne bakamıyordum. Bakışlarım eteğimdeydi. "Kraliçeler korkmaz mı peki baba? Kraliçeler çok güçlü değiller mi? Onlar korkmaz değil mi?"
Babam kafasını eğip yüzüme baktı o an, gülümsüyordu. Göz ucuyla baktım ona, iki yandan bağladığım saçlarımın arasından. "Kraliçeler çok güçlüler evet, -" devam etmek için ağzını açmıştı ki sözlerim onu durdurdu.
"Peki annem neden beni bıraktı baba? Annem de bir kraliçe değil miydi?"
Babam tokalarımdan sızan birkaç tutamı gözümün önünden çekti. Gülümsemesi artık buruktu. "Kraliçeler çok güçlü evet, ama tek özellikleri güçlü olmak değil. Çok da büyük bir kalpleri var." Elini göğsümün üstüne bastırdı. "Ve kalplerinde çok fazla sevgi ve merhamet var." Kafamın üstünü öptü. "Kraliçeler korkmaz, evet. Ama söz konusu küçük prensesleriyse, çok korkarlar. Hem de çok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
FantasyHer şey tanrının planıyla başladı. Melek tanrıya ihanet etti, tanrı onu cehenneme hapsederek cezalandırdı. Sonra insan tanrıya ihanet etti, tanrı onları cennetinden kovup, dünyaya gönderdi. Sonra insan oğlunun ilk çocuklarından biri, yer yüzündeki...