İyi okumalarrr
Karşımdaki beyaz rengi siyah ile kaplanmış duvara bakıyordum. Aradan 3 hafta geçmişti. Benle konuşup yardımcı olmaya çalışan savcıya sonuna kadar kendimi suçlu gösterim. Ege ve Musa mahkeme salonunda nekadar olay çıkarıp benim suçu üstüme almama engel olmaya çalışsalarda suçu üstüme aldım. Benim ne düzende olan bir hayatım ne de evde bekleyen bir ailem vardı ama Ege için aynısı söylenemezdi.
" Ali gel yemek asır gel " dedi bu cezaevinde en büyük adamı olan Kasım abi.
Sesin geldiği yöne döndüm. Geldiğimden beri kimse bana kötü davranmamıştı. Sadece bir kişi dışında.
" Teşekkürler aç değilim " dedim.
" Hadi oğlum gel birşey yediğin yok " dedi inatla Kasım abi.
Kalkıp yemek masasına gidip bana ayrılmış boş yere oturdum. Kasım abi önüme dumanı üstünde olan sıcak çorbayı koydu. Televizyonda ki maçı izlerken yine fenermi galatamı kavagası yapıyorlardı. Olmayan iştahımla kaşığı çorbaya koyup içmeye başladım. Burasının çok kötü olduğunu falan derlerdi ama çay ocağında pek farkı yoktu. Yemekten sonra kendi yatağımda oturup tükenmez kalem ve bulduğum bir deftere çizim yapardım. Bu dört duvar arasında ruhuma ve bana iyi gelen tek en güzel şey resim çizmekti.
**
Gece yarısı olmuştu saat ikiye geliyordu. Boğazım kuruduğu için uyanmıştım yataktan kalkarken bir süre sersemlesem de kendime geldim. Su içmek için mutfağa ilerledim. Yarı uykulu halimle cezaevinin bahçesindeki ışıkların aydınlattığı mutfağa girdim. Dolapta bulduğum bardağı alıp musluğa tutum suyu açacaken arkamdan bana yaslanan beden ile elimdeki bardak düştü. Dönmeme engel olup beni belimden tutup kendine bastırdı. Kalçamda hissettiğim sertlik ile vücudumu büyük bir korku kapladı. Boynuma eğilip kulağıma nefesini üfledi . Hareket edemiyordum. Kendimi kurtarmak için çabalamaya çalıştım çok güçlüydü yada ben fazla güçsüzdüm.
" Seni erkek güzeli " dedi it herif.
Dirseğimi karnına geçirdim bu hareketimle geri gidip karnını tutu Bana bu cezaevinde kötü davranan tek kişi Hasan'dı dolu dolu olmuş gözlerimle mutfaktan çıktım arkamdan gülüyordu.
" Bugün değilse yarın " dedi şerefsiz it.
Yatağıma girip yorganı kafama kadar çektim . O adama cevap vermedim veremezdim de çünkü bu adam beni geldiğim ilk günden beri hep bunu yapıyordu. Sürekli beni ölümle tehdit ediyordu. Yine her gece gibi ağlaya ağlaya uyumuştum.
Sabah çay bardağı karıştırma ve adamların kahkaha sesleriyle uyandım. Küfürler eşliğinde okey oynayan gurup diğer yanda Tavla atan gurup öbür yanda maç izleyip kim daha iyi tartışması yapanlar vardı. Yatakta oturur hale gelip gözlerimi ovdum etrafa bakarken köşede beni izleyen Hasan' la göz göze geldim. Gözlerimi onun yüzünden çekip önüme döndüm.
Bugün üç saatlik süreyle cezaevinin bahçesine çıkmamıza izin verilecekti ama dışarı çıkacak kadar kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Geceden kalan baş ağrım vardı. Duyduğum kilit sesiyle kapıya döndüm iki asker içeri girdi biri konuşmaya başladı." Üç saatlik dışarı çıkma süreniz başladı "dedi. Diğer asker de içerideki kişileri saydı sonra geri çekildi. İçerdeki herkes yavaş yavaş dışarı çıkarken. Kasım abi bana döndü.
"Ali kalk gel " dedi.
" Yok başım ağrıyor" dedim.
" Sen bilirsin" dedi Kasım abi odadan çıkarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meftun (BXB)
ChickLit" Ellerini ensene koy ve arkanı dön çocuk bana daha faza tekrar ettirme! " dedi öfkeyle Kırık gözlüğümdeki mavilerimi onun öfke dolu yeşilerine çevirdim keskin ve sert bakışları beni öldürecek gibiydi çok korkunçtu.