Kucağındaki Cookie elimle oynarken, parmaklarıma göbeğini okşamaya çalışıyordum. Oysa hepsini canımı acıtmadan ısırıp, kendince benimle oyun oynuyordu.Kahvaltı yapmış, hep birlikte salonda oturuyorduk. Hava oldukça kapalı, içerisi serindi. Şömineyi sabah erkenden Shadow yakmıştı, krem düşkünü camın önündeki koltukta oturuyordu. Bakışlarını camda tutarken, konuştu. "Kızıl saçları olan Rungena,"dedi yavaşça. "Buraya gelmek istiyor."
Kaşlarımı kaldırdım. "Simon mı?"
Kafasını çevirmeden göz ucuyla bana baktı ve kafasıyla bir kere onayladı.
"Hayır."
Shadow'un keskin sesiyle, hepimizin bakışları ona döndü. Kaşları çatıktı. "Hayır?"
Keskin bakışları bana döndü, ama annemin sesi bir şey demesini engellemişti. "Burada olabildiğince fazla kişiye ihtiyacımız var."
Shadow sinirli bakışlarını ona çevirdi. "Bu iyi bir fikir değil."
Tek kaşımı kaldırdım. "Neden?"
Bakışları dediklerimi umursamazca bana dönmedi bile, annemde sabit kalmıştı. Sadece kaşları bir tık daha çatılmıştı. "Kuyarna'dan haberleri olursa, olabilecekleri bir düşünün."
Annemin tedirgin bakışları bana döndü, bense durumu bir süzgeçten geçirmekle meşguldüm zihnimde. "Simon'a güvenebiliriz."
Keskin bakışları bana döndüğünde, bedenim olduğum yere sinme isteğiyle dolup taşmıştı, ama ben bunu yapmak yerine yerimden kıpırdamadan ona baktım. Cookie kucağımdan atlayıp, yanıma kıvrıldı ve patilerini yalayarak kendini temizlemeye başladı. "Onu ne kadar iyi tanıyorsun?"
Kaşlarımı çattım, Simon'a olan bu aşağılayıcı tavırları kesinlikle hoşuma gitmiyordu. Sonra tek kaşımı kaldırdım ve kollarımı birleştirip, bacağımı diğerinin üstüne attım. "Seni tanıdığım kadar iyi."
Kaşı kavisle kalktı. "Hiç tanımıyorsun demek, ben de öyle düşünmüştüm."
Dün söylediği şeyler zihnimde çınladı, içimden kendime hayali bir tokat attım. Ama duruşumu bozmayıp, durumu kıvırmaya çalıştım. "Sana ne kadar güvenebiliyorsak, ona da o kadar güvenebiliriz demek." Gülümsedim alayla ve onu taklit ettim. "Ben de öyle düşünmüştüm."
"Arlien,"Annemin sesiyle bakışlarım ona döndü, adımları bana yaklaştı ve yanıma oturup, ellerimi okşadı parmağıyla. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. "Güvenebileceğimize emin olduğumuz kişilere ihtiyacımız var, çok kötü şeyler olabilir. Söz konusu senin hayatın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
FantasyHer şey tanrının planıyla başladı. Melek tanrıya ihanet etti, tanrı onu cehenneme hapsederek cezalandırdı. Sonra insan tanrıya ihanet etti, tanrı onları cennetinden kovup, dünyaya gönderdi. Sonra insan oğlunun ilk çocuklarından biri, yer yüzündeki...