Bölüm Üç: Sırlar Ve Gerçekler

943 77 55
                                    

Biraz düşündüm ve burada kalmaya karar verdim, sonuç olarak benden en fazla ne isteyebilirdi ki?

Söylediği kattaki odama gitmek için eski merdivenleri çıkmaya başladım. Yaklaşık yedi kat çıkmıştım ve bu uzun merdivenler bacaklarımı yormaya başlamıştı.

Sekizinci katın merdiveninin basamaklarını tırmanmaya başladığımda üçüncü adımımda önümdeki üç basamak kırıldı ve ayaklarım bir boşlukla baş başa kaldı.

Çevik bir hareketle merdivenin önümdeki basamaklarından birine tutundum. Herhangi bir koridor da giremiyordum çünkü koridor ve odalar kuyunun duvarlarının içindeydi. Kuyunun orta kısmı tamamen boşluktan ibaretti.

"Burada kalırken tehlikelerime karşı hazırlıklı olmalısın insan evladı." Sağ tarafımdan gelen yabancı sese doğru döndüm. Bu bir kadındı. Belinden aşağısı yılan kuyruğuydu. Açık yeşil bir teni vardı. Saçları da iri bir yılanın bedeni ve kafasından oluşuyordu. Kuyruğunu kuyudaki bir kolona sarmış bana bakıyordu. İspanyolcası oldukça kotüydü.

"Kimsin sen?" Tutunduğum basamağa baktı öfkeyle. Ve basamak kırıldı. Bir arkasındakine tutunduğumda ona da sertçe bakarak kırdı. Hızla yere düşmeye başladım. Artık kurtulamayacağımdan emindim. Tutunabileceğim hiçbir yer yoktu.

Birden bir siyahlık gördüm tepede. O kadının yanından hızla bu tarafa doğru iniyordu. Yere çakılmama üç kat kalmıştı. O siyahlık bana hızla yaklaştı ve beni iri kolları ve kanatlarının arasına aldı.

Karanol Obliviyan Canavarı...

İri ve kemikli siyah kanatları çıkmıştı sırtında. Yüzüme baktı kurtarıcı canavarım(!) Birkaç saniye öylece birbirimizin yüzünü inceledik. Sonra yukarı kaldırdı o kafasını. Ve yukarı doğru uçmaya başladı. Yukarı gelip yılan kadının karşısında durdu.

Kolunun biri belimi, bir diğeri sırtımı kavramış, düşmemem adına beni sıkıca tutuyordu. Dişlerini sıktı. "Seni misafirimize nazik davranman konusunda uyarmıştım Briana!" Diye kükredi.

Kadın kaşlarını çatarak kollarını göğsünde birleştirdi. "Asla bizi öldürmeye çalışan bir insan evladına iyi davranmam Andrei!"

Andrei... gerçek adı Andrei miydi?

Andrei diye seslenilen Karanol canavarı gözlerini yumdu ve sakinleşmek ister gibi bir nefes aldı. "O sadece bir misafir değil Briana, geçmişte onun için neler yaşadığımı çok iyi biliyorsun." Cümlesini dişlerini sıka sıka kurmuştu.

Briana denilen yılan kadın kaşlarını çattı. "Az önce kim olduğumu sormuştun, değil mi tatlım?" Dedi yapmacık bir samimiyetle Andrei'ye bakarak. Ardından bana döndü. "Şuan kollarında durduğun adamın karısıyım ben!"

Sırtımdaki elini çekerek işaret parmağını kaldırdı. Bana bakarak konuştu. "Eski karım. Malum canavar olunca bazı lanetlere maruz kalıyorsun ve bu lanetleri çözmenin ilginç metotları var." Sevimli bir şekilde gülümsedi. "Sana bir ara ırkımdan bahsederim agresif güzellik."

Yanağımdan makas alınca koluna vurdum. "Kes şunu seni aptal!" Dedim dişlerimin arasından. Küçük bir kahkaha attı. "Sana agresiflik çok yakışıyor! Çok tatlısın!"

"Andrei kes şu saçmalığı! O kız ölmeli!"

Yılan kadın çok sinirlerimi bozmuştu. Ben de onun sinirlerini bozmalıydım. İçimdeki huysuz Alejandra bunu yapmamı söylüyordu.

"Aslına bakarsan eski kocan onun kollarında olmamdan gayet memnun. Seni istemiyor gibi duruyor ha? Ne düşünüyorsun?" Eski kelimesinin üzerine özellikle bastırmıştım.

Canavarın Gözlerinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin