Bölüm Yirmi: Hüzünler Ve Kararsızlıklar

293 27 37
                                    


Yazardan:

Gece yarısı kuyudan dışarı çıktığında, kardeşi Vlad'ı karanlık bölgenin karşısındaki bir ağacın altında, hüzünlü bir şekilde, gecenin karanlığıyla kapanmış gökyüzünü seyrederken yakaladı. O da aynı şekilde kafasını kaldırıp parlak yıldızların süslediği göğe baktı. Gerçekten de çok güzel görünüyordu.

Ağır adımlarla karanlık bölgeden çıktığında kardeşi onun varlığını farketmesine rağmen kafasını çevirip o yöne bakmadı. Derin bir nefes alarak ana dili olan rusça bir cümle kurdu.

"Kafanı kurcalayan şey ne?"

Kardeşi ciğerlerine derin bir nefes çekerken konuştu. Hüzün sebebi belliydi. Bugün öğle saatlerinde Alejandra, kendisiyle birlikte Hermosa'yı da götürmüştü. Bir bahane bulup onu eğitimlerinden sonra getireceğini söylemişti. Fakat Vlad onu şimdiden çok özlüyordu.

"Önümüzdeki bir ay boyunca onun özlemine dayanmak zorundayım Aleksandr." Gözlerini abisine çevirdi. "Onu özlüyorum fakat yanımdayken sarılamıyorum, öpemiyorum, onu sevdiğimi söyleyemiyorum, doya doya bakamıyorum. Ona olan özlemimi sadece göz ucuyla bakarak bastırabiliyorum." Kafasını önüne eğerken konuşmaya devam etti. "Onun burada olmaktan memnun olup olmadığını bilmiyorum fakat orada hep tehlikede olacak. Belki de zamanla-" dediğinde aklına gelen ihtimalle öfkeden dişlerini ve yumruklarını sıkmaya başladı.

Tek kaşını kaldırarak cümlesinin devamını bekledi kardeşinin. "Belki de zamanla?"

Vlad öfkeyle burnundan solurken konuştu. "Belki de zamanla o Antonio denen pisliğe karşı bir şeyler hissedecek."

Aleksandr derin bir nefes alırken konuştu. "Şu Antonio hakkında bildiklerini en baştan anlat." Ayaküstü konuşmuşlardı fakat olayın ayrıntılarını tam olarak bilmiyordu.

O adamın ismi geçince kardeşinin nasıl da öfkeyle nefes alıp verdiğine şahit oldu. Vald öfkeyle nefes alıp verirken sıktığı dişlerinin arasından konuşmaya başladı.

"O Antonio olacak herif Hermosa'yı taciz ediyormuş."

Hızla ayağa fırlayarak abisinin tam karşısında durdu. "Onun beline dokunuyormuş, elini tutmaya çalışıyormuş, onu tehditlere maruz bırakıyormuş!" Öfkeyle konuşmaya devam etti. "Ve bunların hepsini Solariyan Prensi olmasının rahatlığıyla yapıyor! İsterse dünyanın prensi olsun! Hiç kimse, hiçbir kadına karşı böyle bir harekette bulunamaz!"

Aleksandr bunları dinledikçe sinirleniyordu. Böyle bir insanla Alejandra'nın ve diğer insanların aynı ortamda yaşıyor olması, aynı ortamda nefes alıyor olması bile onu rahatsız ediyordu.

Derin bir nefes alırken konuşmaya devam etti. "O herifin kimseye zarar vermesine izin vermeyeceğiz Vlad, eğitimlerden sonra da Hermosa isterse buraya gelecek."

Vlad sinir bozukluğuyla güldü. "Eğitimlerin bitmesine en az bir ay var Aleksandr!"

Aleksandr'ın dakikalar sonra kaşları ilk kez çatıldı. "Pekala Vlad, eğer sorunsuz bir şekilde sevdiğin kadına kavuşmak istiyorsan bir ay kadar beklemelisin. Ama eğer kaos istiyorsan, savaş başlatarak değer verdiğin bir çok kişinin ölme ihtimalini de göz önünde bulunduruyorsan Solariyan sarayına gidebilirsin."

Vlad dinledikten sonra susmaya karar verdi ve derin bir nefes alarak konuyu değiştirdi. "Şu aralar ne üzerinde çalışıyorsun?"

Aleksandr kardeşinin tartışmak istemediğini anlayarak aynı şekilde yeni açılan konuya dahil oldu. "Leydi Mathilda'nın kolyesi, bir şeyler fısıldıyor."

Vlad anlamaz gözlerle ona baktığında Aleksandr, konuya açıklık getirdi. "Fiona'ya bir şeyler fısıldamış fakat bunun ne olduğunu öğrenemiyorum, sadece rusça olduğunu ve onun geleceği hakkında söylemler olduğunu biliyorum."

Canavarın Gözlerinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin