Sunucu: Ve Biyoloji Olimpiyatlarının Takım birincileri, Hyeongdam Lisesi'nin kız takımı üyeleri Son Chaeyoung ve Myoui Mina!
Zor olmuştu onlar adına.
Özellikle de Mina için. Çünkü final etabında Namjoon ve Jimin ile karşı karşıya olmak zorunda kalmıştı.
Ama Chaeyoung yanında olduğu sürece hiçbir şeyden endişe etme ihtiyacı duymuyordu. Chaeyoung bir nevi onun güvenli limanı olmuştu.
Isıtmak için ellerini ödünç almıştı.
Sarılmak için kollarını ödünç almıştı.
Ağladığında yaslanmak için omuzlarını ödünç almıştı.
Ve öpmek için dudaklarını ödünç almak istiyordu.
Hayır. Ödünç almak değil. Bir şeyi ödünç aldığın zaman o şey sana ait olmaz.
Mina, Chaeyoung'un ona ait olmasını istiyordu.
Tüm bu düşünceler neden olimpiyatlar sırasında aklına doluşmuştu bir fikri yoktu. Belki kazanmalarının sevinciyle Chaeyoung'un ona sıcak gülümsemesini vermesiyle birlikte ellerini tutmasından, yine sevinçten kaynaklı ellerini sallamasından kaynaklıydı.
Mina onun gözüne birinin bu kadar güzel gözükebileceğini hiç düşünmüyordu. Hem de hiç.
Yani aslında birini sevebileceğini hiç düşünmemişti.
Chaeyoung: Mina, hadi kendine gel! Biz olimpiyatların birincisi olduk! Başardık Mina başardık!
Mina: Başardın...
Chaeyoung: Ne? Hayır, birlikte başardık-
Mina: Beni kendine aşık etmeyi başardın.
Chaeyoung: Mina...
Mina: Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Chaeyoung: Mina-
Mina: Tek istediğim düşünüp cevaplaman.
Chaeyoung: Mina artık beni dinleyecek misin? Ben de seni seviyorum!
Mina: Ne?
Chaeyoung: Görmek ister misin?
Mina onu öpeceğini düşündüğü için kabul etti. Ama Chaeyoung onun elini tutarak zihninde kısa bir yolculuğa çıkardı Mina'yı.
"Merhaba Mina! Bu benim iç sesim. Sadece temas yoluyla bilincini doğrudan zihnime sokmayı başardım, güzel özellik değil mi? Bunu ben de yeni keşfettim, bu yüzden önceden söylemediğim için kızma. Buradan hafızama, bilgi belleğime, rüyalarıma ve hatta duyularıma ulaşabileceksin. Gözlemlediğim kadarıyla burada zaman kavramı olmadığı için geçirdiğin süreyi fazla tutsan bile dış dünyada değişim olmuyor, o yüzden istediğin kadar takılabilirsin. Ama çok fazla tutmaya da çalışma, eğer bilincini yorarsan bilincin tekrar vücuduna döndüğü zaman bayılabilirsin ve kupamızı almadan önce bunun yaşanması pek de iyi olmayabilir. Eğer sorun olursa bana seslen!"
Mina bunun yaşandığına inanamıyordu. Kendi vücudunu, uzuvlarını görebiliyordu ama sanki hayalete dönüşmüş gibiydi; eli içinden geçiyordu mesela. Bu berrak, toz pembeyi andıran renklerin her tarafını doldurduğu yerde ne yapacağını bile bilmiyordu.
Mina: Chaeyoung burada ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sadece önümde koca bir ağaç var. Oraya mı gitmeliyim?
Chaeyoung: Yüksek ihtimalle öyle, bilemiyorum. Her insanın zihni farklı işliyor. Mesela senin zihninde ise koca bir kitap var.
Mina: Benim zihnimde mi?
Chaeyoung: Ehe, zihnime ulaşabilmen için bilinçlerimizin yerini değiştirmiş olabilirim.
Mina: Umarım orayı fazla kurcalamıyorsundur.
Chaeyoung: Sadece bunu ilk keşfettiğim zaman birkaç anına ve birkaç rüyana bakmıştım o kadar. Merak etme, senin iznin olmadan bir şey yapmam.
Mina: Peki biz burada konuşmayı nasıl başarıyoruz? Ya da birbirimizi duymayı?
Chaeyoung: Sanırım vücutlarımız teması kesmediği için sürekli olarak mikroorganizma alışverişi yapıyoruz, bu da kontağımızın kesilmemesini sağlıyor.
Mina: Yani elimizde sadece teorilerin var, öyle mi?
Chaeyoung: Dediğim gibi, bu özelliğimi yeni keşfettim.
Mina: Ağacın yanına geldim. Ne yapmam gerek?
Chaeyoung: Herhangi bir kavram söyle. Önüne hafızamdan anılar, bilgi belleğimden bilgiler ve rüyalarım farklı şekillerde gelecek. Yani mesela, senin zihninde bir kitap var bu yüzden tüm bu saydıklarım sayfalar halinde gözüküyor, onlara dokunarak istediğim şeye ulaşabiliyorum. Sende de ağaç ile ilgili bir şeyle gelmeli, yaprak dal vs.
Mina: Anladım.
Mina ağaca dokunup dokunmaması gerektiğini bilmediğinden sadece fısıldayarak ismini söyledi. Önünde küçük fidanlar yeşerdi. Mina önündeki ilk fidana dokunup Chaeyoung'un anılarına ulaştı. İlk tanıştıkları günden tut, olimpiyatlara kadar her şeyi gördü. İkinci fidana geçtiğinde kendisiyle ilgili bilgiler gördü. Meğer Chaeyoung ne iyi tanıyormuş onu! Rüyalarıyla ilgili hiçbir şey görememişti ama.
Daha fazla bakmak istemedi, ayrıca yorulduğunu hissetmeden önce buradan çıkması gerekiyordu. Bu yüzden Chaeyoung'a seslendi.
Mina: Chaeyoung, artık çıkmak istiyorum.
Chaeyoung: O zaman ya senin benim duyularıma ulaşman ya da benim senin duyularına ulaşmam gerek. Duyu kısmı biraz karmaşık olduğundan benim yapmamı ister misin?
Mina: Kafana göre takıl.
Fazla süre geçmeden Mina tekrardan Chaeyoung'u görmeyi başarmıştı. İkisi de hafif sendeleyip etraflarına tutunduklarında Chaeyoung konuştu.
Chaeyoung: Bunu yaparken gözlerimin mavi ışık saçtığını keşfettim.
Mina: Nasıl?
Chaeyoung: Görme duyun sayesinde. Nasıl bir tecrübeydi?
Mina: Olağanüstü.
Chaeyoung: Şimdi öğrendin mi seni sevdiğimi?
Mina: Hm hm. Hadi gidip kupayı alalım mucizevi sevgilim.
![](https://img.wattpad.com/cover/342748635-288-k293340.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Single Forever
Fiksi PenggemarBen sonsuza kadar bekarım. Ben sonsuza kadar bekarım. Ben sonsuza kadar bekar kalacağım. Siktir, sonsuza kadar ona sahip olmak istiyorum. Myoui Mina X Son Chaeyoung