6

9.6K 674 342
                                    


Hadi hepinize iyi okumalar
oy ve yorum yapmayı unutmayın

Sabah cezaevindeki gürültüyle uyandım. Ama bu herzamanki maç, tavla, okey de kim yendi konuşmaları değildi. Ne olmuştu ve sabah sabah bu gürültünün neyin nesiydi.

" Sence ne yapmış" dedi bazı kişiler.

" Bilmem ama büyük rütbeli biri çağırmış hiç iyi değil."

" Bazı kişileri sorgu için çağırıyorlar " dedi Ferit abi.

" Seni niye çağırdılar Kasım ? " dedi Ayhan abi elinde olan bırakmadığı tavlası ile bunu demsine şaşırmıştım kasım abiyi niye çağırmışlardı ?

Uykulu suratımla yataktan kalkıp lavoboya doğru ilerledim. Kafam dün akşam ağlamaktan ağrılar girmişti. Yüzümü yıkarken cezaevinden bir kaç kişide tuvalete girdi. Herkes anlamadığım bu konu hakkında konuşuyordu. Ama benide pek ilgilendirmez di yeterince kafam doluydu. Üstümdeki tişörtü düzeltim arada arkama bakıyordum. O hasan piçi beni her zaman yalnız anımda yakalardı.

İşim bittince içeri geçip kahvaltı masasına oturdum. Kasım abi önüme çay bardağımı koyup karşıma oturdu. Bugün biraz fazla düşünceliydi elindeki tesbih ile ilgilniyordu.

" Maviş dün nerelerdeydin çok geç geldin ? " dedi Kasım abinin yanında mapusun aşçısı olan Ferit abi.

"Oğlum dur çocuk yeni uyandı bir kafasını toplasın" dedi ordan tavla oynayan Ayhan abi.

" Salın lan çocuğu sen kahvaltına başla Ali " dedi Kasım abi elindeki tesbihi bırakıp eline aldığı çatalı yandaki tabaktaki peynirden batırıp önüme koydu. Onlar tekrar bu sabahki mevzuyu tekrar konuşmaya döndü. Aklımda dünkü olanlar geldi. B yanım bu dün olanlara mutluydu hayatımda ilk defa bir insan tanımadığım bir yabancı benimle bukadar çok ilgileniyordu. Tabi arkadaşlarımdan sonra.

Günüm oturup çizim yaparak bir yandan Kasım abilerin muhabbetini dinleyerek. Beni yanına zorla çağırıp tavla oynamayı öğreten Ayhan abiyle, yemek yaparken soğanları doğramam için yardıma çağıran gözlerim dolunca 

" Lan maviş ağlama la " diye şaka yapan Ferit abiyle geçmişti.

Artık saat bir hayli geç olmuştu saat gece bire geliyordu ama bir eksik vardı. Buna eksik denilemezdi ama o şerefsiz Hasan ortalıkta yoktu. Onu bugün hiç görmemiştim. Acaba sabah bahsettikleri kişi omuydu benim jeton yeni yeni düşüyordu. Kafama okadar doluydu ki bazı şeylere artık anlam
veremiyordum. Kasım abi beni yanına oturtmuştu . Okey oynuyorlardı. Benimde katılmam için nekadar ısrar etsede oyunu bilmediğim için izlemeyi istemiştim.

" Bu maviş için " dedi Ayhan abi bunu demsiyle Ferit abi beni kolunun altına çekti.

" Hop bir dakika Ayhan maviş benden " dedi Ferit abi elindeki kağıtları Ayhan abinin suratına sallarken.

" Lan kim demiş. Zorla oğlanı takımına çekme " dedi Ayhan abi.

Onlar benim hangisinden olacağım kavgasını yaparken cezaevinin büyük demir kapısı açılmıştı. Herkesin suratı o tarafa döndü. İçeri tekerlekli sandalye ile getirilen tanınmayacak halde olan Hasan'ı görmemle şoka girdim. Kolu bacakları alçıdaydı kafası sarılmış burnu suratı kan içindeydi bir gözü de bandajlanmıştı. Korkunç görünüyordu.

" Kim bu Lan " dedi Ferit abi

" Ne olmuş yeni birimi" dedi ordan başka biri

" Lan hasan bu "  dedi Ayhan abi herkes şaşkınca karşımızda sargılar içinde tekerlekli sandalyede getirilen adama bakıyordu. Hiç iyi değildi olmasın da ama bu kadarı fazlaydı bir yanım bana küfür ediyordu. Adam ben buraya geldiğim günden beri zorla tecavüz ediyordu ama bu adamı bu hali üzülmeme neden oldu onu bu hale bir cani getirmişti. Adamın üstünden tank mı geçirmişler di. Asker tekerlekli sandalyeyi mapusun ortasına getirdi ve öylece bırakıp çıktı. Bir süre kimseden çıt çıkmadı şaşkınca yarı baygın haldeki Hasan'a bakıyorlardı.

Meftun (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin