"Jussy?"
Gülümseyerek etrafında döndü kısaca. "Kanlı ve canlı." Göz kıptı. "Ta kendisi."
"Burada ne arıyorsun?"
Sırıttı. "Seni kaçırmaya geldim, bebek." Elimi tuttu ve gözlerini kıstı. "Sana döneceğim demiştim."
Boynuna sıkıca sarıldım. "Buradasın."
Elini omzuma koyup beni sardı. "Buradayım." Sonra hızla geri çekildi. "Ama burada olmamalıyım, olmamalıyız." Yerdeki çantamı aldı ve elimdeki bıçakları içine atıp, çantayı bana uzattı. "Hadi, acele etmeliyiz bebek. Aksi takdirde Rungenalarla dans etmek zorunda kalacağım."
Çantayı alıp, son kez şelalaye baktım ve onu takip ettim. "Sonunda onlardan kaçıyor muyum?"
Kafasıyla onayladı. "Seni o manyakların elinden, kurtarıyorum."
Oradan oldukça uzaklaşmıştık ama hâlâ bizi bulabilirlerdi. "Jussy beni bulabilirler," boynumdaki dövmeyi işaret ettim. "Bu şekilde takip edebiliyorlar, orada olmadığımı çoktan fark etmişlerdir."
Dursaksamadan hızla devam etti, onu takip ettim. "Biliyorum. Merak etme bulamayacaklar."
"Nasıl?"
"Seni Enijan bölgesine soktuğumuz an, izini kaybedecekler." Hızla duraksadım.
"Enijanlar mı?" Duraksadığımı fark edince dönüp bana baktı. Sırtımdaki çantanın kulplarını sıktım. "Beni götürmeyi düşündüğün yer baş düşmanlarımın ini mi?"
Jussy ellerini havaya kaldırdı ve gözünün önüne gelen saç tutamını üfleyerek uzaklaştırdı, bana bıkkınca bakıyordu. Gözlerini büyüttü. "Seni niye buraya getirdim sanıyorsun, ballı çöreğim. Önce güvenliğini sağlamam lazımdı, bundan emin olmalıydım." Ellerini çırptı ve sırıttı. "Ve bunu tabiki kolayca hallettim, ikna kabiliyetim yüksektir bilirsin." Tek ayağının üstünde döndü ve ilerlemeye devam etti. "Şimdi, hadi gidelim."
Hareket etmedim. "Daha geçenlerde biri beni öldürecekti, Jussy."
Tekrar bana döndü ve gelip elimi tuttu. "Ar, biliyorum çok zor geliyor ama bana güvenmek zorundasın." Omuzlarımı elleriyle kavradı ve masumca yüzüme baktı. "Topuklu ayakkabılarım üzerine yemin ederim ki seni koruyacağım, kimse sana zarar vermeyecek." Derin bir nefes aldım. "Her şeyi de anlatacağım," tek elini kalbinin üzerine koyup, gözlerini kırpıştırdı. "Söz."
"Pekala." Elimden tutarak, beni götürmeye çalıştı. Bir süre onun yönlendirmesiyle devam etmiştik ama durmadan ağaçlara çarpıp küfrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
FantasyHer şey tanrının planıyla başladı. Melek tanrıya ihanet etti, tanrı onu cehenneme hapsederek cezalandırdı. Sonra insan tanrıya ihanet etti, tanrı onları cennetinden kovup, dünyaya gönderdi. Sonra insan oğlunun ilk çocuklarından biri, yer yüzündeki...