Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•••
Park Jimin ve Kim Taehyung tüm olanlardan sonra beraber büyük odadan çıkmış, bahçede yürüyorlardı şimdi de. Huzurluydu jimin. Sanki her şey tam olması gerektiği gibiymiş gibi hissediyordu.
Kim Taehyung da aynı şekilde. O da yürümenin tadını çıkarıyordu şu an. Çok huzurluydu. Yanındaki miniği gördüğü zaman da onun minik vücudu o kadar güzel gelmişti ki ona... şimdiye kadar hiç kimseyle beraber olmamış birine göre tüm hissettikleri çok heyecan vericiydi. Yanındaki minik her türlü dikkatini çekiyordu.
"Prensim, bir şey konuşacağız dediniz ama, bir sorun mu vardı?"
Jimin en sonunda merakına yenik düşmüş ve sormuştu aklındaki soruyu. Taehyung ise ne diyeceğini düşünüyordu. Ona karşı dürüst olmak istiyordu doğrusu, onu hiç bir nedenle çağırmamıştı ki. Sadece beraber yürümek istemişti.
"Sana karşı dürüst olmak istiyorum."
Taehyung cümlesine başladığı zaman Jimin daha da meraklanmıştı. "Çok sevinirim." Gülümseyerek söylemişti jimin. Ona karşı dürüst olması gerçekten çok güzel bir davranıştı. Taehyung ise başını sallamış, ardından cümlelerine devam etmişti.
"Buraya gelmemizin hiç bir nedeni yoktu. Sadece seninle biraz yürümek istedim. Zaman geçirmek..."
Jimin yürüdüğü yerde durmuş, ardından prense bakmıştı şaşkın bir şekilde. Yürümek mi istemişti? Jiminle? Hiç bir nedeni olmadan? Zaman geçirmek?
Jimin şu an kafasını toparlayamıyordu. Sadece bugünün hiç bitmemesini istiyordu. Taehyung ise jiminin bir şey söylemesini bekliyordu.
"Ah şey... bende çok mutlu olurum prensim. Sizinle vakit geçirmek... beni çok mutlu eder."
Jimin gülümseyerek kurmuştu cümlesini. Taehyung da gülümsemişti ardından. "Adını bana bahşeder misin?" Jimin şimdi de kafa karışıklığı ile bakıyordu prense. Biliyordu çünkü ismini. "Tabii ki. Ama, siz zaten biliyorsunuz." Diye mırıldanmıştı bu nedenle.
"Ben senden duymak istiyorum."
Jimin tebessüm etmişti bu söylediklerine. Gerçekten, şu an feci şekilde etkileniyordu prensten.
"Adım Park Jimin, prensim."
Taehyung jiminin önünde hafifçe eğilmişti "Çok memnun oldum." Jimin ise kahkaha atmıştı bunun üzerine. "Kendi adımı da söylemeli miyim?" Jimin tekrar kısık bir kahkaha atmıştı. "Tabii ki söylemelisiniz. Sizin kim olduğunuzu bilmeden nasıl sizinle konuşabilirim?" Taehyung jiminin oyununu sevmişti. Jimin de çok eğleniyordu üstelik.
"Kim Taehyung, çok memnun oldum sizinle tanıştığıma." Bu sefer jimin eğilmişti prensin önünde. Ayrıca kendini prens diye tanıtmadığı da gözünden kaçmamıştı. "Çok memnun oldum efendim." İkisi birbirine baktığı zaman kahkaha atmış ve yürümeye devam etmişlerdi.
